Bölüm 1

1.2K 54 4
                                    

Merhabalar. İlk önce hikayemi okumaya başladığınız için teşekkür ediyorum. Başlamak için sabırsızlanıyorum kafamda kurgu hazır gibi. Benden yorumlarınızı esirgemeyin lütfen çünkü benim için sandığınızdan çok çok önemli. Hatalarım olursa beni uyarın. Haydi bakalım başlıyoruz…

Merdivenlerden yukarı çıkıp direkt odama girdim ve kapıyı kilitledim. Bu nasıl olabilirdi? Ben burada 17 yıl yaşadım. Lisemin son yıllarını burada geçirmek istiyordum oysa. Hüngür hüngür ağlayarak kendimi yatağıma attım ve gözlerimi sıkı sıkı yumdum. Biraz da olsa bu olanları unutmaya çalışmak için uyumaya karar verdim…

Telefonumun lanet melodisi ile uyandım. Arayan Esra’ydı. Çocukluk arkadaşım benim… Beni hiçbir zaman yalnız bırakmazdı ama şuan gerçekten kimseyle konuşmak istemiyordum. Çok derin uyudum galiba. Çünkü 6 tane daha cevapsız aramam ve 3 mesaj ben uyuduğum zaman gelmiş. Kısaca göz attım.

Kimden: Rüzgarım

Canım iyi misin? Bir sorun yoktur umarım?

Cevap yazmak istemiyordum. Diğerlerine baktım;

Kimden: Esra

Rüya beni korkutmaya başlıyorsun. Bak Rüzgar da ikide bir soruyor seni. Çabuk ara beni.

Gözlerimi devirdim ve diğer mesaja baktım.

Kimden: Esra

Sana geliyorum. Yarım saate oradayım.

Bunu ben uyanmadan 2 dakika önce atmış. Hemen şu pejmürde kıyafetlerimden kurtulmakla işe başladım. Hiç uğraşamazdım özenli giyinmekle. Siyah eşofman takımımı üstüme geçirdim ve saçımı tepeden dağınık bir topuz yaptım. Annem benimle inatlaşmayı uyuduktan sonra kesmiş olmalıydı. Çünkü şuanda sesi soluğu çıkmıyordu. Dediğinden daha kısa sürede gelmişti sanırım. Kapı çaldı ve dış kapı açıldıktan hemen sonra odama Esra resmen daldı.

-Aptal kız seni ne kadar merak ettim neden aramalarımı hadi onu geçtim mesajlarımı görmezden geldin?

Ben anın büyüsüne kapılıp Esra’nın omzuna başımı yaslayıp ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım arasında;

-Gidiyorum birtanem. Herkesi bırakıp özellikle seni bırakıp gidiyorum. Ne yaparım ben söylesene?

-Ne diyorsun anlamıyorum Ezgi?

-Duyy..duydun işte. Babamın tayini çıktı Ankara’ya. Ben koca şehirde ne yaparım sensiz? Rüzgar duysa ne tepki verecek kim bilir?

-‘‘Ne zaman gideceksin?’’ dedi Esra. Herhalde şok olmuştu çünkü suratı bembeyaz olmuştu ve ne diyeceğini şaşırmış vaziyetteydi.

-Bilmiyorum ben detayları dinlemek istemediğim için hemen odama koştum ağlamaktan uyuyakalmışım sonrasında.

-‘Birtanem benim’ dedi ve bana sıkıca sarıldı, o da ağlamaya başlamıştı.

-Ayrılık değil bu, birbirimizi ziyarete geliriz. Olmaz mı? Rüzgar’la konuştun mu bu konuyu?

-Cesaretimi toplayamadım. Sanırım yüz yüze konuşsam daha iyi olacak.

-‘‘Tamam canım bak yazık etme kendine, gözlerin mahvolmuş, yat yarın Rüzgar’la buluşun ben de gideyim artık. Yarın iyi bir konuşuruz tekrar. Ha bu arada gidiş tarihini öğren de yapacaklarımız listesini azıcık azaltalım.’’ Dedi bana göz kırparak.

-Tamam birtanem dedim ve onu öperek yolcu ettim.

Rüzgar merakta kalmış olmalıydı ona mesaj atmaya karar verdim.

Kime: Rüzgarım

Canım konuşmamız gerekiyor. Herzamanki yerimize saat 10:00 da gelsen?

Çok gecikmeden cevap geldi;

Kimden: Rüzgarım

Tamam meleğim konu ne bilmiyorum ama kendini üzme olur mu?

Alayla gülümsedim. Ve cevap yazdım;

Kime: Rüzgarım

Öyle olsun bakalım. İyi geceler

Kimden: Rüzgarım

İyi geceler canım.

Düşünceler beynimi kemirirken uyumaya karar verdim. Yarın Rüzgar’ın vereceği tepkiyi merak etmeye başlamıştım…

Yorumlarınızı bekliyorum. Umarım beğenmişsinizdir… Görüşmek üzere…

Ormantik RomantikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin