DD -14.5 Elsa Special

340 18 8
                                    

Iki bölüm birden yazdım dedim ya, bu da iste ayni bolumun Elsa nin bakis acisiyla yazdigim bolumu. Ikisinden birini secmek yerine ikisini de koydum -Eiennoesu

Elsa

Hayatım boyunca, birinin bana âşık olabileceğini tahmin edemezdim. Ama o farklıydı.. Hans’ı durdurduktan sonra, kâbuslar görmeye başlamıştım. Sürekli birinin yerindeydim ve beyaz saçlı sopalı bir adamı görüyordum. Bazı kâbuslarda, saçları siyah oluyordu adamın. Ama gözleri aynıydı. Bakışlarından o olduğunu anlamıştım.

Bir çatıda onunla otururken, o ağlarken.. Hep görmüştüm ama hareketlerimi kendim kontrol edemiyordum. Konuşuyordum, ama ne dediğimi bilmiyordum. Konuşulanları duyamıyordum.. Delirdiğimi düşünmeye başlarken o çıktı karşıma.

Kral Dylan.

Rüyalarımdaki adam gibi saçları beyazdı ve gözleri masmaviydi. Onun da benimle aynı güce sahip olduğunu öğrendiğimde neredeyse şaşkınlıktan kalbim duracaktı.. Rüyaların bir işaret olabileceğine inandırdım kendimi sonra. Bana gücümü nasıl kullanacağımı öğretti. Ona çok şey borçluydum. Ama bu, onunla evlenmem için bir neden miydi?

Bu hissettiğim aşk mıydı?

Dylan bana evlenme teklif ettiğinde, bunun aşk olduğunu düşünmüştüm. Onca yıldan sonra, sevemeyeceğimi sanıyordum oysa. Evlenme teklifi beni mutlu etmişti. Ancak sonra onu gördüm. Ağaçların arasından bana doğru bakıyordu. Oydu. Onu gördüğüm anda tanıdım. Kâbuslarımdaki adamdı o. Birebir kendisiydi.

Neden onu bir anlığına görmem, kalbimin çarpmasına neden olmuştu?

Kötü rüyalarımdı o. En korktuklarım..? Nasıl hissettiğimi anlayamamıştım. Korkmuş muydum? Şaşkın mıydım? Sevinmiş miydim? Hiçbir fikrim yoktu.

Gözleri Dylan ve benim aramda gidip gelirken, hızla uzaklaştığını gördüm. Atılsam da, artık orada değildi.

‘’Elsa, sorun ne?’’

Elindeki yüzükle bana bakan krala döndüm.

‘’Hayal görmüş olmalıyım..’’

Bir şeyleri unutuyordum, ama neydi onlar? Ne kadar düşünürsem düşüneyim hatırlayamıyordum. Çok, çok önemli bir şeydi ama. Eldivenimi biraz daha çektim. Gergindim. Karşımda cevap bekleyen Kral’a döndüm.

‘’Evet..’’

Hayal kırıklığını gizlemeye çalışsa da, beceremezdi. Onu kendim kadar iyi tanıyor…dum? Tanıyor muydum? Bu ikileme düşmem beni korkuttu. Daha on saniye öncesine kadar ona gözüm kapalı güvenebileceğimi düşünüyordum.

‘’Eldivenini çekiyorsun yine.. Seni rahatsız eden bir şey var gibi Elsa.. Bu ‘Evet’ i kabul edemeyeceğim. Anlatmak istersen, dinlerim.’’ Dedi kutuyu tutan eline eldivenini giyerken. O da bana benziyordu. Gücünü kendi başına kontrol etmeyi öğrenmişti ama. Benden daha güçlüydü. Güçlerimi kullanmayı öğrensem de, eldivenimi çıkardığım anda yine bütün ülke donacakmış gibi hissediyordum. Benimle aynı hisleri paylaştığını sanıyordum. Ülkesi hakkında konuşmaktan rahatsızlık duyuyordu ve üstüne gitmek istemiyordum.

Cevap vermeyince, eğilip uzaklaştı. Bense hala onun durduğu yere bakıyordum. Yavaşça oraya yürüdüm. Gerçekten orada olduğuna dair hiçbir iz yoktu. Hayaldi.. Kesinlikle hayaldi.. Kâbuslarıma geri dönmek istemiyordum.

Bir daha olmaz..

Odama yönelirken sabah Dylan’a karşı dileyeceğim özrün planını yapıyordum. Ancak cenazeden hemen sonra bir tören yapamazdık ki böyle bir şey yapmak aileme karşı yapacağım en büyük saygısızlık olurdu.

Donmuş DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin