Kısa ve tanıtım amaçlı bir bölümdü. Umarım dikkat çekici bulursunuz konusunu. Şu an gündemde olan gerçek olaylardan esinlenilerek yazılmıştır. Bir kısmı gerçek yani. Sözü fazla uzatmadan sizi ilk bölümle baş başa bırakıyorum.Austyn Parker caddede yürürken kararını bir kez daha gözden geçirdi.
Amerika şimdiki dünyanın süper gücü durmundaydı. Her türlü olanak elindeydi ve karşısına tek çıkmaya cesaret edecek düşman yoktu. Bunu tamamen farklı bir kıtada olmasına da borçluydu aynı zamanda. Arada devasa okyanus vardı. Ondan saklanabilecek hiçbir bilgi de yoktu. Tüm altyapı elindeydi. İstediği şeye istediği zaman ulaşabilirdi.
Austyn Amerikalı olmaktan gurur duyuyordu. Ama aynı zamanda kızıyordu da Amerika' ya. O kadar olanak elinde varken bir konuda hiçbir şey yapmıyordu.
Kendinden çok uzaktaki bir kıtayı kasıp kavuran Ebola salgını.. Sadece seyirci kalmakla yetiniyordu. Ama daha sonra halkın baskısına dayanamayıp gıda ve sağlık ihtiyacı için malzeme göndermişti. Ama ne kadar yeterliydi bu?
Gönderilen erzaklar halkı yatıştırmıştı biraz ama yeni bir tepkiye karşılık olarak sağlık görevlileri gönderilmesine ve çadır hastaneler kurularak tedavi çalışmaları yapılmasına karar verilmişti.
Oraya gidecek sağlık görevlilerinin hepsi de gönüllü olacaktı. Yaptıklarının karşılığında onlara bir şey ödenmeyecekti ve can güvenlikleri konusunda güvence verilmiyordu. Bu şartlara bakılırsa çok fazla kişi olmayacaktı giden.
Austyn ise gönüllüler grubuna dahil olmuştu. Haberi ilk duyduğunda tabii ki de tepki vermişti ama sonra oturup kapsamlıca düşünmüştü hayatını. Ne vardı ki elinde?
Annesi ve babasını kaybedeli 3 yıl olmuştu. Hiç evlenmemişti. En son ilişkisi ise 6 ay önce bitmişti. 24 yaşındaydı ama hiçbir amacı yoktu. Basit bir devlet hastanesinde çalışıyordu ve sadece basit sorunlarla gelen kişiler oluyordu. O kadar yıl okumuştu ama öğrendikleri ne işe yarıyordu? Uzaklarda bir yerde onun bilgisiyle kurtulabilecek kişiler varken o burda rahat yaşamında durmuş onları görmezden geliyordu.
Bunları düşününce bir karar vermişti. Gidecekti. Yapabileceği kadar yardım edecekti onlara. Burda söz konusu olan insan yaşamıydı. Üstüne düşen görevi yapacaktı.
Dinine bağlı birisi değildi. Ama tabii ki de ahlaki değerleri vardı. İnsan yaşamı en önemli şeydi onun gözünde bu yüzden doktorluk okumuştu.
Az önce avukatlık bürosundan çıkmıştı. Geri dönmeme olasılığı olduğundan eğer orda ölürse tüm mal varlığının hayır işlerine harcanmasını istemişti. Bırakabileceği kimsesi yoktu. Yaklaşık olarak bir haftadır ek eğitim görüyordu.
Tamamı gönüllülerden oluşan yaklaşık 50 kişilik bir ekip olarak sahip oldukları tıbbi bilgiye özel olarak ebola ile ilgili bilgiler eklenmişti. Yarın akşam yola çıkıyorlardı.
Hiç bilmediği bir yere gidecek, hastalıkla kıvranan kara kıtanın insanlarına yardım götürecekti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Aşk
Short StoryAşk engel tanır mıydı? Karantina bölgesindeki bir aşk hikayesi... Amerika' dan Liberya' ya... Kapak tasarım; @Aydoo