~Ü Ç~

14.5K 374 74
                                    

"Hadisene kız! Bak hala yatıyor. Oğlan kapıda bekliyor yavrum kalkana!"

Annemin tiz sesi odanın içinde yankılanırken içimden sövüyordum. Ama sadece içimden.

Terbiyeli kızım ben be!

"Tamam kalktım anne bağırma yeter!"

O hala söylenirken hemen kalkıp yatağımı topladım ve dünden hazirladigim kıyafetleri giymeye başladım. Makyaj yapmayı her kadın gibi seviyordum ama Ateş benim için süslenmiş gibi düşünmesin diye sadece gözlerime kalem ve dudaklarıma  dudak parlatıcısı sürdüm.

Kapıda ayakkabılarımı giyip çıktım. Koşarak asansöre bindim.

Allahım nolur güzel geçsin ya!

Gerçi zorla evlilik ne kadar güzel geçebilir onu düşünmek lazım tabii.

Aşağı inice kapıda güzel bir arabaya yaslanmış duran Ateşi gördüm. Arabanın markasını sormayın. Anlamam.

Ama adamdan anlarım. Her kız gibi. Ve bu adam ateş ediyor. Yani öyle böyle değil. Dış görünüşten kesin onay var yani. Her türlü. Inşallah adamın içi de dışı kadar mükemmeldir. Çünkü eğer öyle değilse de tam tersiyse...vay halime!

Hızlı adımlarla arabaya yaslanmış ve kollarını birbirine bağlamış Ateşe doğru ilerlemeye başladım. Yalnız böyle yapınca da kasları daha fazla şişmişti. Vücudum birden kendini o kasların sıcaklığında bulmak istedi.

Ne istedi ne istedi?

Ne istemiş?

O kasların sıcaklığında?

Ne münasebet be! Ne istemesi! Ay tövbe Allahım! Sen aklımı koru!

"Sonunda gelebildiniz Hanfendi! Biraz zahmet oldu ama!"

Ay evet ya! Zahmet oldu valla. Sabah sabah kalk hazırlan! Ay bir de açım ben! Kahvaltı falan da yapmadım. Ne vardı yani bu kadar erken gelcek! Tabakhaneye bok mu yetiştiriyoruz anlamadım ki??

"Kusura bakma. Uyuyakalmışım da. Neyse gidelim mi?"

Hayır hayır! O uysal ses benden mi çıktı ya? Ben içimden böyle saydırırken dışımdan niye böyle çıktı ki şimdi?

"Tamam." Diyerek kafasını salladı ve geçip şoför koltuğuna oturdu.

Aman sakın kapıyı açma! Incilerin dökülür çünkü biraz centilmen olsan!

Iç sesimi boşverdim. Çünkü ben de kapı açmaları sevmezdim. Saçmaydı bence.

Ne zamandan beri? Ya sen eskilerden sevgilin kapıyı açmadı diye terk etmiş kızsın! Ne zamandan beri saçma geliyor?!

Ay şimdi saçma gelmeye başladı. Sanane!

Kapıyı açıp bindim ve kemerimi bağladım. Ben yola bakarken konuştu.

"Önce nereye gitmek istersin? Hangisini halledelim?"

"Bence önce mekânı seçelim. Zaten kınaya falan gerek yok. Bana kalırsa düğüne de gerek yok. Zaten zorla olan bir şey. Ama işte annem.. Neyse önce düğün için mekan seçelim, sonra davetiyeler olsun, sonra gelinlik ve damatlık. Bunların hepsini yaparsak başka ne kalıyor ki zaten?"

"Gelinlik mi giyeceksin?"

Hayır hayır! Dolma gözlerim. Ağlamak yok hayır!

"E-evet. Giymeyeyim mi?" Dedim dedim ama nasıl bir korkuyla sordum onu! 

Sonuçta hayatımda birkez evlenecektim. Belki sonra ayrılacaktık ve başkasıyla evlenecektim. Bilemem! Ama şuan gelinlik giymek istiyordum. Hem o kadar konuşmanın ardında gelinlik giymeme mi takılmıştı?

Ayrıca o 'Gelinlik mi giyeceksin?' Deki şaşırma ne? Bir kere evleniyoruz burada! Valla giymezsem anne falan dinlemem evden kaçarım yaa!

"Giy tabi de.. zorla falan ya! Istemezsin diye düşündüm."

Ya şu ağız kımıldatma kısmını bana verin de dökeyim içimi! Ne demek istemezsin diye düşündüm?! Ne demek?!!

"Sen bilirsin tabi!"

Noluyo ya sana? Sen bilirsin tabi ne?

Ay noluyo bana? Sen bilirsin tabi ne?

"Yok giymek istersen alırız bir şeyler. Neyse dediğin plan uygun. Şimdi mekan seçelim."

'Alırız bir şeyler' dedi. Kıçımın damadı!

💦

Her şey tamamdı. Mekan, davetiye, damatlık. Sadece gelinlik kalmıştı. Onu da annemle alacakmışım. Öyle dedi.

Evin önünde duran arabayla yanıma döndüm ve yorgun bir şekilde gülümsedim. Başım ağrıyordu. Ki bu migreni olan biri için inanılmazdı. Aynı zamanda midem de bulanıyordu. O da migrendendi işte.

"Her şey için teşekkür ederim. Iyi günler!"

Bir şey diyecek mi diye bir iki saniye bekledim. Ama bir şey deneyince harekete geçtim ve kapıyı açtım. Tek ayağımı çıkarmış iniyordum ki söylediği şeyle yerimde kalakaldım.

"Yorgun görünüyorsun. Uyu!"

Her ne kadar odunca olsa da beni düşünüyordu değil mi?

Gülümseyip indim ve eve yürümeye başladım. Gülümsemek bile eziyet olmuştu. Başım çok ağrıyordu.

Içeri girdiğimde annem yoktu. Nereye gittiğini sonra düşünecektim. Çünkü düşünecek gücüm bile yoktu.

Hemen odama çıkıp üstüme zorla rahat bir şeyler giydim. Hemen dediğime bakmayın bunları yapmam 15 dakikamı almıştı. Çünkü her hareket ettiğimde beynim yerinden oynuyordu.

Annemin yazmalarından birini alıp silindir olacak şekilde katladım ve başıma sardım. Sıkı sıkı bağladım. Bir de ağrı kesici alıp yatağa yattım.

Inşallah geçerdi yani!

Zorla Güzellik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin