"Vay be. Suç işlemekle kalmıyor bir de üstüne odama izinsiz mi giriyorsun?" dedi Jungwoo, merdivenlerden inerken.
Yukhei,susuyordu.
Jungwoo, Yukhei'nin çenesinden tutup kendi yüzüne doğru tuttu.
"Şimdi beni dinle. Benim ses kayıt cihazım nerede?"
"Şey um...o ailemle yaşadığım evde."
"Haha,harika! Almamakla kalmadın bir de onu evine mi götürdün?! Söylesene sen hangi türden bir pisliksin?"
Yukhei,Jungwoo'nun bu söyledikleri karşısında şok içerisindeydi.
"B-benim kötü bir amacım yoktu,yemin ederim. Onu sana getireceğim tamam mı?"
"Öyle olsa iyi olur. Ten bırakabilirsin."
Ten Yukhei'nin ellerini bıraktı ve Yukhei ayağa kalktı.
"Zaman kaybetmesen iyi olur." deyip dış kapıyı sertçe açıp dışarı çıktı.
Jungwoo,çok değişmişti. Agresif ve öfkeli bir tarza bürünmüştü.
Ten ise Yukhei'nin gözlerine nasıl yaparsın bunu? dermişçesine bakıyordu.
Ten Yukhei'nin bir şey demesine fırsat vermeden üst kata çıktı.
Yukhei,bu durum içinde ne yapacağını bilemiyordu.
Dış kapıyı açıp dışarı çıktı. Kendini kaybolmuş gibi hissediyordu.
Evin yakınlarında bir su kanalı vardı ve Yukhei ne zaman berbat bir hisse kapılsa buraya gelir,rahatlamaya çalışırdı.Nehirin kenarına geçip yere çömeldi ve etrafına baktığı anda Jungwoo onun tam karşısında duruyor olmasıyla kısa süreli korku yaşadı.
///
aorikawa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çürümüş kalplerin buluşması -luwoo.
Short Story"havada siyah bir siyah toz bulutu olduğundan göremiyorum sanıyordum; körmüşüm,haberim yok." - jungwoo+lucas(yukhei) [kısa hikaye] 18319