Normalde çok da uzun olmayan ama bu hikayenin standartlarına göre uzuun bir bölüm gelii. Voteler iyi ama ben yorumlarınızı istiyorum. Unutmayın. Bir yazar yorumlardan besleniyor. Okudukça aklıma yeni yeni şeyler geliyor ve hikaye daha da güzelleşerek devam ediyor. İyi okumalaar.
Austyn kendini yatağa yorgunlukla bıraktı. Öğle vaktiydi. Bir anda yaşanan yoğunluk nedeniyle durmak bilmeden çalışmış ve nöbet değiştirememişti. Bir yandan hastalar toplanıyor, gelenler kabul ediliyor, ilerleyenlere gerekli bakım yapılıyor, ölenler defnediliyor veya yakılıyor ve ölenlerin odaları yeni gelenler için dezenfekte ediliyordu.
Kesinlikle zor ve yorucu bir işti. Hem bedensel, hem zihinsel olarak. İyi bir uyku çekmesi gerekiyordu. Kısa bir süre dinlenme olanağı vardı ondan sonra gece nöbetini devralacaktı.
Aklı gördüğü anlarla doluydu. Bu yaşına kadar hiç benzerini görmemişti. Yüzünün ve bedeninin her yeri açık yaralarla kaplı olanlar, hastalığını öğrendiği için yıkılmış olanlar, çıkan yaralardan dolayı tanınmayacak hale gelmişler. Bebeğiyle birlikte hastalığa yakalananlar...
Ama Austyn' in en çok üzüldükleri ilk aşamada olanlardı. Bazılarında belirtiler bile başlamamıştı. Normal olduğunu sandığı hayatı birden bire mahvlan insanlar..
Başını iki yana salladı. Bu gidişle uyuyamayacaktı. Gözlerini her kapadığında gözünün önüne hastalar geliyordu.
Kalkıp maskenin önünü açtı ve hızlıca bir uyku hapı aldıktan sonra geri kapadı. Odaları dezenfekte edilmiş bölgelerdi ama yine de tedbiri elden bırakmamakta yarar vardı. Sürekli olarak maske ve tulum içerisindelerdi. Geleli 4 gün olmuştu. Hiçbir şekilde banyo yapma imkanı da yoktu.
Evindeki duşu bile özledi o an. Ama bunun bir faydası olmuyordu. Şu an burdaydı ve şartlara uyum sağlayacaktı.
Hapı susuz olarak yuttu ve portatif yatağa kıvrıldı. Haplar.. Uyumasının tek yolu bu olmuştu artık..
Tulum içerisinde de olsa tanıyabildiği yeni edindiği bir arkadaşı uyandırdı Austyn' i . Kalkıp hastaların durumunu kontrol etmeye başladı. Hepsini değil tabii ki. Burda yüzlerce hasta vardı. Bölüm bölüm paylaşılmıştı.
Su isteyen bir hastaya suyunu içirdi. Diğer ihtiyacı olanların da yardımına koştu. Duyguğu şiddetli ağlama sesiyle hızlıca sese doğru ilerledi.
Hastalığı son aşamaya gelmiş bir kadındı bu. Austyn kadının ilk geldiği günü hatırlıyordu. Kucağında bebeğiyle çıkagelmişti. Bebeği dün ölmüştü. Kendisi ise ya bu geceyi çıkartamaz, ya da yarın ölürdü muhtemelen.
Kadının yanına gitti. Sessiz olması gerekiyordu. Uyuyan diğer hastaları uyandırabilirdi. Anlaması için tane tane sordu;
-Sorun ne?
Kadın hızlı hızlı cevapladı. Hıçkırıklarının arasından konuştuğundan çok da anlaşılmıyordu ama Austyn hastanın isteğini anlayabilmişti.
İlk başta reddetmek istedi. Bunu daha önce hiç yapmamıştı. Sonra kadının haline bir kez daha baktı.
Hayata küsmüş, yaşaması işkenceden başka bir şey değildi ona. Zaten ölecekti.
Başını kısaca salladı ve odadan çıkıp genel malzemelerin olduğu yere gitti. Gerekli malzemeleri aldı.
Kadının yanına geri döndü. Şırıngaya hafif sarımsı renkteki sıvıyı çekti. Biraz bastırarak havasını aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Aşk
Short StoryAşk engel tanır mıydı? Karantina bölgesindeki bir aşk hikayesi... Amerika' dan Liberya' ya... Kapak tasarım; @Aydoo