~S E K İ Z~

12.2K 427 112
                                    

Sınır: 35 oy 50 yorum

Satır arası yorum yapmayı unutmayın 🖤

~~~
Sabaha kadar gözüme bir gram uyku girmemişti. Ateşi zorla yatağına götürmüştüm. Tabiki bana yardım etmişti. Yoksa onu taşımam imkansızdı.

Yatağına yatırıp arkamı döndüğümde elimden tutup durdurmuş ve onunla kalmamı söylemişti. Zaten uyuyamayacağımı bildiğimden yanına uzanıp onun uyumasını bekledim.

Kolları beni sararken ilk defa sevgiyi iliklerime kadar hissettim.

Ilk defa içimde bir sıcaklık oluştu.

Sabaha kadar yanında yatıp bana sarılan kolları eşliğinde yüzünü izledim.

Eminim sabah hiç bir şey hatırlamayacaktı. Bu benim işime gelirdi.

Sabah olduğunda yavaşça yanından kalktım. Kendi odama gidip duş aldım. Saat daha 06.00 olduğundan yatağa girip tekrar uzandım. Gözlerim dayanmadıgından kendimi uykuya bıraktım.

~~~

"Su kalkmayı düşünüyor musun? Saat altı."

"Çok uyumamışım o zaman. Hatta hiç uyumamışım bırak da biraz uyuyayım. Daha yeni yattım." Diye mırıldandım.

"Zeki karım Su. Saat akşam altı. Hayır senin benden önce kalkmış olman gerekiyordu. İçen ve bası ağrıyan benim burada ya hani!"

Karım'dan sonrasını kaçırdım ben!

Ben de!

Beni kendine getiren kelimeyle hemen gözlerimi açtım. Ne demişti bu adam? Karım mı?

Benim Karım!

Aklıma gelen şeyle hemen doğruldum. Şu an Ateş benim odamdaydı ve dün...

Karşımda üstünde bir şey olmayan bir Ateş dikiliyordu. Duş aldığı ıslak saçlarından belliydi. Sağ elini belinden düşecek gibi duran eşofmanın cebine sokmuş sol elini ise saçlarına götürmüştü. Karnında sırasıyla dizilmiş kasları fazla çekici duruyordu. Gözlerim yüzüne çıktığımda ilk dikkatimi çeken dudağı olmuştu. Sanki benim bakmamı bekliyormuş gibi yavaşça dudağını yaladı. Hani şu dün benim dudaklarının üzerinde olan dudağını.

Ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi yavaşça bıraktım. Muhtemelen şu an karşımdaki insanüstü varlığa şiş gözlerim şaşkınlıktan hafif açık dudaklarım yeni kalktığım için dağılmış saçlarım ve karşımdakini yiyecekmiş gibi duran yüzümle bakıyordum.

Gözleri dudaklarıma kayınca elimde olmadan alt dudağımı ısırdım. Gözlerini kaçırdı ve yutkundu.

Ortamdaki garip havayı dağıtmak için konuştum.

"Ne diyorsun Ateş? Bir sal da uyuyayım ya!"

"Az uyudun çünkü! Açım lan ben! Kalk bişiler hazırla zahmet olmazsa hanfendi!" Dedi kaşlarını çatıp.

Yine huysuz Ateşe dönmüştü işte.

Ya da korkutucu?

Kafamı salladım ve derin bir nefes eşliğinde ayağa kalktım. Beni baştan aşağı süzüp dışarı çıktı. Aynadan kendime baktığımda iğrenç durduğumu gördüm.

Görmez olaydım!

Hemen üzerimi değiştirip aşağıya indim. Ateş içeride koltuğa uzanmış telefonla oynuyordu. Amerikan tarzı mutfak olduğundan o beni ben onu görebiliyorduk.

Kahvaltılık bir şeyler hazırlarken düşündüm. Ben o hatırlamadığı sürece konuyu açmayacaktım. Hatta umarım o da açmazdı.

Düşündükçe yanaklarım kızarıyordu.

Sonunda kahvaltılık bir şeyler hazırlayınca masaya koydum ve Ateşi çağırdım.

"Ateş gel. Hazır her şey. Bugünlük kahvaltılık bir şeyler ye yarın düzgün yemekler yaparım." Dedim.

Kafasını salladı ve yerinden kalkıp masaya oturdu.

"Dün sen geç mi geldin? Hatırlamıyorum ne zaman geldiğini?"

Gözlerimi kaçırdım ve kafamı salladım. Hatırlamaması iyi bir şeydi. Ama benim bu kadar utanmam normal değildi.

"Naptın o saate kadar?" Dedi dişlerini sıkarak.

"Hiç. Konuştuk. Uzun zaman olmuştu zaten."

Bu uysal ses neden sadece Ateşle konuşurken çıkıyor?

"Özlemişsin yani?" Dedi gözlerini kısarak.

"Yani." Dedim yine kaçarak.

"Bir daha o kadar geç gelmiyceksin bu eve!" Demesiyle şaşkınlıkla gözlerine baktım.

Noldu da şimdi celallendi bu adam?

"Sanki her gün eve geç kalıyormuşum gibi konuşma!" Dedim ama tabiki bağırmadım.

Ya da bağıramadın korkudan?

"Sen evlisin! Hatırla bunu!"

Kaşlarımı çattım ve elimdeki çatalı masaya bıraktım. Eğildim ve  dudaklarımı büzerek onunla dalga geçercesine konuştum.

"Ya peki kocacım."

Çatık kaşları yavaşça düzelirken dudakları hafif aralandı. Gözleri dudaklarıma kaydı. Nefesini verdi ve dudağını ısırdı.

"Ulan!" Dedi dişlerinin arasından. Hala dudaklarıma bakarken.

Birden değişen atmosfere mi şaşırayım yoksa çok sonradan dediğim şeyi anladığıma mı?

Bilemedim!

Adama kocacım dedin lan! Ko ca cım?

"Ş-şey yani..." Dedim gözlerimi kaçırarak. Nasıl bir neden bulabilirdim ki.

Derin bir nefes aldı. Gözlerini kaçırdı ve ayağa kalkıp konuştu.

"Ben gitsem iyi olacak."

Benim yüzümden mi gidiyordu şimdi? Ona kocacım dememe mi kızmıştı?

Arkasını dönmüş merdivenlere doğru yüzünü sıvazlayarak giden Ateşe seslendim. Duymayınca kalkıp peşinden gittim ve kolunu tuttum.

"Ateş ben birden şey oldu. Yani rahatsız olduysan bir daha deme..." dememe kalmadan sırtım yine duvarla buluştu.

Kafasını boynuma gömüp burnuyla kökünü içine çekerken dişlerinin arasından mırıldandı.

"Deli ediyorsun beni!"

Ben geldiim!

Oy sınırı dolunca buraya uçtum.

Şimdiki sınır 35 oy 50 yorum.

Galp.

Zorla Güzellik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin