Kirishima, günlerdir sevdiği adamı göremiyordu. Bakugou, ondan kaçıyor, onu görmemezlikten geliyordu. O sorusu sonrası da kalkıp hiçbir şey demeden gitmişti. Kirishima, onun bu tavrını anlayamıyordu. Neyi yanlış yapmıştı? Neden ondan kaçıyordu? Neden sorusuna bir cevap dahi vermemişti? Bunları düşündükçe çıldıracak gibi oluyor, içinde öfke yumağı oluşuyordu. O olaydan sonra iki hafta geçmişti. Bu süre içerisinde birbirleri ile hiç iletişime geçmemişlerdi. Kirishima, ne zaman onunla konuşmaya kalkışsa Bakugou onu dinlemeden gidiyordu.
Çıkış zili çaldığında herkes hızlı bir şekilde toparlanmaya ve sınıfı boşaltmaya başladı. Kirishima, aklındaki düşünceler ve sorularla dalgın bir şekilde hareket ediyordu. Bugün onunla konuşmayı deneyecekti. Onunla konuşmak zorundaydı çünkü sorusu havada asılı kalmıştı ve olumsuz da olsa bir cevap vermesi gerekiyordu. En azından cevabına göre bir yol çizer ve hayatını yaşardı ama, böyle olunca belirsizlik çemberi etrafında ne yapacağını bilemiyordu ve aklını kaçıracak gibi hissediyordu.
Sırt çantasını taktıktan sonra seri adımlarla sınıftan çıktı. Bakugou, sınıftan en son çıkan kişi olduğu için onu yakalamakta sorun çekmeyeceğini düşünüyordu. Ezbere bildiği sınıfa doğru ilerlerken yanından geçen birkaç kişiye el salladı. Arkadaş çevresi yoktu ama, Bakugou ile takıldıktan sonra sosyalleşmiş ve birkaç arkadaş edinmişti. Bakugou'nun ona kattığı sayısız güzelliklerden biriydi bu.
Bakugou'nun sınıfına girdiğinde düşündüğü gibi; onun hala çantasını toparlamakta olduğunu gördü. Sırtını dikleştirdi ve birkaç kez kendine güven verici, motive edici sözler fısıldadı. Onunla konuşabilirdi ve sorusunun cevabını alabilirdi. Onun kaçmasına izin vermeyecekti. Boğazını temizleyip kumral saçlı çocuğun dikkatini çekmeye çalıştı. Bakugou, dalgın bakışlarını kızıl saçlı oğlana çevirdi. İlk başta karşısındakini tanıyamamış ve bir tepki vermemişti. Beş saniye sonra karşısındakinin sevdiği adam olduğunu anlayınca göz bebekleri heyecandan küçülmüş ve telaşa kapılmıştı. Titrek ellerini belli etmemeye çalışarak çantasının fermuarını kapattı ve sırtına taktı. Kirishima, sessizce kapının orada durmuş, onu izliyordu. Bakugou, onunla göz teması kurmadan ilerlemeye, kapıdan geçmeye çalıştı ama, Kirishima buna izin vermedi.
''Bu sefer gidemezsin, Katsuki. Çekip gitmene izin veremem. Konuşmamız lazım.''
Bakugou, umursamadan ve Kirishima'nın yüzüne bakmadan onu omzundan ittirip sınıftan çıktı. Hızlı adımlarla erkekler tuvaletine giderken arkasından kızıl saçlı oğlan da geliyordu. Tuvalet kabinlerinden birini girip kapısını kitledi. Az önceki yakınlaşmaları ve Kirishima'nın ses tonu onu heyecanlandırmıştı. Hızlı nefesler alıp verdi ve sağ elini kalbinin üzerine koydu.
''Sakin ol. Saçı boktan olan birini gördün o kadar.''
Kendi kendine fısıldarken Kirishima, tuvalete girdi. Tek tek kabinlere bakarken Bakugou, gerildiğini hissetti. Bulunduğu kabinin zorlandığını anlayınca nefesini tuttu.
''Katsuki! Aç şunu, konuşalım, lütfen.''
Sesi emir verircesine değil de daha çok yalvarırmış gibi çıkmıştı. Birkaç kere kapıyı zorladı. Açılmadığını anlayınca geri çekildi ve derin bir nefes aldı.
''Açmayacak mısın? Tamam, o zaman sadece ben konuşurum. Demek istediğim çok şey var.''
Bakugou, sessizce durmuş konuşmasını bekliyordu. Ne kapıyı açmayı ne de konuşmayı düşünüyordu. Onun yüzünü gördüğünde yumuşayacağını ve yelkenleri suya indireceğini biliyordu. Bunun olmasına izin vermezdi.
''Katsuki, ben seni seviyorum.''
Aralarında derin bir sessizlik oluştu. Sadece ikisinin nefes alış ve verişlerinin sesi dışında hiçbir ses yoktu. Kirishima, üç saniye sonra konuşmasına devam etti.
''Bunu sana söylemiştim, yine söylerim. Senin aksine söylemekten korkmuyor veya utanmıyorum. Senin için ölmeye bile razıyken sen neden böyle yapıyorsun?''
Sesi ağlamaklı çıkmıştı. Kirishima, şu an da çocuk gibi ağlamak ve bağırıp çağırmak istiyordu.
''Neden böyle yapıyorsun? Yetmedi mi daha? Neden böyle yaptığını düşündüm ama, bir çıkış yolu bulamadım. Bütün sorunlarını söyle bana, halledelim. Neden canımı yakıyorsun? Sana bir soru sordum, neden cevap vermiyorsun? Benimle sevgili mi olmak istemiyorsun?''
Yine bir derin sessizlik oldu. Bakugou'nun hırıltılı nefes sesleri Kirishima'nın iç çekişlerine karışıyordu.
''Anladım ben. Her şey için teşekkür ederim.''
Sesi kırık çıkmıştı. Gözlerinden birkaç yaş akarken oradan ayrıldı, Kirishima. Bakugou, kendisini hiç iyi hissetmiyordu. Bulunduğu yere çökerken kabinde yazan kendi numarası görüş açısına girdi. Dolu gözlerine rağmen gülümsedi.
''Bizi bir araya getiren kabin buymuş demek.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
toliet cabin ;; kiribaku
Короткий рассказ❝Eijirou Kirishima, tuvalet kabininde gördüğü numaraya mesaj atar.❞