Bölüm 2

961 46 1
                                    

Tekrar Merhaba. Tabii ki hemen keşfedilmeyi beklemiyorum. Her şeyin sırası var. Umarım bir gün sizinle birlikte daha fazla okuyucumla burada mutluluğumuzu paylaşırız. İyi okumalar…

Alarmımın öldürücü sesiyle elimi hemen telefona attım. Ama elimi doğru yere atmadığım anlaşılıyordu çünkü telefonum yerleri öpüyordu. Annem odama geldi ve perdeleri sonuna kadar çekerek güneş ışıklarının yüzüme çarpmasını sağladı. Bunu her zaman yapardı ve sevmediğimi iyi bilirdi. Ne yapsın beni kaldırmasının tek yolu bu? Düşüncelerimden sıyrılıp yatağımda gözümü açmak adına gerilmeye başladım. Annem;

-Kızım uyan artık saat dokuz oldu.

Hep uyanmam için saati 1 saat ileri söylerdi. Artık yemiyordum.

-Anne artık inandırıcılığını yitirdi saat şakaların.

-Sen de kalk o zaman haydi kahvaltıyı ben kime hazırlıyorum? Uykucular sizi.

-Babam bile uyanmamıştır sen neden ilk beni kaldırıyorsun? Haksızlık bu.

Babamın sesini duyarak sesin olduğu tarafa kafamı çevirdim. Babam kapının pervazına yaslanmış, bana cevap veriyordu;

-Uykucu prensesim benim. Bak baban kalktı ama sen hala yatağında babanın arkasından konuşuyorsun. Hııımmm çok ayıp.

Bu çocuksu hareketinden dolayı babama bakarak gözlerimi devirdim. Bu hareketi bana nedense hiç yakıştıramazdı.

-Sana şu hareketi yapmamanı defalarca söylemiştim. Haydi bu kadar sohbet yeter. Annen aşağıda süper bir kahvaltı hazırlamış.

-Tamam geliyorum siz gidin.

-Tamam kızım dedi ikisi beraber.

Kısa bir duş aldıktan sonra saçlarımı kuruttum. Gözlerimin altı tanınmayacak cinste morarmıştı. Normaldi. Kapatıcımı sürdüm ve üstüme normal bir ev elbisesi geçirdim. Nasıl diye sormayın işte. ( Yazar burada elbiseyi betimleyemiyor)

 Aşağıya merdivenlerden hoplaya zıplaya indim. Kahvaltılarını yemek için beni beklemişler.

-Başlasaydınız. Dedim.

-Olur mu öyle haydi otur. Dediler.

Kahvaltımızın ortalarına doğru onlara merak ettiğim soruyu yöneltmeye karar verdim;

-Baba biz ne zaman gideceğiz buradan?

Babamla annem birbirlerine kısa bir bakış attıktan sora babam söze girdi;

-Haftaya bugün meleğim.

Şaşkınlıktan zeytinimin çekirdeğini de yuttum. Öksürmeye başladığımda annem su uzattı. İçip kendime gelmeyi bekledim.

-Baba çok erken değil mi sence?

-Kızım hepimiz için zor bu biliyorum. 2 nizden de çok özür dilerim. İnanın üzgünüm.

Babamın bu haline üzüldüm ve yerimden kalkıp babama sarıldım.

-Biliyorum babacığım, senin hiçbir suçun yok. Ben ilk duyunca çok üzüldüm. Çok zor olacak ama olmak zorunda dedim kendimi kandırarak.

-Ne kadar anlayışlı bir aileye sahibim. Çok şanslıyım.

-Eee öyledir babacığım deyip yanağına ıslak bir öpücük kondurdum. Saat ne çabuk 9 olmuştu?

-Anne, baba benim Rüzgar ile konuşmam gerekiyor. Müsadenizle..

-Tamam kızım görüşürüz.

-Görüşürüz.

Odama çıkıp dolabıma şöyle bir göz attım. Dışarı baktığımda hava gayet sıcaktı. Portakal rengindeki eteği kabarık elbisemi giymeye karar verdim. O tonlardaki topuklu ayakkabımı giydim. Rüzgar’ın bana aldığı parlak taşlı kolyemi taktım. Uzun saçlarımın ucunu dalgalı bir şekilde maşaladıktan sonra çantama telefonumu tıktım ve odamdan çıktım.

-Görüşürüz millet.

-Görüşürüz kızım.

Bir taksi durdurup gideceğim adresi tarif ettim. Kafamı cama yasladım ve taksi ani fren yapınca kafam cama çarptı. Anlamıyorum ki şu filmlerde aktörler cama başını yasladığında çarpmıyor. Kafamdaki deli soruları kendime sonra soracağımı kafama not ederek taksiden indim. Kafeye girdiğimde masalara kısa bir göz attım. Rüzgar benden önce gelmişti. Yüzü biraz agresif gibiydi. Yanına yaklaşıp karşısına oturdum.

-Selam.

-Selam.

-Benle konuşacağın konu uykumu kaçırdı. Seni dinliyorum Rüya.

-Ben…

-Oha hamile misin?

-Saçmalama Rüzgar biz birlikte bile olmadık

-Neyse seenn..

-Ben gidiyorum Rüzgar, babamın Ankara’ya tayini çıktı. Gidiyorum aşkım.

Şok olmuştu. Tepki veremiyordu. Gözünün o açık rengi resmen solmuştu.

-Demek bu yüzden ayrıldığımızı gördüm.

-Ne demek şimdi bu?

-Kusura bakma Rüya seni bekleyemem ayrı şehirlerdeyken.

-Sen, sen ciddi olamazsın Rüzgar? Şaka olduğunu söyler misin hemen?

Rüzgar masadan destek alarak ayağa kalktı.

-Üzgünüm Rüya 2 mizde yeni hayatımızda yeni sayfadan başlasak daha iyi olacak. Arkadaş kalacağız tabiki de.

-Ben öyle düşünmüyorum. Yazıklar olsun sana Rüzgar.

Diyerek ağlamamak için alt dudağımı dişledim. Ve masayı terk ettim. Topuklularımla koşamadığımı anlayarak ayakkabılarımı elime aldım ve o hırsla evime kadar koştuğumu anlamadım. Kapıyı adeta yumrukluyordum. Benimle ayrılmıştı?

Diğer bölümde görüşmek dileğiyle.

Ormantik RomantikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin