Hayatı Yaşa ve bu hikayemi benzetebilirsiniz. Ama ikisini de aynı ruh halinde yazdığım ve az da olsa benzer konulara sahip oldukları düşünülünce bu normal. Ama karakterler ve kişilikler tamamen farklı. Sadece hikayenin konusu benzer. Ona da bir göz atarsanız sevinirim. İyi okumalar..
Angelina her zaman yaptığı gibi Austyn gittikten sonra defterini yazmaya devam etti. Birkaç satırdan sonra kalemini bıraktı.
Defterin sayfalarında gelişigüzel dolaşmaya başladı.
Bu defter eskiden ilgi çekiçi olduğunu düşündüğü haberleri topladığı bir yerdi. Daha sonra kendi yaptığı haberleri de yazmaya başlamıştı. Sonra kendliğinden işin içine duyguları katılmıştı. Şimdi ise defter bir günlüğe dönüşmüştü.Yaşadığı şeyleri birzcık bile değiştirmeden yazdığı bir günlüğe. Çoğu yerini hayalleri oldurmuştu günlüğün. Ve elbette ki yazılarının baş kahramanı Austyn' di.
Defteri yastığının altına tıkıştırdı ve rahatsız yatağın bir kenarına kıvrılarak uyuyakaldı. Austyn yeniden geldiğinde uyanık olmak istediğinden onunla uyku saatlerini benzetiyordu. Hayalleriyle harmanlanmış düşlere daldı Angela. Belki de Austyn haklıydı. Belki de Angela gerçekten bir melekti.
Austyn ertesi gece yine nöbet arkadaşı tarafından uyandırıldı. Yeni bir yakın arkadaş edinmişti. Gilly. Her zaman etrafa neşe saçan bir havası vardı bu kızın. Hastalara ve doktorlara şakalar yapıp takılmaktan asla geri durmazdı ama dozunu da iyi bilirdi.
Tabii ki her zaman aklındaydı Jimmy. Ama artık o kadar canı yanmıyordu. Hep özlüyor ve yanında olmasını istiyordu tabii ki. Ama burda yaşamak herkesi etkiliyordu. Öyle ki artık ölüme bile alışıyorlardı...
Austyn belirti takibini son iki gündür ihmal ettiği için kendine kızdı. Eline aynayı aldı. Gözlerini dikkatle inceledi. Bir an için ne gördüğüne anlam veremedi.
Daha büyük bir dikkatle inceledi. Hayır hayır yanlış görmemişti. Gerçekten de gözlerinin damarları gereğinden fazla belirgindi.
Sadece yorgunluktan Austyn diye kendi kendine telkinlerde bulundu. Aynayı yavaşça yerine bıraktı.
Kendi kendine söz verdi. Eğer bu gerçekten de hastalığın belirtisiyse hiç sorun etmeden hastaneye yatacak ve gerektiği gibi iyileşmeye çalışacaktı. İyileşmesinin ne kadar mümkün olduğunu bilmiyordu ama bildiği bir şey vardı eğer hastaysa pes etmeyecek, savaşacaktı.
Angelina' ya bunu nasıl söyleyebileceğini düşündü. Mümkün müydü ki bu? Tüm hayallerini onun üzerinden kuruyordu Angelina. İtiraf etmese de Austyn' in durumu da farklı değildi.
Gözlerini herkesten saklayarak hastaların arasında dolaştı ve gerekli işleri yaptı.Yorulmuştu. Ama saate baktığında mesainin henüz yarısına geldiğini gördü. Hızlıca odasına gitti ve aynayı tekrar eline aldı. Daha bir uğraşarak inceledi. Hayır, ordaydı işte.
İlk uyandığından daha belirgin bir şekilde damarları çıkmıştı. Sıradaki belirtileri düşündü Austyn. Kulak ve gözlerde kanama, ishal, aşırı ateş, uyuşukluklar, yorgunluklar, depresonik ruh hali..
Zamanla bunlar da kendini gösterecekti. Bu ayrıca üstündeki aşırı yorgunluğu da açıklıyordu. Artık hiçbir şüphesi yoktu hasta olduğundan. Başka hastalarla uğraşmak zordu evet ama nasıl üstesinden gelecekti bunun? Uyandığında kendine verdiği sözlerin kendine anlamsız geldiğini fark etti. Savaşmak konusunda kendni istekli de hissetmiyordu.
Anlık bir ruh hali değişiiyle kararını verdi. Gereken tedaviyi uygulayacak ve çabalayacaktı. Başaracağına içten içe inanmıyordu. Ama deneyecekti. Angelina için. Önlerinde uzanan gelecek için.
Ama bunu Angelina' ya söyleyecek kadar cesur değildi. Ne cesuru, tam bir korkaktı o. Hayallerini yıkmaktan korkan bir korkak.
Böylece karar verdi. Gilly' i buldu ve durumu anlattı. Angelina ile arasındakilerden bile bahsetti. Hastalığı ondan almış olma olasılığı hariç her şey tüm açıklığıyla anlattı.
Gilly' nin gözlerindeki üzüntü belirgindi. Üzüntüsünü saklayamadığı bir sesle
-Başaracaksın Austyn. Başarmak zorunsın. Boş bir oda biliyorum. Sıradaki keşfe kadar da dolmayacak. Şİmdilik oraya yerleşmelisin. Yemeklerine ve bakımına çok dikkat edeceksin Austyn. Bana söz ver. VAZGEÇMEYECEKSİN.
Austyn dolmasını engelleyemediği gözleriyle başını öne eğdi. Gilly gerçekten iyi bir arkadaştı. Belki de Angelina' ya kavuşmasına yardım ederdi. Gözlerineki yaşlar gidene kadar bekledi ve gözlerini kırpıştırdı.
Sonra başını kaldırdı. Şimdi sesinde çaresizlik değil, kararlılık vardı.
-Deneyeceğim Gilly. Hem kendim, hem Angelina için. Deneyecek ve başaracağım.
Ardından Gilly' nin dedikleri yapıldı. Austyn boş odaya yerleşti. Gilly gündüz nöbetinceydi ve artık uyuması gerekyordu. Austyn ondan bir söz aldı.
Her nöbet başlangıcında Angelina' ya içi türlü türlü harika kokularla dolu minik keselerden götürecekti. Ama hasta olduğunu söylemeyecek, hiçbir bilgi vermeyecekti.
Çünkü Austyn hiçbir zaman sorunlarıyla yüzleşebilen biri olmamıştı. Angelina' nın kahramanı prensesini incitmekten korkuyordu.
Bu isteğini Gilly anlayışla karşılamış ve yerine getireceğine söz vererek keseyi ondan almıştı.
Angelina uyandığında telaşla saate baktı. Derin bir iç çekti. Hayır uyuyakalmamıştı. Austyn' in gelmesine en fazla on dakika vardı hala.
Elinde ayna olmadığından tahminlerle saçını düzeltti. Üstündeki özel olarak sterilize edilmiş hastane kıyafetlerini çekiştirdi. Yatağını da düzeltti.
Yatağın üstüne oturdu. Bir gözü saatte, yatağın üstüne oturdu.
Maskesini açtığında hatırladığı kadarıyla, biraz da hayellerini işin içine katarak Austyn' in yüzünü çiziyordu şimdi hafif sarımsı yapraklara.
Resimle uğraşırken zamanın geçtiğini anlayamamıştı. Sonunda işini bitirmiş ve elinden çıkan esere hayranlıkla bakmıştı. Gerçekten de güzel olmuştu. Yaptığından memnun bir şekilde gülümsedi.
Yarın da kendimi çizmeliyim diye düşündü. Ardından gözü yeniden saate kaydı. Austyn oldukça gecikmişti.
Aklına hücum eden kötü düşünceleri hemen savuşturdu. Sonuçta bir hastanedeydi ve işleri uzamış olabilirdi. Şimdiye kadar hiç gelmemezlik etmemişti ama bu da bir ilkti. Öyle olmalıydı. Başka bir açıklaması olamazdı. Zorundaydı. İçten içe kendisiyle çatışarak durdu.
Defterini yeniden eline aldı ve içini endişeleri ve hayalleriyle doldurdu Angela, Austyn' i beklerken.
Belki de hiç gelmeyecek kahramanını bekliyordu prenses, bilmeden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hastalıklı Aşk
Short StoryAşk engel tanır mıydı? Karantina bölgesindeki bir aşk hikayesi... Amerika' dan Liberya' ya... Kapak tasarım; @Aydoo