Capítulo Tres

96 6 1
                                    


Ateş Prens 3.Bölüm 

Diğer günlerden oldukça farklı bir gündü. Evin içinde sessizlik rüzgârları esiyor yalnızca yalnızlığın fısıltısı duyuluyordu. Bu sefer evde tek başınaydı. Tek bir çalışanı yahut herhangi bir adam evde değildi. Carmen Prat'in ölümünün üzerinden iki gün geçmişti ve iki gün boyunca hiç kimseden tek bir fısıltı bile çıkmamıştı. Adam buna oldukça şaşırıyor bir yandan da normal karşılıyordu. Prat'in başına sardığı kurt sürüsü onu epey oyalayacaktı. Kardeşinin yokluğunu fark edemeyecek kadar meşgul ve gamsız bir adamdı.

Diğer günlerden farklı olarak erken kalkmak gibi bir zahmetin içine girmemiş öğlene kadar uyumuştu. Uzun süredir bu lezzetten uzaktı. Eh şikâyetçi değildi. Küçüklüğünden beri hep erken kalkardı. Bunun için programlanmış bir robot gibiydi. Şimdi de kendine izin vermişti. Yatağından çıkmamış, yastıklarına sarılıyor huzurla nefes alıp verirken tamamen cam olan odasından elbette ki Granada'nın eşsiz manzarasını izliyordu. Saten pijamaları hala üzerindeydi ve siyah saçları dağınıktı. Daha kahvaltı bile etmemişti, tanrım. Salvador Eldorado'u pazar günü bile saat on birde bu halde göremezdiniz.

Gözlerini kapatıp yatağının içinde hafifçe gerindi. İyi tembellik etmişti, artık ayaklansa iyi olurdu. Üzerindeki pikeyi itekleyerek doğruldu. Gözlerini kaşıyorken ağır hareketlerle komodinin üzerinde duran sürahiye uzandı. Boğazının birkaç yudum suya ihtiyacı vardı. Sürahiyi kavrayıp bardağa boşaltacakken aşağıdan büyük bir gürültü koptu. Evinin kapısı öyle sertçe vuruluyordu ki sesi ta yukarı Salva'nın odasına kadar geliyordu. Yatağının bir köşesine kıvrılmış uyuklayan evcil köpeği Patricio ayaklanmış çoktan havlayarak aşağı inmişti.

Sakince bardağına doldurduğu suyu birkaç yudumla içti. Sesler biraz bile azalmamıştı. Derin bir nefes alıp ayaklandı. Hızlıca merdivenleri iniyorken saçlarını karıştırıyor, gözlerini ovuyordu. Bu saatte bu canına susayan her kimse onu gerçekten mahvedecekti.

Salona girip yemek masanın üzerinde duran silahı aldı ilk önce. Sinirli ve öfkeli adımlarla kapıya doğru ilerliyorken kapının ardından duyduğu sesle irkilmişti.

"Salvador! İçeride olduğunu biliyorum aç şu kapıyı."

"Alyss?"

Alyss'in sesini alan Patricio bile yırtıcı bir hayvan gibi havlamayı bırakmış şaşkınlıkla kulaklarını ve kuyruğunu dikleştirmiş bir adama bir kapıya bakıyordu. Kapının oraya koşup bir iki tur döndü ve Salva' ya karşı havlamaya başlamıştı bu sefer de.

O sırada Salvador ne yapması gerektiğini bile unutmuştu. Kalbi son derece hızlı atmaya başlamış nefesleri sıklaşmıştı. Elleri titremeye başlamışken anında sert bir şekilde boğazına oturan yumru işleri hiç de kolaylaştırmıyordu.

Nasıl buraya gelmişti? Döndüğünü nereden öğrenmişti? Burada kaldığını kimden öğrenmişti? Neden gelmişti ya da. Aklında milyon tane soru dolanıyor düşünme yetisini her geçen saniye daha da derine itiyorlardı.

Elindeki silahı bıraktı önce. Alyss hala daha sertçe kapıya vurmaya ve açması için tehditler savurmaya devam ediyordu. Birkaç kez yutkunmayı deneyip ellerini pijamasına sürttü. Kapıyı açmalıydı. Ne diyecekti ona? Nasıl tepki vermeliydi? Direkt sarılsa Alyss kızar mıydı ona? Sikerler kimin umurundaydı. Deli gibi özlemişti.

Nefesini tutup kapıya adımladı ve bir anda kapıyı araladı. Yeniden vurmaya hazırlanan kadının eli havada kalmış gözlerinden ateşler çıkararak Salvador'a bakıyordu. Adam o an oracıkta canını vermediyse artık sırtı yere gelmezdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateş PrensHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin