Bölüm ismi taslakta hâlâ duran ve yayımlamadığım hikayeden aklıma geldi...
Jung su
Abimlere cidden özeniyordum.
Onlar birbirlerini ölüme rağmen sevmişlerdi ama ben hâlâ-neyse tamam boş verin
İş yerime geldim ve acaba dövmeci açsam daha mı iyi olurdu?diye düşündüm her sabah olduğu gibi.
Joon seo benden önce gelmiş ve sabahki tüm temizliği halletmişti.
Ona cidden minnet duyduğum dakikalardan sonra içerisinin boş olduğunu fark ettim.Daha kimse gelmemişti seo ise bardak siliyordu.
O kadar işine konsantre olmuştu ki benim geldiğim fark etmemişti.
Hızla tam önüne geldim baktım fayda yok boğazımı temizledim duymadı en sonunda bende tezgah arkasına geçtim arkadan belini sarınca korkuyla sıçradı ve olduğu yerde kaldı.
-Bay jeon
-resmiyete gerek yok seo.
-...
-nasılsın bu sabah?
-iyi
-nasıl iyi çok iyi,pek iyi gibi mi?
Gülümsedi gözleri anında küçücük kaldı.
-seninle hep pek iyi
Bana dönen ve gülümseyen surata bir öpücük yerleştirdim.
Evet biz sevgiliyiz...ve mutluyuz.İlk baştaki konuşmamdan sevgilim yok zannettiyseniz yanıldınız.Benim cidden kızları kıskandıracak güzellikte bir sevgilim var.
Şimdi mutfak tarafına gidiyor tahminen sabah kahvemi ve kurabiyelerimi getirecek evet ilişkide kim seme gayet açık değil mi?
Ben onu beklerken mavi kadife koltuklardan birine oturdum...
Evet koltuk biz sandalye kullanmayız.
Aslında iyi olabilirdi koltuklar rahat ama fantezi olurdu.
Tabiki benim bazen kedi gibi utangaç bazen kedi gibi atılgan sevgilim haşin uke tavırlı aşkım bana bu fantezi severlikten kaynaklı bir isim koymuş durumda...phantaso.
İçeriden geldi ve kahvem ve kurabiyelerimi getirdi.
-çok hoş görünüyorsun bu gün seo.
Önce güldü sonra:
-sende çok yakışıklısın bazen kıskanmamak elde olmayabiliyor bu gün erken mi kapatsak ne dersin phantaso?
-hımm güzel fikir
Ayağa kalktım ve ona sarıldım dişlerimi yanağına sürttüm biz bunu tahrik olduğumuzda yapardık.
Saçma gelebilir ama alışkanlıklar her zaman mantıklı olmayabilir.
Seo içeri gitti ve bende işlere koyuldum daha müşteri yoktu ama kek yapımı için malzemeleri aldım.
Bu sırada kapı açıldı ve içeri abimler girdi.
-evet abicim hoş geldiniz ne istersiniz?
-Aslında işler nasıl diye bakmaya geldik.
Dedi jimin hyung.
Bu sırada seo dışarı çıktı.
-pekâlâ ah size en yakınımı tanıştırayım bu joon seo jimin hyung sen zaten tanıyorsun.
Abimin bakışıyla düzeltme ihtiyacı duydum.
-şey senin canın bir şeyler isteyince gelmişti ilk olarak o zamandan yani.
-hım
Dedi abim üzerine gitmeyecekti konunun bu hım o hımdı çünkü tamam kapatalım anlamında kullanırdı.
-siz geçin biz size özel bir şeyler hazırlayalım demiştim ki abim seo yu yanına istedi.
Jimin hyungu da yanıma gönderdi anlaşılan eski abim hiç değişmemişti ve seo yu test edecekti doğru duydunuz test eskiden sevgilim olacaksa ilk ben test edeyim derdi şaka yaptığını sanırdım ama doğruymuş sanırım.
Jimin hyungu da alıp içeri geçtim ona da bu durumu anlatınca tam da kocamlık bir hareket.
Dedi ve sustu.
Jungkook
Seo'yu yanıma oturttum.
-eveeeet anlat bakalım nasıl tanıştınız?
Önce çekindi sonra boğazını temizledi pür dikkat onu dinliyordum aslında benden iyi görümce olurmuş.
-biz önce spor salonunda karşılaştık sonra da bir pizzacıda...
-nasıl yani?
-önce spor salonunda göz göze geldik ama benim acelem vardı çünkü arkadaşımın doğum günü için pasta almalıydım oraya en yakın pastahane de burası hatta spor salonu da tam karşımızda bakın.
Dedi ve gösterdi sonra devam etti.
-işte ben çıktım hızla pastahaneye gittim tam karşıdaki tezgahta pastaları süslüyordu.
Önce şaşırdım tabi sonra bana baktı ve göz göze geldik gülümsediğinde kalbim deli gibi atmaya başladı.
Kekeleyerek:
-a-acaba pasta siparişi verebilirmiyim?
Dedim kahkaha atmaya başladı ve daha da fazla utandım.
-Buraya laflamaya gelen pek olmaz zaten.
Dedi ve daha da kızardım sonra lafına devam etti:
-Ama sen laflamaya da gelsen dinlerdim.
Dedi ve bende teşekkür ettim.
Ardından işinden memnun mu?,nasıl bir aileye sahip? Kısaca her şeyi konuştuk.
Senden çok bahsetti mesela önce seni rol model aldığını fark ettim sonra bana ama o çok pasiftir kırılgandır tıpkı senin gibi ama ben daha sertimdir.
Dedi zaten bunu o baskın auradan anlamıştım.
Sonra her gün buraya gelmeye başladım ve birden işe girdim daha da yakınlaştık sevgili olduk.
-ay ne şirin
-peki siz nasıl tanıştınız ve evlendiniz?
-bir gün anlatırım.
Konu kapandı ve seo içeri doğru bağırdı:
-phantaso gelmemi istermisin,yardım edeyim mi?
-Gerek yok.
İçeriden boğuk bir ses geldi.
Garibime gitmişti ve sormadan edemedim:
-phantaso ne demek?
-aslında bir tanrının adı.
-anlamı ne?
-phantaso...ım...fantezi tanrısı demek.
Gözlerim kocaman oldu vay be cidden hoş demekki birlikte oldular.
Seo biraz utandığını belli edince konuyu şimdilik kapattım ama derinlemesine konuşacaktık bunu...sonra...seo yu sevmiştim aslında tatlı çocuktu ve bizim huysuzu çekebiliyordu demekki sabırlı çocuktu.
Bu sırada jimin ve jung su geldi.
Jimin yanıma geçti kulağıma eğildi:
-Seo yu çok zorlamadın umarım.
Sessiz kalmayı tercih ettim.
Saatlerce orada oturduk sonunda ben yorulduğumu söyledim ve arabayla eve geldik.
Odamda oturuyordum çok yorulmuştum bacaklarım ve başım ağrıyordu.Lanet olasıca migren
Jimin odaya girdi:
-Aşkım migrenin mi?
Sadece kafa salladım.
Hızla yanıma geldi oturdu ve başımı bacaklarına koydum.Elleriyle başımda daireler çizmeye başladı.
O kadar iyi geliyordu ki cidden kelimelerle anlatılacak olsa şöyle derdim...
Önce normal baş ağrınızı beşle çarpın mide bulantısı, baş dönmesi ekleyin.
Ah evet şimdi beni biraz olsun anladığınızı umuyorum.
-Jimin benimle ne zaman konuşacaksın?
-Neyi?
-Şu diğer sevgilini,artık biz evli olmamalıyız çünkü beni aldattın ve ben hamileyim yani zaten bebek benimle kal-
-Daha neden yaptığımı bile bilmiyorsun
-bir tahminim var ama yüzüne söyleyemem.
-söyle çekinme
-pekâlâ uçkur sevdası.
-Hah beni bu kadar tanımadığına inanmıyorum.
-Ne demeye çalıştığını anlamıyorum park.
-Anlaman zaten imkansız senin,kocamın beni tanıdığını sanıyordum.
-tanıdığım jimin benden bir şey gizlemez.
Bunun ardından beni orada bıraktı deri ceketini telefonunu ve araba anahtarını alıp evden çıktı.
Anlatmadan nasıl bilebilirim ki?
Sanki zihnini okuyabiliyormuşum gibi yapıyor ayh sinirlerimi cidden bozuyor.
Beni tanımıyormusun? Ne demek ya!seni en iyi ben tanırım bunu nasıl yapabildiğini bile bilmiyordum ama kız karşıma çıktı işte demekki o kadar da iyi tanımıyormuşum...
Jimin
Evden sinirle çıktım beni kocasını nasıl tanımazdı?
Tanrı aşkına ben bu kadar adi bir herifmiyim?
Ben ve o kız-
Tam bu sırada telefonuma bir mesaj geldi.
Bilinmeyen:
-jimin bana son bir yardımın gerekli biliyorum her şeyi berbat ettim ama lütfen son kez.Ofladım ve attığı konuma arabamı sürmeye başladım.
•
•
•980 kelime BİTTİ SONU NASIL GELECEK BİLMİYORUM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kookie nin jimin i
FanficJeon jungkook bir bilim insanıydı ve bir şey üzerinde çalışıyordu yılın keşfi... Neden mi? Çünkü aşık olduğu adamı kurtarmak zorunda... Lise zamanlarında birbirine acı çektirmeyi seven ikiliydi jimin&jungkook... jimin bir AİDS hastası ve onu kurtar...