Merhaba, ben Elissa bu da benim garipliklerle dolu hikayem ve sen gerçekten hikayemi okumaya hazır mısın?
Kahretsin,
Az kalsın şarj aletimi unutuyordum. Çantama onu da koyduktan sonra hazırdım.
Bir saniye! telefonumu cebime alayım, durumu size en başından en sonuna kadar çabucak anlatmaya başlayacağım.Annemin zoruyla bir vampir akademisine gönderiliyordum. Neden mi? Annem bir cadıydı yani açıkçası ben büyücü demeyi daha çok seviyordum. Babam da bildiğim kadarıyla bir vampirdi (!). Dikkat ettiyseniz duyulan geçmiş zaman kipi kullandım. Çünkü lanet olasıca herifin ne ismi ne cismi vardı ortada. Aslında doğruyu söylemek gerekiyorsa bu bilginin doğru olduğundan bile emin değildim. Babam, annemi ben çok küçükken terk ettiği için annem, babam hakkında fazla konuşmaz. Hatta neredeyse adını bile anmaz. Ama bazen onu hala sevdiğini belli edebildiği zamanlar olabiliyor.
Yani, anlayacağınız annem ben ve Lisa birlikte yaşıyorduk. Lisa benim evlatlık kız kardeşimdir. Annem bu günlerin geleceğini bildiği için onu evlatlık edinmişti. Onu öz kardeşim gibi sever ve her zaman sahip çıkardım.
Düşüncelerimi gözüme çarpan saatim bölmüştü ki, saatin sabahın 8:40'ı gösterdiğini fark etmiştim. 20 dakika sonra bir şoför göndereceklerdi kapının önüne. Akademinin elitliğine bakın be! Çantamı alıp aşağı indim. Durun bir dakika, annem ağlıyor muydu?
Şaka gibiydi.
Beni hem kendisi zorla gönderiyordu hem de ağlıyordu. ''Anne sen ağlıyor musun?"
Saçmalık! Görebildiğim halde neden soruyordum ki!"Sessiz ol Lisa duyarsa çok üzülür gece zor uyudu zaten." diye çaresiz bir sesle konuştuğunda istem dışı hareketimle anneme sarıldım. Sevgi gösterilerini sevmeyen birine göre şu an sınırlarımı zorluyordum. Anneme sarılmak her zaman bir yabancıya sarılır gibi bir rahatsızlık oluşturuyordu midemde. Arkadaşlarıma sarılmakta bir sorun yaşamıyordum ama anneme sarılmanın her bir saniyesi işkence gibi derimi sızlatıyordu. Ama şunu söyleyebilirdim ki, onu özleyecektim. 17 yıldan bu yana çok fazla ayrı kalmamıştık. Bu benim için de yeni bir deneyimdi.
"Annene iyi sarıl, bu onu son görüşün olacak sana söz veriyorum."
A, bu arada tanıştırmadım, bu benim susmak bilmeyen iç sesim.
"Kapat çeneni."
Size ondan bahsedecektim ama kendisi önce davrandı.
Ben iç sesimle yine kavga ederken "Abla," diye bacağıma sarılan Lisa'yı fark ettim.
Hemen annemden ayrılıp Lisa'yı kucağıma aldım ve yanaklarından öperek o bebek kokusunu içime çektim. "Geri geleceksin değil mi?"
Sorunun cevabını gerçekten bilmiyordum. Ama kardeşimi üzemezdim.
"Evet, en kısa sürede geri geleceğim." yüzüme takındığım sahte ama gerçek görünen gülümsememi yerleştirdim. Ona doğruyu söylemek mi daha doğru olurdu yoksa bu şekilde içini umut doldurmak mı, bilemiyordum. Ama benim yaşıma geldiği zaman anlayacağını umuyordum sadece.Yani, umarım geri dönebilirdim.
Odanın içini kulak tırmalayan kapının sesi doldurunca vedalaşma faslımızın sona erdiğini fark etmemiz uzun sürmemişti.
Gitmek istemiyordum.İçimde kötü bir his vardı.
Niye normal okuluma gidemiyordum ki ?
İstemiyordum vampir, büyücü veya melez olayından olmayı. Lisa'yı kucağımdan indirip, kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara karşısında afalladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP (DÜZENLENİYOR)
Fantasy"Bütün bunlara sebep olan şey aşk mı?" diye bağırdım gürül gürül yağan yağmurun altında. Kollarımı iki yana açmış inanamayan gözlerle ona bakıyordum, karanlığa. Gür bir kahkaha duydum baktığım noktanın tersinden. "Sen söyle, aşk tüm bunlara değer m...