SELAMÜN ALEYKÜM CANLAR:)
..
Sabahın nuruyla aydınlanan evlerin lambaları , namazlarını kıldıktan sonra teker teker sönüyordu.
Meyra ise namazını kıldıktan sonra eline aldığı kitabı okumaya başladı .Birkaç sayfa okuduktan sonra gözleri yavaş yavaş isyan bayraklarını çekerek yumuldu. Kitabın sayfalarına kafası gidince oturduğu çalışma masasında uyumaya başladı.
Güneş yavaş yavaş yerini alırken mahalle sakinleri de hareketlenmeye başlıyordu. İlk kapısını açan her zaman ki gibi fırıncı Rüstem amcaydı sonrasında bakkal Niyazi emmi , manav Selçuk abi ve işine gidecek Sıddık bey derken mahalleliler yeni bir güne başlamışlardı.
Saat 7.00 alarmı çalarken gözlerini aralayan Meyra ,bir saat uyumanın verdiği sarhoşlukla tekrar kafasını masaya koydu , bir eliylede alarmı durdurarak tekrar gözlerini kapadı.
Saçlarında hissettiği el ile gözlerini açarak karşısında babasını görünce hafif tebessüm ederek "Sabah şerif'leriniz hayr ola babacım " diyerek kafasını yavaş yavaş masadan kaldırdı.
Yusuf bey kızıyla gurur duysa da bu kadar çalışmasına bir baba olarak kıyamıyordu.Kızlarını saçlarının teline zarar gelse dünyayı yakıp kavuracak olan adam ; kızlarına sevgisini tam manasıyla göstermemiş, hep kızlarını uykudayken seven , despot bir baba olarak göstermişti . Öğretmemişlerdi ona, çocuklarını nasıl sevmesi gerektiğini. Babası da aynıydı, hep gizli severdi çocuklarını. Oda babasından gördüğünü uyguluyordu.
Üç kızıda onun için "Başka'ydı" .. Onların olmadığı bir dünya düşünmek dahi istemiyordu.. Bütün babalar için çocukları bir başkaydı.. Ne kadar sevmekten korksalar da yüreklerinin büyük bir kısmını çocuklarına ayırırlardı..Hele birde çocuklarının annelerini seven bir adamsa daha da çok severdi çocuklarını.. Annesi olmayanın babası olmazdı.. Eşini bir ömür sevenler istisna..
Hem eşine göre muhteşem bir eş.. Hemde kızlarına göre mükemmel bir babaydı.. Yusuf bey..
Görücü usulu evlendiği hanımını bir ömür seven .Eşine olan sevgisini,saygısını ve sadakatini eksik etmezdi. Ve bu sevgiyi sadece karı koca bilirdi..Onlar gözleriyle anlaşır , gönülleriyle severlerdi.
"Meyra !! Sakın bir daha seni bu masada yatarken görmeyim kızım. Yatağını boşa mı aldık biz.."Sinirle söylediği sözler Meyra'yı biraz olsun üzse de, alışkındı o , babasının bu hallerine . Babasının bu seslenişi " seni düşünüyorum kızım " demesiydi.
Babası odadan çıktıktan sonra kollarını açarak iyice gerildi. Odanın içini bir kaç kez dolaştıktan sonra iyice gözleri açılmıştı. Çalışma masasına yönelerek üzerindeki bütün kitaplarını düzenledi. Bazısını kitaplığa bazısını da çalışma masasına koydu. Kitaplığa götürdüğü kitapları yerlerine yerleştirirken içlerinden bir kitabın içinden bir yaprak düştü. Bütün kitaplarını yerleştirdikten sonra kağıda uzandı. Kağıtta şöyle yazıyordu;
Gel ey sevgili, istersen yar ol gel ,istersen yara. Ne gönlümün derdini sor bana ne sararan yüzümü sor.Ey gönlümün sol yarısı , aklıma koydum seni aklım almadı, kalbime koydum seni sana doymadım. Arşımın aşkı yar, aşk sandığın kadar değil yandığın kadar..
Tebessüm edip kağıdı kalbinin üzerine koydu.
"Ey Aşkın en güzeli .. Beni sana aşık bir kul eyle.. "
Aşk'ın en güzeli rabbe olan aşk'tı..
Okuduğu satırları geçenlerde okumuş ve beğendiği için bir sayfaya yazmıştı. Baktıkça tebessüm ediyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/178619888-288-k72665.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VİSAL-İ AŞK
SpiritualElindeki tesbihi olanca kuvvetiyle bir o yana bir bu yana sallayıp , sinirden ağzında köpükler çıkarcasına kafasını sallamaya devam ediyordu genç delikanlı. Kafasında hep şu düşünceler vardı "Yakışıklıyım, ee babamında parası var hangi kızı isterse...