Bu kitabın aslında iki sonu var. Biri bu, diğeri de bir sonraki bölüm. Yazması zor bir bölümdü. İyi okumalar.
Angelina mercanköşk kokusuyla uyandı. Gözlerini açıp etrafına bakındı. Başının hemen yanında Austyn' e verdiği keselerden biri duruyordu.
Kendi kendine gülümsedi. Demek Austyn o uyurken gelmiş ve uyandırmamak için gitmişti. 'Kötü bir şey olmadığını biliyordum' diye mırıldandı kendi kendine. Bir dahakine o geldğinde uyanık olmalıydı ama. Bunu nasıl yapacağını bilmese de öyle olmalıydı.
Defterini aldı ve neler düşündüğünü yazdı. Sonra kendi resmini çizmeye başladı. Aklında geleceğin ne kadar güzel olacağına dair hayallerle birlikte.
Angelina iki gün kısa süreli uykularla bekledi. Ama Austyn gelmedi. Sadece gündüz nöbet devresi başlayınca uyandığında başucunda minik keselerden buluyordu. Ama Austyn' i bir türlü yakalayamıyordu. Buna sinir olsa da sürekli olarak aklına iyi şeyler getirip geçiştiriyordu. Mutlaka bir sebebi olmalıydı. Yoksa neden onu görmek istemesindi ki?
İçeriye bayan bir sağlık görevlisi girdi. Görevine uygun bir şekilde kan aldı. Bir ihtiyacı olup olmadığını sordu ve sonra gitti.
4 gündür bu tekrarlanıyordu. Kanı sürekli testten geçiyor ama her seferinde tamamen arınmamış olduğu ortaya çıkıyordu.
Austyn aynaya bakarken başaramayacağını anlamıştı. Vücudunun her yerinde yaralar oluşmuş, hastalığın diğer tüm belirtileri başlamıştı. İlk belirtiyi göreli 3 gün olmuştu.
Ne yapacağını veya düşüneceğini bilmiyordu. Aklında Angelina vardı. Ama sağlıklı düşünme yetisini kaybedeli çok olmuştu. Sadece öylece ordaydı işte. Düşünceleri kendi canı varmış gibi dolanıyordu. Bir Angelina' ya gidiyor, bir hayallerine, bir kaybettiği ve acısı hala duran ailesine...
Gilly kapıyı hafifçe aralayıp Angelina' nın uyuyup uyumadığına baktı. Yan tarafa dönmüş uyuduğunu görünce odaya girdi.
Ses çıkarmamaya çalışarak yürüdü. Elinde getirdiği keseyi burnuna götürüp kokladı. Kendisini menekşelerle kaplı zannetti bir an. Sonra usulca keseyi Angelina' nın başucuna bıraktı. İkisinin durumu ne kadar da kötüydü böyle? Aşklarının sonunun mutlu bitme olasılığının aklına gelebilecek her şeyden az olması üzücüydü. Fazlasıyla. Ama elinden gelen bir şey yoktu. Sadece onun isteklerini yerine getiriyordu.
Tam geri çekilmek üzereyken Angelina' nın bileğini kavramasıyla irkilerek istemsizce çığlık attı. Nefesini düzenlemeye çalışırken geriye çekildi. Angelina doğrulup yatağın üstünde bağdaş kurdu.
-Korkuttuysam özür dilerim. Amacım o değldi.
Gilly daha sakinleşmiş bir şekilde;
-Önemli değil.
-Sadece keseleri koyanın ..... başka birisi olduğunu düşünmüştüm.
Angelina' nın Austyn' in kastettiğini anlamak için Gilly' nin kahin olmaya ihtiyacı yoktu.
Bir yandan Austyn' in isteğini yerine getirip hiçbir şey söylememek istiyordu ama bir yandan da kendini Angelina' nın yerine koyuyor ve bilmeye hakkı olduğunu düşünüyordu. Sonunda empatisi ağır bastı ve yatağa oturdu.
Angelina' nın gözünde beyaz karantina kostümü içerisinde herhangi bir doktordan farkı yoktu muhtemelen. Ama anlatacağı şeylerin bunu değiştireceğine emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Aşk
Short StoryAşk engel tanır mıydı? Karantina bölgesindeki bir aşk hikayesi... Amerika' dan Liberya' ya... Kapak tasarım; @Aydoo