seokjin yine sahnedeydi. yine bilinmenezlikle sevişen düşünceleriyle savaşıyordu. yine mutlu mutsuzdu. yine tanımıyordu onlara bakan yüzleri. ama ruhlarını tanıyordu hepsinin.
hayranları hep birlikte seokjin'le düet yapıyordu. sonra gösteri bitti. ışıklar kapandı. onun için hiç açılmamış olan ışıklar.***
"yorgunum."
boğazı kurumuş gözleri kapalı sağ eliyle pet şişesini yokluyordu. sonra kucağına atılan pet şişeyle gözlerini aniden açtı ve acıyla inledi.
"ne yapıyorsun be?!"
"bugün iyi iş çıkardın. tebrik ediyorum hyung~"
suyunu yavaşça yudumladı. hatta o kadar yavaştı ki saniyeler dakikacasına geçer gibiydi.
"söyleyemedim. yine."
jimin seokjin'in yanına oturdu. ona sarıldı. ona o kadar güç verircesine cesaret belki de... ama ona her şeyini vermeye hazırdı jimin.
"hyung... belki... böylesi daha iyidir..."
jimin bir tüy kadar hafif gözyaşlarını bıraktı seokjin'e. seokjin ise üstüne her bir dökülen gözyaşında bir kayanın ağırlığını hissediyordu.
"bilmiyorum..."
seokjin'in göz pınarlarında zor tutunan gözyaşları kendilerini uçurumdan bırakır gibi serbest bırakmıştı. yağmuru andıran gözyaşlarının dinmesi için başka bir şey istemezdi seokjin. küçük jimin'i üzmek... son isteyeceği şeydi.
"hadi bakalım kalk ve uyumaya git. yarın seninde konserin var."
iyice sarıldı jimin. kollarını bu sefer boynuna dolamıştı seokjin'in.
"iyi ki varsın hyung. söz veriyorum her şey güzel olacak."
"kokunu çok seviyorum jimin. ne zaman odaya girsen hemen anlıyorum. k9 köpekleri gibi oldum senin yüzünden."
gözyaşlarına boca olmuş kahkahaları duyuldu odanın içinde. onlar bi haber siyah kanatlar dolaşıyordu terasta.
kızgın, sert, kanlı; bir çift kanat...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÂD |taejin
Fanfiction"bu gül kokusu da neyin nesi? güller bu zamanda böyle kokar mıydı? anımsamada bile zorlandım doğrusu." cezalandırılmış bir melek, tedavisi olmayan hastalıkla çevresi aynılaşmış bir şarkıcının hikayesi. taejin içerir.