'Doğum günü'🍂

63 5 0
                                    

İşte o gün gelmişti...Doğum günü.Benim her dakikasında ağladığım,dışarı çıkıp deli gibi çığlıklar atmak istediğim göz yaşlarına boğulduğum gün...Ablam saydığım kişinin ve aynı zamanda benimde doğduğum günün kutlaması.Ama sanmayın ki böyle büyük bir kutlama hazırlanıyor,ablamla beni çağırıyorlar ikimize hediyeler veriyorlar falan zannetmeyin!Çünkü öyle bir şey yok!..Benim keşke doğmasaydım diye haykırıp ağladığım gün ,ailem için hem ablamın doğmasıyla mutluluk verici bir gün hem de benim doğmamla hata yaptıklarını anladıkları gündü.Peki burdaki suç benim miydi? Ben mi bu dünyaya gelmek istedim?Ben mi onların kızı olmak istedim ki? O zaman neden beni istemiyorlardı gerçekten anlam veremiyordum.Artık git gide sıkılmıştım,yorulmuştum.Hayattan,bu günlerden,yaşadığım sıkıntılardan her şeyden.Ne yapacağımı bilemiyordum artık...Bu doğum günü de bunların içindeydi.Sizin hiç doğum gününüzü ailenizden bir kişe bile kutlamadığı oldumu? Belkide olmuştu ama ya bir kere iki kere benim tam 17 senedir doğum günlerimin hiç biri kutlanmıyor.Her seferinde olduğu gibi bunda da okuldan çıktıktan sonra ben eve geçmiştim annem ve babam,ablamı okuldan alıp bir kafeye veya başka bir yere götürüp kutluyorlardı ben ise evde tek başıma göz yaşımlarıma boğulup sanki ölmeyi bekleyen can çekişen zavallı bi kuş gibi bende ölüp gitsem diye bekliyordum.Eve gelmiştim ve evde kimse yoktu kendi kendime yalnız bir şekilde doğum günümü kutluyordum sanki.Saat 7 olmuştu hala eve gelen giden yoktu.Doğum günümde iki tane hediye alırdım biri Miraç'tan diğeri ise Melis hocamdandı başkada kimseden aldığım olmaz.Bu arada saat 8 olmuştu ne ben onları arıyordum ne de onlar beni.Artık her şey üstüme geliyordu,ağlamaktan gözlerim acıyordu.İçimden sürekli keşke doğmasaydım diyordum.dört duvar arasında sıkışıp kalmıştım sanki.Yapacak hiçbir şey bulamıyordum.Ne kimse doğum günümü kutluyordu ne de hatırlıyordu. Kendimi bir yerlerden atasım geliyordu gerçekten.Ablamla beni ayırt etmeleri hep ayrımcılık yapmaları artık beni çok sıkmıştı.Katlanamıyordum...Mutfağa girdim,elime bir bıçak aldım.Şu an sanki bunu yapınca içimdeki tüm sıkıntılar uçup gidicek gibi hissetmiştim.Ve elimdeki bıçağı bileğime yöneltip 4-5 santimetre derinlikte canım acıya acıya kesmiştim.Boşanırcasına kan akıyordu...Bir yandan deli gibi ağlayıp bir yandan da çığlıklar atıyordum.Gidip daha fazla dayanamayıp bileğimi bi sargı beziyle sardım.Ama acısı sanki kalbimin derinliğinde gidiydi.Bir yandan rahatlık hissediyordum bir yandan da acı. Dışarı çıktım ve istemsizce çöp konteynerine tekme atıp yıktım o an tüm dünyayı yakmak istemiştim sanki...Bileğimin acısından gözümden yaşlar dökülüyordu ama o göz yaşlarının asıl nedeni kalbimin içindeki yalnızlıktı... Miraç okuldan sonra ailesiyle birlikte şehir dışına memleketine gitmişlerdi ve tek başıma kalmıştım.Hayatımın en iğrenç günlerinden biriydi.Unutulduğum istenmediğim açık açık anladığım gün.Diğer doğum günüme girmek istemiyordum artık.Seneye bugün mezarıma çiçek konulsun istiyordum,tabii benim mezarıma kim gelecekse?Mezarımda bile yalnızdım...

Yalnız 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin