DD -15

331 19 13
                                    

Bu bölüm geç geldi biliyorum ancak bu bölümü yazarkene çalıştırdığım kafayı üniversite sınavında çalıştırsam fullerim. Kafam o kadar karıştı ki yazarken.. İçim de rahat değil bu bölüm için. Çok karıştırdım yazarken, okurken aklınızın bulanması çok normal :/ ama kavrayamadığınız yerleri cevaplayabilirim sadece ._.            -Eiennoesu

‘’Kendimi size anlatmayı ne kadar istesem de majesteleri, size vermem söylenen bir şey var..’’

Jack asasını boynuna dayayıp elini cebine sokunca Elsa, rahatsızca yerinde kıpırdandı. Jack, sonunda aradığını bulmuştu ve Rapunzel’in ona verdiği kâğıdı Elsa’ya doğru üfledi.

Üflemesiyle, rüzgâr onu alıp, Elsa’nın kucağına kadar ilerletti.

Elsa’nın nefesi kesilmişti bunun üzerine. Ne yapmıştı az önce?

Kâğıda göz gezdirdikten sonra Jack’e baktı. Alt dudağının titrediğini hissediyordu. Kağıtta yazanlar.. Bunca zamandır hissettikleri.. Kafasını yana çevirip karşısındaki adama seslendi;

‘’Yalnız kalmak istiyorum.’’              

Jack üstelemeden odadan çıktı. Çıkar çıkmaz birinin onu duvara çarpması bir olmuştu. Karşısındaki seçebildiğinde, tahminlerinde haklı çıktığını anladı.

‘’Sen kendini ne sanıyorsun?’’ diye bağırdı Dylan yüzüne iyice yaklaşırken. Jack onun etrafındaki soğuk haleyi fark etmişti. Farklıydı bu hale. Kendisininkinden de güçlüydü.

‘’Ya sen?’’ diye karşılık verdi Jack tek kaşını kaldırırken. Bu adam normal değildi. Dylan biraz geri çekilip üstünü düzeltti.

‘’Ay krallığını nereden duydun?’’ dedi merakla. Jack neyi ima ettiğini anlasa da yapabilecekleri sınırlıydı, henüz.

‘’İzninle yapmam gereken diplomatik şeyler var.’’ Dedi parmaklarını alayla sallarken. Ardından sopasını diğer eline geçirerek duvarla arasından sıyrılıp koridor boyunca yürüdü.

Dylan, bu adam asayı diğer eline geçirirken bir soğukluk hissetmişti. O çocuk normal değildi. Eldivenini çıkardı. Güçlerini şatoda kullanmama kararını göz ardı ederek bir kelebek yarattı kardan. Ardından kelebek canlandı ve Jack’in peşine takıldı. Eldivenini geri taktıktan sonra Elsa’nın yanından saygısızca ayrılışını anımsadı. Elsa kızmış olmalıydı. Önemsemeden odasına yöneldi. Planını kimse aksatmamalıydı, aksatılma ihtimallerine karşın planlar yapmalıydı.

Bu çocuk sorun çıkartamadan ondan kurtulmalıydı.

Jack şato içinde amaçsızca dolaşırken birinin onu izlediğini fark etti. Önemsemeden bu şatoda yerini bildiği ikinci odaya yöneldi. Ritüel’i yaptığı büyük salona. O kadar koridor ve oda geçmesine rağmen, karşısına kimsenin çıkmaması garipti.

Elsa, odasına girdiğinde yarı hayal kırıklığı yarı üzüntüyle camının önüne geçti. Eldivenlerini çıkardı. Kraliçe olmak büyük sorumluluk getiriyordu beraberinde. Güçlerini kullanma isteği de cabasıydı bütün bunların.

Kraliçe olmak kısıtlıyor muydu onu?

Kristoff, sonunda trollerin yanından ayrıldığında Swan ile birlikte şehre daldı. Birkaç gündür Anna’yı görememesi onu rahatsız ediyordu. Şehirde birkaç tur attıktan sonra Anna’yı bulamayınca şatoya yöneldi.

Jack kapıyı tıklatma gereği duymadan içeri girdi. Aynı o günkü gibi boştu. Güldü, ne değişmesini bekliyordu ki? Odaya girecekken cebinden bir şeyin kaydığını hissetti. Yere düşünce çıkan ses, bütün odada yankılandı. Eğilip onu aldığında onun bir yüzük olduğunu gördü. Yüzüğü eline aldığında kâğıdın içinde olduğunu düşündü. O koyarken fark etmemişti ancak başka nasıl oraya girmiş olabilirdi ki?

Donmuş DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin