O olayın üzerinden neredeyse bir ay geçmişti. Jungwoo ile Yukhei tekrar o evde kalmaya başlamış ve Ten bir seyahate çıkması gerektiğini söyleyip,gitmişti.
Bir gün de rutin bir hafta sonuydu. Jungwoo ile Yukhei karşılıklı oturup ne yapabileceklerini düşünüyorlardı.
"Hmm. Bir şeyler yesek fena olmaz." diye ortaya fikir attı Yukhei.
Jungwoo ise kafasını sallayarak onayladı.Yukhei buzdolabını açtığında pek bir şeyin kalmadığını gördü. Ocağa bir tencere koyup ocağı yaktı ve Jungwoo'ya ne yapması gerektiğini söyleyip market için dışarı çıktı.
Marketten dönüşünde ise hiç karşılaşmak istemediği bir manzarayla karşılaştı.
O ev...yanıyordu.
Büyük bir bölümü söndürülmüştü.
Yukhei koşarak bir itfaiyecinin yanına gitti."B-bu nasıl oldu?"
"Ah,demek evin sahibi sizsiniz. Sanırım ocağı açık unutmuşsunuz. Bu yüzden evde yangın çıkmış."
"Jungwoo...o nerede?"
"Evde kimse yoktu. Gerçekten biri olduğuna emin misiniz?"
Yukhei endişe içinde yere bakıyordu. Nasıl olabilirdi bunlar?
Jungwoo, Yukhei'nin dediklerine uymamış mıydı?O anda omzuna biri dokundu.
Bu komşusuydu."Unutkanlığın da böylesi..."
"Hey,Jungwoo nerede biliyor musun?"
"Ugh. Yine mi? Sana defalarca söylüyorum. O yıllar önce öldü."
"Ne?"
///
sonraki bölüm,finaldir.
aorikawa,,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çürümüş kalplerin buluşması -luwoo.
Short Story"havada siyah bir siyah toz bulutu olduğundan göremiyorum sanıyordum; körmüşüm,haberim yok." - jungwoo+lucas(yukhei) [kısa hikaye] 18319