quince

2.1K 220 191
                                    

Kolumdan tutulup sertçe sıramdan kaldırıldığımda çok da derin olmayan uykumdan uyanmış, ne olduğunu anlamaya çalışarak etrafa bakınmaya başlamıştım.

"Okulumuzda senin gibi bir ibne olması beni utandırıyor." Taeyong'un sesini tam yanımda duyduğumda, söylenmelerimin yanına büyük bir küfür eklenmişti. Gerilmiştim ve hareket edemiyordum, kendimi cesaretlendirmeye çalışmasaydım titriyor bile olabilirdim.

Bela bir dakika olsun benden uzak durmuyordu, büyün gece boyunca ağlamaktan uyumaya vakit bile bulamamıştım ve şu an tek istediğim uyumakken asla rahat bırakılmıyordum.

Gözlerindeki nefretle bana bakan Taeyong'u görmezden gelip yanından geçmeye çalıştım fakat çevik bir hareketle kolumu sıkıca kavramış ve beni durdurmuştu. "Kaçabileceğini mi sanıyorsun?" Ağzından tıslar gibi çıkan kelimeler içimde büyüyen endişeyi ve korkuyu büyütmeye yetmişti bile. Ona gücümün yetmeyeceğini biliyordum ve bunu biliyor olmak beni inanılmaz geriyordu. Aynı zamanda sınıftaki birkaç öğrenci de durmuş, hiç işleri yokmuş gibi bizi izlemeye başlamışlardı.

Cidden kaosa bayılıyorlardı.

"Beni rahat bırak Taeyong." Nereden geldiğini bilmediğim bir cesaretle ona karşılık verdiğimde iyice sinirlenmiş olacak ki yavaş yavaş dolmaya başlamış sınıftan kolumdaki eli sayesinde beni de peşinde sürükleyerek çıkmıştı.

Koşmuyordu fakat onun adımlarına yetişmek oldukça zordu. Aynı zamanda koridorda yürüyen insanlara çarpmamaya çalışıyordum. Kolumdaki tutuşundan kurtulmaya da çalışıyordum fakat başa çıkamayacağım kadar da güçlüydü. Yani kaçışım yoktu.

Korkuyordum.

Yangın merdivenlerine giden kapıyı açıp beni içeriye fırlatır gibi ittiğinde sendeledim ama yere düşmeden dengemi topladım. Öfkeyle bana yaklaşan Taeyong pek de iyiye işaret gibi değildi.

"Kendini ne sanıyorsun bilmiyorum." Elleri sıkıca yakalarımı kavrayıp beni kendine yaklaştırırken sessiz ama sert bir ses tonuyla konuştu. Her kelimeyi üstüne basarak söylüyordu. "Ama Kim Jungwoo, okulumda senin gibi iğrenç birinin elini kolunu sallayarak gezmesine izin vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun."

Ben hiçbir şey söylemeyip sustuğumda konuşmasına devam etti "Sanırım Yukhei senin küçük sırrını ortaya çıkararak ilk defa doğru bir şey yaptı, ha?"

Merdiven boşluğunda iğrenç kahkahası yayıldığında yüzümü buruşturdum. "Ne yaptığınız ve ne düşündüğünüz umurumda değil."

Elleri yakalarımı bırakmıştı ama hâlâ çok yakınımdaydı. Suratında bana acır gibi bir ifade yer edinmişti şimdi. "Ah, çok yazık! Küçük Jungwoo'muz Yukhei yüzünden aşk acısı mı çekiyor? Bu yaptığı seni oldukça hayal kırıklığına uğratmış olmalı." Sır verir gibi kulağıma eğilip fısıldadı. "Hani şu herkesin içinde 'Hey millet! Jungwoo'nun iğrenç bir eşcinsel olduğunu ve benden hoşlandığını biliyor muydunuz?' diye bağırdığı gün var ya, o günden bahsediyorum."

Sesinde eğlendiğini belli eden bir ton vardı, zaten kulağımdan uzaklaşıp karşımda eski yerini aldığında eğlenen ifadesini suratında da görmüştüm.

Ondan iğreniyordum.

"Hepinizden nefret ediyorum. Hatta hayır, size acıyorum Taeyong. Sözlerinin hiçbir önemi yo-"

Sözümü kesen şey suratıma inen sert yumruk olmuştu.

Kendimi toparlamama izin vermeden bir diğer yumruğu atıyor, nefes dahi almama izin vermiyordu.

Beni sertçe duvara itti ve çıkan ses boşlukta yankılandı.

Yüzümde hissettiğim acı o kadar fazlaydı ki sırtımın acısını hissetmemiştim bile.

Dayanamayıp sırtımın dayalı olduğu duvarda yere çöktüğümde karnıma sert bir tekme indirdi ve sonunda kesilen yumruklarının ardından yanıma eğildi.

Sertçe saçlarımdan tutup yüzümü yüzüne hizaladığında yanaklarımın içini ısırdım. Hayır, acı çektiğimi belli edip ona istediğini vermeyecektim.

"Eğer aklın varsa Kim Jungwoo, bir daha karşıma çıkmazsın."

Saçımı bırakıp ayağa kalktığında kapıdan çıkmadan önce bana son kez baktığını hissetmiştim ama başımı kaldıracak hâlim bile yoktu.

Duyulan sert kapı sesi ardından ben de içimde tuttuğum göz yaşlarımı serbest bırakmıştım.

İşte şimdi, gerçekten ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu.






İşte şimdi, gerçekten ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
saudade, luwoo. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin