Tolga elini omuzuma koyarak:
-Şevval birazdan gelicek. Kolunu bıraksan iyi olur. Ayrıca aradığın cevabı şimdi almaya çalışman doğru olmaz. Daha çok vaktin var.
Şevval demişken, harbiden birazdan burda olur. Bana ne yaptın bilmiyorum Kayla ama öğrenicem. Yürüyen Bela ile aranda ne varsa ortaya çıkarıcam.
-Bu konu burda kapanmadı. Neyi saklamaya çalışıyosun bilmiyorum ama bulucam.
-Kendine fazla güveniyosun. Yerinde olsam beni fazla küçümsemezdim. Ayrıca kolumun hesabını alıcağımı unutma.
Neyine güveniyorsun bilmiyorum Kayla ama duâ et bu işin sonu benim için kötü bitmesin. Benim için kötü biterse senin içinde kötü bitmesi için her şeyi yapabilirim. Her şeyi!
Tolga omuzumu biraz sararak:
-Bak bunun sonu fena gözüküyo. Bence Buzlu Ateş'le aranan biraz mesafe koy. Kızla aranda ne var bilmiyorum ama dikkatli ol. Şevval kıza bir şey yaptığını öğrenirse azına s**ar haberin olsun. Hem sen bu ders cezalı değilmiydin? Yerinde olsam Tahsin hocayla daha fazla uğraşmazdım. Adam sonunda seni Haldis hocaya verirse görürsün. Kadının son dediğini hatırlıyorsun. "Bir dahakine 43. odaya gitmek istemiyorsan ayanı dek al." Bak kardeşim o odaya bir daha girmeyi bünyen kaldıramaz.
Omuzumu arkaya doğru çekerek elini çekmesini sağladım.
-O olay çoktan kapandı Tolga! Hem Şevval'le aramdaki olaylar ne zamandır seni bu kadar ilgilendiriyo? Sen hayırdır Tolga?(!)
Omuzlarından tutarak hafif geriye doğru ittirdim. Bu aralar Şevval hakkında hakkından fazla yorum yapmaya başlamıştı ve bu beni aşırı derecede rahatsız etmeye başladı. Boyum ondan biraz daha uzun olduğu için kafamı hafif eğerek adeta burnumdan solurcasına konuşmaya devam ettim:
- Bana bak! Sana güveniyorum diye benim iyi niyetimi suistimal edersen seni ölmekten beter ederim! Diğer hainlere yaptıklarımı sakın unutma Tolga!
Sesim adeta patlamaya hazır bir volkan kadar yükselmişti. Ablam konusunda son derece hassas olduğumdan, şu an kendimi konturol dahi edemiyordum. Ablam benim tek zayıf noktam. Onun için, isterse canımı bile veririm. O benim tek yaşama sebebim.
Elleriyle omuzlarımdan tutarak gülümsedi.
-Kusura bakma kardeşim ama başka türlü kızı bırakıcak gibi durmuyodun. Baksana(Kaşının birini kaldırarak.) kız hemen kaçtı. Nasıl sıktıysan kolunu korkup kaçmış hemen.
-Senden yardım mı istedi?
-Alakası yok. Benden yardım isteyen sensin. Hem kızın kolunu nasıl sıktının farkındamısın? Kız nerdeyse ağlıycaktı. Gözleri dolmuştu.
-Sana noluyo? Sanane oğlum kızdan? Yiyecek değilimya. En fazla ne yapabilirim ona? Babasının arkasına saklanır, annesiyle tehtit eder, teyzesiyle gözümü korkutmaya çalışır. Elimden kurtulmak için yeterince mazereti var.
-Asıl sana ne oluyo Meriç? Davranışlarındaki bozuklukların farkındamısın? Oğlum iki dakika önce biri bana seninle bu yüzden kavga edeceğimi söylese "malmısın? S**tir git" derdim. O kızın Şevval için önemli olduğunu sen söyledin. Kusura bakma ama o kız bizim elimizdeki bir anahtar olabilirken senin harcamana izin veremem. Hem sen demedinmi yardım etmemi? Bir kendine gel istersen.
- Benim işim var. Bu derse girmiycem.
Diyerek arkamı dönüp hızla merdivenlerden indim.
Kayla'nın azından:
Hızlı adımlarla sınıfa doğru yürümeye başladım.
Meriç'in Şevval'le iletişim halinde olması çok kötü oldu. Ayağımıza bağ olucak kesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yürüyen Bela
FantastikAynur'un karanlık geçmişi... Meriç'in sır dolu dünyası... Birbirine ezelden beri bağlı olan iki ruh... * * * Geçmişin ve geleceğin kördüğüm olduğu bir anda oldu her şey. * * * -Kanlı ölümlerin sebebi nasıl daha doğmamış bir çocuk olabilir? * * * ...