2.bölüm

181 40 17
                                    

Medya; Meriç'in maskesi.
                                                          *******

- Birincisi; Buzlu Ateş olucak...İkincisi; o sıçanı sana yediririm... Üçüncüsü; istediğim yere otururum. Bu seni hiç alakadar etmez.

Diyip elini bıraktım. 'Anlaşılan diğer düşmanım bu kız.' diye düşünürken sarı saçlı, buz mavisi gözlü bir oğlan karşıma geçip;

- Peki diğer düşmanın kim?

- Ne demek istiyorsun?

- Az önce " Anlaşılan diğer düşmanım bu kız." Demedinmi?

- Demek ki gücün bu.(Zihin okuma.)Bunu şimdi öğrendiğim iyi oldu. (Yalancı bir sırıtışla)

- Soruma cevap vermeni bekliyorum.

- Bende güçlerin canlı bir varlığın üzerinde kullanılmasının yasak olduğunu biliyorum.

- Demek beni şikayet edeceksin. Yani o kadar korkaksın.

- Yanlış anladın. ( yapmacık bir gülümsemeyle.) Ben sadece kuralları hatırlıyorum. Eğer gücünü tekrar üzerimde kullanırsan bana neden Buzlu Ateş dediklerini anlarsın.

- Yerinde olsam beni tehdit etmezdim. (Bana doğru bir adım atarak.)

- Ben tehdit etmem, yaparım!
Diyerek ona doğru bir adım attım. Çantamıda alıp sınıftan çıktım. Anlaşılan çok eğlencez.

*******

(Okulu Resmi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Okulu Resmi. Binanın toprağın altında kalan kısmını ilerleyen bölümlerde ortaya çıkacak. Okulda çok az sayıda kişi binanın tamamından haberdar.)

******

Teneffüs bitenekadar okulu keşfetmeye çalıştım. Zil çalınacada mecburi sınıfa gittim. Birinci ders oturdugum sıraya oturdum. Tabi bu sırada teneffüste kavga ettigim kızın öldürücü bakışlarına maruz kaldım. Ama ben dururmuyum? Hayır! Bende ona öldürücü bakışlar attım.

Tam öğretmenler zili çaldığı sırada sınıfa siyah saçlı, siyah gözlü, birisi girdi. Dur bi dakika. Bu oğlan niye butarafa geliyo. Tahmin hakkımı kullanıyorum Meriç dedikleri çocuk. Bana ne be. İster o olsun ister olmasın. Sanki askerlik arkadaşım. Hem bişey diycem. Yüzünde niye maske var? Ne biliyim ben. Belki de Kara Şimşek'in çevresindendir. Sanmıyorum. Oralarda tek maske takan benim. Aynur, oğlan buraya geliyo. Benim gitmem lazım. Nereye gidiyorsun be. Dur durduğun yerde. Kusura bakma tatlım, ben canımı pazarda bulmadım. Lan geri! Eğer bana bişey olursa sanada da olur. IQ'nu bukadar belli etme diyorum. Ama sakalımız yokki sözümüz dinlensin. Çokta fifi. Hadi canım bay!
Ah gittiya. Pislik! Ne olucak şimdi, tek kaldım.

Beni bu düşüncelerimden ayıran şeyse Meriç'in yanıma gelmesi oldu. Oğlan ağzını bile açmadan yanıma oturdu.(Arkadaşlar sıra'nın oturak yerleri ayrı. Masası birleşik.)

Meriç'in yanıma oturmasıyla sınıftan ugultular çıkmaya başladı. Ne oldu şimdi? Kedi oğlan doğurdu. Salak! Sen gitmedinmi be. Haaa... Bende ne yapıcaktım diyodum. Yalancıya bak sen. Defol git hemen. Tamam be... Mikrop ne olucak. Sen hala burdamısın! Sen beni kovuyo musun? Evet, koyuyorum. Bende istemediğim yerde durmam zaten. Hııh...
Lan git!

Diyerek iç sesimi kovdum. Bu sırada hoca içeri girdi. Tabi tahmin ettiğim gibi Meriç dışında herkes ayağa kalktı. Sonuçta oğlanın bir karizması var. (Olmayan karizma.)Allah korusun, çizilir filan.

Derken hocanın "Oturabirabilirsiniz."demesiyle yerime oturdum.

Ders tahmin ettigimden iyi geçti. Tabiki bir sorun dışında;

Sınıfın nerdeyse tamamı ders boyunca beni süzdü. Tamam ilgiyi severim ama bukadarı da fazla. Bi ara kendimi "podyuma dikilmiş manken" gibi hissettim.

Derken kurtarıcımmı azrail'im mi tam seçeneğim zil çaldı.

*
*
*

Yeni bölümde ğörüşmek dileğiyle. Mutlu kalın :)
     
                                                         ~Her şey dahil 459 kelime~

 Yürüyen BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin