-25-

63 20 0
                                    

Bugün günlerden 14 temmuz 2014'tü Annem vefat edeli 1 sene olmuştu.

Yaz tatili için İzmir'e gitmeye karar vermiştik. Hemen bavulumu hazırlamıştım, kahvaltıya inmistim annem babam ve ben bi gùzel kahvaltı yapmıştık. Sonra bavulları arabanın bagajına yerlestirip hepberaber İzmir yolcusu olmustuk. Yolda son ses sarkı acıp hep beraber söylüyorduk annem bi yandan babam bi yandan bağrıyoduk resmen . Cok nutluyduk. Sonra ani bir fren sesi geldi Ben arabadan dısarı fırlamışım hafif sıyrıklarla kazayı atlatmışım ama annem orada ölmüs. Babamda beni terk etip baska yere tasinmis.

Hastaneye geldiğimde sinir krizleri geciriyorum. Hastanede herkes susuyor duvarlar konuşuyor. Her yerde karşılıklı konuşmalar var, fakat görünürde kimse yok. Öncelerde bu bana saçma geliyordu ama zaman geçtikçe alışmaya başladım. Daha sonra da ha vermeye başladım. Cünkü burada sizi sadece siz ve sizinle aynı durumda olanlar anlayabiliyordu. Duvarlara yazmanın asıl sebebide buydu. Yani öyleki duvarlar sadece karşılıklı konuşmalarla doluydu. Soru yoktu ama hep bir cevap vardı. İnanın bana en sacma seylerin bile cevabını veren biri veya birileri vardı. Yazan kişide belki bunu düşünerek yazıyordur kim bilir? Bu soruyla birlikte aklıma en basta diger ihtimal gelmisti. Evet beni asıl düşündüren bununda bir tedavi yöntemi olabilme ihtimaliydi. Yani bunu doktorlar yapmış olabilir diye düşünüyordum. Bunu düsünüyor olmamın sebebi ise yazıların silinmiyor olmasıydı. Ta ki doktorları ve icinde bulunduğum ortamı iyice tanıyana kadar. Önceleri silinmek istenmiş. Kalemler ve boyalar toplanmış. Ama bakmışlar ki olmuyor. Kesici ve delici aletlere kadar gidince olay bırakmışlar. Cünkü silindikçe yenibur defter hediye ediyor gibi göründüklerini düşünmüşler. Bu durumun artık duvarları aştığını ve her yere yazıldığını görünce kendi vücutlarını da düşünmüş olmalılar bence. Herneyse size bu yazılardan bahsediyim biraz. Geldiğim günden beri bir sürü var ama aklımda kalanların bir kaçı şöyle arka bahçede ki bankın birinde; "Tek kişiliktir" yazıyor. Tabi cevapsız olur mu, "Affet tanrım yorgundum." yazılmış altınada. Koğuşun girişinde kapının arkasında ki duvara "Dostluk bakidir" yazıyor. Kapının yazıya bakan tarafına ise cevap olarak; "O dediğine menfaat derler." yazıyor. Doktorların sizinle özel konustukları bölümlerin birinde "Hatasız kul olmaz." yazıyor ve onun altınada cevap olarak "O halde hepimiz hataların kralı ve kralicesiyiz" yazıyor. Bunu okuyunca keske diyorum keske İzmire gitmek icin cok hevesli olmasaydım, tutturmasaydım gidelim diye o kaza olmazdı annem ölmezdi, babam beni terk etmezdi. Ama ne yazikki oyle olmadı. Gercek anlamda dipte hissediyorum kendimi. Olanlardan sonra mutsuz,huzursuz,samimiyetsizim. Anlık sevincler yasıyorum sonra aynı boka sarıyo hayat. Elimden geleni yaptım mutlu olmak için diyemem, cünkü çabalamıyorum. Çünkü inancımı kaybettim. Çünkü çok iyi bikiyorum ki çabalasam bile hicbir sey değismeyecek. "En azından denedim." diyebilmek için elinden geleni yapabilen insanlardan değilim. Neyse. dedim ya, tam anlamıyla dipteyim.

BİR HAYAT YETER BİZEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin