23.09.2014
Granada / İspanya
Karanlık holde atılan her adımın sesi öldürücü bir darbeyle kulaklarında patlıyor, beyninde balyoz yemiş etkisi yaratıyordu. Nefes alışverişleri düzensizleşmişti. Kalbi oldukça hızlı atıyor küçüklükten gelen bir alışkanlıkla dudaklarını yemekten kendini alamıyordu. Bunu kedinine itiraf etmek oldukça güç olsa da dehşet verici bir korku vücudunu sarmıştı. Daha önce hiçbir şekilde böyle hissettiğini hatırlamıyordu. Gençti, henüz çok gençti ancak bu genç yaşında çok fazla şey yaşamıştı. Çok fazla duyguyu sarmış sarmalamış kendinden bir parça bilmişti vücudu. Ve yine de ne olursa olsun böylesi dehşet verici bir ürkünçlük kesinlikle kendisine hiç uğramamıştı.
Bu durum: enselenme ihtimali, üstelik basit bir hatayla enselenme ihtimali hiç düşünülmemiş planlanmamıştı ve kesinlikle ne yapacağını bilmez bir haldeydi. Tüm her şeyi mahvetmiş gibi hissediyordu. Günlerce aylarca düşünüp durduğu bu planın her bir parçası için kafa patlattığı tüm her şey bir anda toz olmuş uçmuştu.
Sona yaklaşmıştı. Bunu hissediyordu. Artık her şeyin sonu gelmişti. Birazdan karşısına çıkarılacağı adam ona yaptığı ihanetle kendisini gözünü bile kırpmadan öldürecekti. O dakikalarda her şey silikleşmiş ve Alyss düşmüştü aklına. Onun o güzel yüzünü göremediği bir hafta olmuştu. Çekik gözlerinin içine içine bakamadığı zaman epey uzundu gerçi ama olsun. Bir kere daha onu görmeyi dilerdi. Sarılmayı geçmişti, tüm bu olanlardan sonra, yaptığı tüm bu iğrenç şeylerden sonra ne onun karşısına çıkmaya ne de sarılmaya cesareti vardı aslında tek derdi aşığı oldu, her bir milimini aklına kazıdığı o güzel yüzünü bir kez daha görebilmek isterdi. Çok daha huzurlu kapardı dünyaya gözünü o halde.
Neredeyse gelmişlerdi işte. Gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken kafasını sağa ve sola sallayıp gözlerinin önünde beliren kadının yüzünü zihninden uzaklaştrdı. Derin bir nefes çekti ciğerlerine. Sakin kalmaya çalışıyordu. Sakin kalmaya çalışırken derin derin nefeslere ihtiyacı vardı. Ah, tüm bu olanların korkunç bir rüya olması için her şeyini verebilirdi.
Sessizce geçen birkaç dakikanın ardından, Agustin Prat'ın odasının önüne getirilmişti. Gerginliği oldukça yüksek bir hızla artarken çaresiz son bir kere daha heybetli bedenini tutan beş altı tane izdanbut gibi adamlardan kurtarmaya çalıştı. Ancak nafileydi. Kendinden daha yapılı adamların arasında debelenmekten öteye gidememişti. Üstelik yaralıydı.
Kendisine eşlik eden adamlar tarafından uzun bedeni içeri doğru itildiğinde birkaç adım tökezlese de düşmemiş tam olarak Prat'in önünde dikilmişti. Yüz ifadesi güç de olsa her zamanki soğukkanlılığına bürünmüştü. Birkaç dakika içinde ölecek biri için oldukça soğuk gözüküyordu. Gözlerindeki keskin ifade ile yaşlı adamın gözlerine dikmişti gözlerini. Meydan okurcasına çenesini kaldırmış dişlerini sıkmıştı.
Arkasındaki adamın omuzlarından, bedenine aşağı doğru baskı uyguladığını hissetti. Ancak buna tüm gücüyle direniş göstermeyi seçti. Bu şerefsiz adamın önünde asla diz çökmeyecekti. Hemen şu saniyede geberip gitmeyi yeğlerdi.
Yaşlı adam Agustin Prat ise iğrenç bir gülümsemeyle bedenini süzmekten geri geri durmamıştı. Bakışları son derece tiksinç ve rahatsız ediciydi. Yüz ifadesi o kadar ama o kadar tükürülesi bir iğrençlikteydi ki babasının seneler boyunca nasıl bu herifle dost olduğunu anlamlandıramıyordu. Prat, elinde tuttuğu kalınca demir çubuğu alayla adamlarına göstererek geri çekilmeleri için bir baş işareti yaptı. Ve hemen ardından Salvador beklemediği bir anda kaval kemiğine yediği oldukça kuvvetli bir darbe ile acı içinde inleyerek yere çöktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş Prens
Fantasy"Herkesin ölmeden önce mırıldanacağı bir isim var derler. Ben senin ismini mırıldanarak vereceğim son nefesimi." ----------- Bu isimle yayımlanan ilk ve tek hikayedir. Çalıntı durumunda hukuki işlemler başlatılacaktır.