2.

555 10 2
                                    

Keyifli okumalar ʕ•ᴥ•ʔ

Nefesten~ arabayla, Trabzonun yolunu tutmayalı baya olmuştu. Sürmeneye gelmeme yarım saatten az kalmıştı. Memleketimi öyle özlemiştim ki kokusu, havası, yeşilliği her şeyi ayrı bi güzel geliyordu. Ablamlar benim bir gün sonra geleceğimi sanıyordu. İşleri erkenden toparlayıp bugün geleceğimi bilmiyorlardı. En son konuştuğumda kaleli konağında çeyiz hakkında konuşuyorlardı. Büyük ihtimalle hala ordalardı.

Konağa geldiğimde arabayı kapıya park edip kornaya bastım. Bir dakika sonra herkes kapıya dizilmişti. Ablamın bağrışı sayesinde geldiğimi duymayan kalmamıştı "oyyy ablasının kuzusu gelmiş" arabadan ağır adımlarla çıkıp ablama sarıldım. Berrakta bizi kıskanıp ortadan sarıldı. Kaleliler bizi izliyordu. Ablamdan ve Berrak'tan ayrılıp hepsine göz gezdirdim. Saniye teyze gözlerinden ışık saçıyordu. Yangazlar bana bakıp sırıtıyordu. Mustafa abi Asiye ablama dalmış gitmişti. Ama tahir yoktu.


Kim bilir nerdeydi. Ablam sessizliği bozup konuştu "hani yarın gelecektin ablam? Bilseydim hazırlık yapardım" gülümseyip cevap verdim "sürpriz yapayım dedim. Hem fenamı oldu" berrak üstüme atlayıp ben boğulana kadar sarıldı. "Ne iyi etmişsin. Seni o kadar çok özledim ki anlatamam." Saçlarını öpüp konuştum "bende seni özledim berrağım" saniye teyze yanıma gelip ellerimi tutu "kız sen ne güzel olmuşsun böyle. Doktorluk yaramış sana. Maşallah rabbim nazarlardan korusun" elini öpüp cevap verdim "çok teşekkür ederim çok incesiniz" Mustafa abi sessizliğini bozup konuştu. "Hoş geldin bacım geç hayde içeri orda konuşalım" gülümseyip başımı salladım. Hep birlikte içeri geçtik.


Tahirden~ abim her zaman ki gibi kum çekme işini bana kitlemişti. Düğün var ayağına beni koşturuyor işlere. Eve doğru yola çıkmıştım. Manavın önünden geçerken canım erik çekti. Durup bi kilo aldım. Eve geldiğimde kapıda bir araba vardı. Bizimkilerin arabası değildi daha doğrusu tanıdık birinin arabası değildi. Arabayı kenara park edip kapıyı çaldım. Murat kapıyı açıp konuştu "oo abi biz de seni bekliyorduk." Ne diyordu bu amip? "Siz beni bekler miydiniz lan! Bütün işleri bana kitleyip kaçtınız" gözlerini devirip cevap verdi. "Geç sen geç sürpriz var" bu bi boklar karıştırıyordu ama hadi hayırlısı.

İçeri girdiğimde nefesi görmüştüm. Yıllar sonra ilk defa... duru güzelliği yüzünün ışıltısı hiç değişmemişti. Hafif tebessümle ona baktım oda beni izliyordu kafamla selamlayıp "hoşgeldin" dedim sağ eliyle yüzüne düşen bi tutam saçını kulağının arkasına attı. Gözlerini ister istemez kaçırıp konuştu. "Hoşbulduk. Hiç değişmemişsin" sandalyeye yavaşça oturup cevap verdim. "Sende öyle" herkes bizi dinliyordu. yengem sesizliği bozup konuştu "ee ablam anlat bakalım neler yaptın İstanbul'da" nefes ablasına içtenlikle gülerek cevap verdi. "İş güç ablam, hastaneden çıktığım olmadı hele nöbet günlerimde nefes alamıyorum. En azından dört gün burada tertemiz tatil yapıcam." Dört gün mü? Geri mi gidecek ti benim ki de soru kızın İstanbul'da işi gücü var kalırı mı hiç ? Yengem üzülerek "ne dört günü kız ne bu böyle laf söz olsun diye mi geldin vallaha olmaz en az bir hafta" ardından annem söze atıldı. "Olmaz öyle kızım hemen gitme öyle az daha kal" nefes gülümseyip cevapladı. "İş durumuna bağlı ona göre halletmeye Çalışıcam"

Yengem yüzünü ekşitip konuştu. "Hadi inşallah. E ben çayları koyayım" nefes yengemi durdurup; "abla dur allah aşkına ne çayı ben babamı görmedim. adam merak etmiştir şimdi" yengem; "kız o şimdi yaylaya çıkmıştır. Otur sen azcık ben Murat'ı gönderirim alır babamı." Nefes dudağını büzüştürüp oturdu.

Ben sadece olan biteni bi köşeden izliyordum. Nutkum tutulmuştu. Onu bi kenara çekip öpmemek için kendimi zor tutuyordum...


Nefesten~ bir saattir oturmuş çay içiyordum sohbet bitmek bilmiyordu. Babamı özlemiştim kokusu burnumda tütüyordu. Murat babamı almak için gitmişti kulağım kapıdaydı. Kafam dağılsın diye etrafı incelerken tahir gözüme takıldı. Karşımda oturmuş telefonla konuşuyordu. Hiç değişmemişti her zaman ki gibi karizmatikti. Ben Tahiri süzerken kapı çaldı. Koşar adımlara kapıya baktım gelenler Murat ve babamdı. Gözüm yaşarmıştı. Sıkıca babama sarılıp kokusunu içine çektim. "Babamm nasıl özlemişim seni." Yavaşça kafamı babamın omuzlarından ayırıp yüzüne baktım. Babam saçlarımı okşuyordu. "Oy Benin akıllı kızım ne iyi ettin de geldin"


prestişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin