Arkadaşlar bugün yoğun istek üzerine bu bölümü yayınlıyorum. Sizlerden bol bol vote ve yorum istiyorum. Bu arada bi dahaki bölümü uzun bir süre geçtikten sonra yazabilirim. Bu sene son sınıf olduğu için TEOG sınavına sıkı bir şekilde çalışmalıyım. Neyse çok konuştum. İyi okumalar. Sizi çok seviyorum...:-) :-) :-) :-) :-) :-)
Tam o anda konuştuklarını duydum. Aylin ona bağırıyordu :
- Ayaz bu seni ilgilendirmez. kiminle tanıştığım ya da konuştuğum seni ilgilendirmez.
- İlgilendirir canım.
- Aaa öyle mi? İkiz kardeşim olabilirsin ama bana bu kadar annem ve babam bile karışmıyor.
- Ne halin varsa gör Aylin! Ben sınıfa çıkıyorum.
- Tamam, dedi.
Demek ikiziymiş dedim içimden. Sanki umurumda. Çocuk yani Ayaz sınıfa doğru ilerleyince Aylin atölyeye girip yaptığı benim portremi aldı. Ben o sırada bulunduğum yerden ayrılıp bizimkilerin yanına gittim.
- Aylin'in Ağzından -
Ayaz'la konuştuktan sonra atölyeye girip resmi aldım. Kendimle övünmek gibi olmasın ama Emre'nin tıpatıp aynısını çizmiştim. Bi dakka başta hoca bunu anlatırken resimleri birbirinize verin demişti. Ama biz unutmuştuk. Simdi de son derse girecektik. Hemen sınıfa çıktım. Buket bana yaklaştı:
- Selam. Akşam sakın birisine söz verme.
- Neden?
- Çünkü akşam parti var. Sen telefonunu ver bana akşam yeri mesaj atarım. Bu arada ikizinde gelsin.
- Güzelde ben bilmiyorum. Belki partiye gelemeyedebilirim. Bizimkilere sormam lazım.
- Ama mutlaka gel!
- Bilmiyorum. Neyse hoca geldi, deyip yerime oturdum. Hoca ders anlatıyordu. Ama benim aklım Emre'deydi. Onu beklemeye başladım. Ama zil çalmıştı.
Ayaz'la birlikte arabanın yanına gittik. Otaparka göz gezdirdim. Belki buralardadır diye ama yoktu. Arabaya binip yola koyulduk. Yolculuğumuz sessiz geçmişti. Ne ben ne de o konuşmuştu.
Eve vardığımızda anneme bir merhaba bile demeden odasına gidip kapıyı sertçe kapattı. Anneme sarıldım. Annem ne olduğunu sordu. Ben de hepsini anlattım. Hatta Emre'yi çizdiğim resmide gösterdim. Annem suratında alaycı bir gülümsemeyle:
- Emre'de yakışıklı çocukmuş kızım.
- Ya anne ya, of! Hemen konuyu oraya getir zaten. Sana ds bir şey anlatılmıyor.
- Aman tamam tamam bir şey demedim. Neyse boşver de onu oğlen yemeğini hazırlayalım. Baban uyuyor. Akşam uçuşa çıkacak.
- Ya anne babamın patronu da akşamları uçmak zorunda mı? Offf! Neyse tamam hazırlayalım sofrayı, dedim ve annemin peşinden mutfağa gittim. Yemeği hazırlayıp sofrayı kurduktan sonra herkesi çağırıp yemeğe koyulduk. Babama bugün ne yaptığımızı falan anlattık. Yemeği bitirdikten sonra annme yardım edip salona geçtik. Saate baktım 19:35' ti. Hemen babamın yanına sokulup, tatlı bir şekilde :
- Babacığım iznin olursa bu akşam okuldaki arkadaşların partisine gidebilir miyim? - Dikkat edin "biz" değil "ben" dedim. Çünki Ayaz sırf gıcıklık olsun diye gelmeyecektir.- Babam biraz düşünüp:
- İyi tamam gidebilirsiniz. Ama geç kalmayın.
- Canım babam benim yaa! diyerek yanaklarından odama fırladım. Dolabımı açtım ve kararsızlıkla elbise aramaya başladım. En sonunda pudra rengi, straplez, dizlerimin biraz üstünde bir elbiseye karar verdim. Ona uygun ayakkabı, kolye ve çanta seçtim. Saçlarıma ise maşayla şekil verdim. Kendime son kez aynada baktım. Gerćekten güzel oldum. Çantamıda alıp merdivenlerden ağır haraketlerle salona indim. Topuklu ayakkabılarımın çıkarmış olduğu sesle herkes bana bakıyordu. Babam:
- Kızım çok güzel olmuşsunm.
- Teşekkürler babacım. Neyse ben Buket'e mesaj atıp parti yerini öğreniyim ve giderim. Babam şaşkın bir şekilde :
- Bi dakka bi dakk. Ayaz'da seninle gelmiyor mu?
- Gelmek isterse gelsin, onun kararı.
- Ayaz, oğlum sen kardeşini tek başına partiye mi gönderiyorsun? Yalnız bırakma kardeşini.
- Off iyi tamam. Bekle beni hazırlanıp geliyorum, deyip yukarı çıktı. Ben de koltuğa oturup Buket'e mesaj attım.
*** Eee nerde bu parti mekanı? *** Bir iki dakika sonra
*** Ay inanmıyorum geliyosun. ******** caddesine gel. Zaten seslerden anlarsın. ***
*** Tamam görüşürüz. ***
*** Görüşürüz***
Benim mesajlaşmam bittiğinde Ayaz'da salona gelmişti.
- Hadi çıkalım.
- Tamam, deyip bizimkilerin yanaklarında öpüp babama
- Bu arada iyi uçuşlar.
- Saol kızım. Kendinize dikkat edin.
- Sende, diyip arabanın yanına gittik. Ve ilerlemeye başladık. Sessiz bir yolculuk geçiriyorduk. Ama ben durur muyum?
- Şey..bugün için özür dilerim. Kısa bir süreliğine bana baktı ve tekrar önüne döndü.
- Ben de özür dilerim. Sana bu kadar çıkışmamalıydım.
- Tamam barıştık mı?
- Küs müydük? Demesiyle ikimizde gülümsedim.
Nihayet parti evine geldik. Sanırım sadece biz eksiktik. Yavaşça yürüyorduk. İçeri girdiğimizde herkes bize bakıyordu. Ben aldırış etmeden Buket ve Meltem'in yanına gittim. Birbirimize sıkıca sarıldıktan sonra Buket:
- Ooo bu ne güzellik böyle.
- Teşekkür ederim Buket Hanım'da sen kendine ne söylemelisin acaba? Süpersin kızım. Bu arada Meltem senide atlamış değilim. Sen de çok şık olmuşsun.
İkisi de aynı anda :
- Teşekkürler, dedi. Hepberaber kıkırdadık. Sonra birlikte kanepeye oturduk. Sohbet ettik. Ben bu arada kızlara :
- Daha bugün okulun ilk günü ve biz yeni tanışmamıza rağmen sanki on yıllık arkadaşlarız. Ne güzel yaa. İyiki varsınız.
- Aynen aynen. Çok mutluyum, dedi Buket. Ardından Meltem:
- Çok doğru, dedi.
Bizim sohbet koyulaşmıştı. Saatime baktığımda neredeyse bir saattir konuşuyorduk. Ayaz'ı merak ettim ve etrafa göz attım. Yanında iki çocuk muhabbet ediyorlardı. Bir anda telefonum çalmaya başladı. Çok ses olduğu için bahçeye çıktım. Tanımadığım bir numaraydı. Açtım:
- Aylin Dinçer'le mi görüşüyorum?
- Evet buyrun.
- Size nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum ama .....
Birdaha ki bölümde görüşmek dileğiyle :-) :-) :-)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşamın Değeri (ASKIDA)
Teen FictionBen Aylin. Daha 18 yaşımda olmama rağmen bu hayata iki değerli kişiyi verdim. Artık bir daha böyle bir acıya katlanamam. Babasını masmavi deryada ölü bulunduğunu ve annesini de babasının ardından kaybettiğini öğrendiğinde hayatı çöken bir genç k...