8. Bölüm " Hediye"

39 7 2
                                    

( Medyada ki şarkıyı dinlerken okuyabilirsiniz. İyi okumalar ❤)

Kolumun dürtülmesiyle kafamı kaldırdım ve karşımda duran kişiye baktım.

" Ne var Miraç?"

" Çantanı diyorum çeksen de bende otursam"

" Peki"

Çantamı kenara çektim ve tekrardan kafamı masaya koydum.

Sert bir cismin kafama değmesiyle kafamı kaldırdım. Bu tabikide Yavuz hocanın tahta kalemiydi.

" Yağmur bu soruyu hem çözüp hem de bizlere anlatmak ister misin?" diyen matematik hocamız olan Yavuz hocaya baktım. Bu hocanın benle bir sorunu vardı kesinlikle.
Gözlerim tahtada yazanlar la ve Yavuz hoca arasında gidip geliyordu. Bu ne biçim soru be? X niye hep yanlız kalıyor? İyice kafam ağrıdı. Çok zor soru bu.

" Yağmur tahtaya gelip soruyu çözerken bize anlat. Hemen!"

" Hocam ben gelmesem"

" Niye kızım?"

" Anlamadım çünkü"

" Yağmur tahtaya gelip soruyu çözer misin? Sözlü notuna düşük vermek zorunda bırakma beni!"

" Geldim hocam geldim"

Bu hocanın kesinlikle benle sorunu vardı.

' Derste uyursan olacağı bu Yağmur hanım. Şimdi kalkta şu soruyu çöz!'

' Emredersinses'

Daha fazla hocanın gözüne batmadan ayağa kalktım ve tahtanın önüne gelip soruya dikkatle baktım.

' Sanki çok anladın ya öyle bakınca'

' Sen bir sussana'

" Yağmur al şu kalemi de soruyu çözmeye başla"

Hocanın elindeki kalemi alıp tekrardan soruya bakmaya başladım. O sırada kapı açıldı ve içeriye nöbetçi girdi.

" Hocam dersinizi böldüğüm için özür dilerim"

" Ne var dı?"

" Yağmur'u Gökhan hoca çağırıyor"

Oh be soruyu çözmekten kurtuldum sonunda. Yavuz hocaya baktım.

" Hocam gidebilir miyim?". Hoca bana ters ters baktı.

" Peki gidebilirsin". Elimdeki kalemi masaya bıraktım ve hızlıca sınıftan çıkıp kapıyı kapattım. Aşağıya inerken nöbetçi beni durdurdu.

" Aşağıdaki nöbetçi masasının üstünde duran kutu senin onu al"

Nöbetçi çocuğa ters ters baktım.

" Neden miş?"

" Sana gelmiş işte"

" Gökhan hocanın yanına gideyim, gelirken alırım"

" Gökhan hocanın yanına gitmene gerek yok"

" Niye ki?"

" Seni çağırmadı, dışarı çıkıp kutuyu alman için dedim"

" Kim yaptırıyor sana bunları?"

" Boşuna bir şey sorma demem."

" Desen ölürsün sanki!"

Nöbetçi çocuk tekrar yukarı çıkarken ben hızlıca aşağıya indim. Nöbetçi masasının olduğu yere geldiğimde, masanın üstünde siyah bir kutu gördüm. Kutunun üstünde not yazılmıştı.

" SİYAH "Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin