Tamı tamına üç yıl geçmişti ve Yukhei dediği gibi ailesinin yanında kalıyordu.
O ses cihazına hiç dokunmamış ve bazen dinlemek istediğinde ise buna engel olmaya çalışıyordu.Arada arkadaşlarının yanına ve o eve gidiyor fakat fazla kalmadan geri dönüyordu.
O zaman da rutin günlerden biriydi.
Yukhei, gece vakti uyuyamamış ve güneşin doğmasına yakın bir vakitte uyumaya çalışıyordu.
Daha sonra bundan vazgeçip,lavaboya gitti ve dakikalarca morlaşmış göz altlarına baktı. Ardından kendine çeki düzen verip,üstüne siyah bir şeyler geçirdi.Artık kahvaltı yapmayı da bırakmıştı. Daha sonra evden çıkıp tekrar o evin önüne vardı.
İçeri girdiğinde bir gölge görmüştü ve bu onu korkutmuştu. Ama daha sonra onun Ten olduğunu anlamış,rahatlamıştı."Bakıyorum da yolunuz buraya düşmüş." dedi,Ten. Elinde bir fincan ile duvara yaslanmış dikkatlice Yukhei'ye bakıyordu.
Yukhei sadece tebessüm etti ve içeri girdi. Ardından biraz sohbet ettiler.
"Sonunda Jungwoo hapishaneden çıktı,bu çok iyi değil mi?"
Yukhei bunu bilmiyordu.
"Bekle...ne? Bunu ben neden bilmiyorum? Aman tanrı'm."
"Evet ve tam da şu an eve doğru geliyor."
Yukhei beyninden vurulmuşa döndü ve bunu belli etmemeye çalışırken çok zorlanıyordu.
"Um ben lavaboya gitmeliyim." dedi,Yukhei.
Yukarı kata çıkıp gitmesi gereken yerden sapıp Jungwoo'nun odasına girdi.
///
ekşın ekşın ekşın
aorikawa,,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çürümüş kalplerin buluşması -luwoo.
Short Story"havada siyah bir siyah toz bulutu olduğundan göremiyorum sanıyordum; körmüşüm,haberim yok." - jungwoo+lucas(yukhei) [kısa hikaye] 18319