Nehrin karşısında bir el Yukhei'nin gelmesi gerektiğini işaret etti.
Yukhei,Jungwoo'nun yanına gidip ellerini bir araya getirip başını eğerken Jungwoo'nun söylediklerini dinliyordu.
''Bak,özür dilerim. Böyle olsun istemezdim. Ama -bildiğini umuyorum- değer verdiğin birini değer verdiğin birisi tarafından kaybetmek acı veriyor. Ben sadece her şey eskisi gibi olsun iste--''
Yukhei,Jungwoo'nun konuşmasına daha fazla izin vermeden sarılmaya çalıştı,ancak Jungwoo onu eliyle iteledi ve sarılmasına engel oldu.
''Seninle bunları konuşuyor olmam,sana güveniyorum demek olmuyor. Hem bana senin gibi bir katilin sarılması hem huzur verici hem de korkutucu hissettirirdi. Neyse,cihazı da en yakın zamanda getir.'' Jungwoo hemen ayağa kalktı ve Yukhei'nin yüzüne bir salise bile bakmadan oradan uzaklaştı.
Yukhei çok garip hissediyordu. Aklında bir şey dahi düşünemiyordu. Aylardır belki de yıllardır cihazdaki konuşmaları dinlememek için çırpınırken,şimdi bu duygusu iyice güçsüzleşmiş ve cılızlaşmıştı. Biraz daha nehrin yakınlarında durduktan sonra bir taksiye atladı ve ailesiyle yaşadığı evine geri döndü.
Odasına vardığı gibi cihazı aldı ve dinlemeye başlamadan önce derin bir nefes verdi. Ardından 'oynat' düğmesine bastı.
''Merhaba...Yine ben Jungwoo.
Bugün 19 Şubat 2015...''
//
bu arada kurgu 2015-2016 yılları arasında geçiyor.
aorikawa,,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çürümüş kalplerin buluşması -luwoo.
Short Story"havada siyah bir siyah toz bulutu olduğundan göremiyorum sanıyordum; körmüşüm,haberim yok." - jungwoo+lucas(yukhei) [kısa hikaye] 18319