"Ben...Yürüyemiyorum"

218 45 13
                                    

    Gözlerimi açtım,henüz daha güneş doğmamıştı.Hep düşünmüştürüm gece ne kadar da bana benziyor diye.Benim gibi ışığı yok parlamıyor parlayamıyor ama en azından onu aydınlatan ay var her gece olduğunda onunla doğan her gündüz olunca onunla batan.İnsalar uyanıyor herkes geceyi unutuyor ve her zaman yaptıkları günlük şeyleri yapıyor.Ben her günüm farklı geçsin isterim bir yaptığımı bir daha yapmayayım.Bunun sebebi her şeyi bilmem.Ne malum üç saniye sonra hayatta olacağımız ne malum bir daha yüreyebileceğimiz, koşabileceğimiz,konuşabileceğimiz.Düşüncelerim kafamda dolaşırken kapının açılmasıyla irkildim.Hızla bakışlarımı kapıya çevirdiğimde annemi gördüm.
   "Kızım bu saatte niye ayaktasın sen?"
Cevap vermedim  konuşmak istemiyordum.Bakışlarımı  tekrardan pencereye yönelttim.Cevap vermeyeceğimi anlayan annem konuşmaya başladı.
"Yağmur seninle konuşmam  gereken bir şey var."
  Cevap vermedim.
"Seni tekrardan okula yazdırmak istiyorum" Şok oldum,bakışlarımı anında anneme çevirdim anlamamış gibi yüzüne baktım.
"Ne?Anne istemediğimi biliyorsun!"
"Biliyorum ama artık normal insanlar gibi yaşamanı istiyorum daha ne kadar böyle yaşayacaksın?"
Beni kırmamak için sakin bir şekilde konuşuyordu ama içinden bağırdığını biliyordum.
"Ben normal insanlar gibi yaşayamam anne bunu sende biliyorsun!"dedim ve istemeye istemeye o cümleyi kurdum.
"Ben...Yürüyemiyorum"dedim bir çırpıda.
Annem sürekli bunu hatırlatmamdan bıkmış gibi gözlerini devirdi.
"Bu konuyu daha sonra konuşuruz."
Tamam dercesine başımı salladım.
"Şimdi kahvaltı yapalım."dedi ve tekerlekli sandalyemi yanıma getirdi.
Sessiz bir şekilde  kahvaltı yaptık ve tekrardan odama çıktım.Genellikle kitap okurum ve müzik dinlerim ve yine öyle oldu geç saatlere kadar kitap ve müzik dinledim.
Kulaklığımı kulağımdan çıkardığımda annem ve babamın konuşmalarını duydum.
Sanırım uyuduğumu düşünüyorlardı fısıltı gibi bir sesle konuşuyordu ikiside.
"Yağmuru okula gitmeye nasıl ikna edeceğiz?"
Annemin sorusuyla gözlerim bütünüyle açıldı.Çoktan  unuttuğunu zannediyordum.
"Bilmiyorum ama bir şekilde yapmak zorundayız doktorun ne dediğini duydun."
Doktorda nereden çıkmıştı?Ne demişti?Düşündükçe aklımdaki sorular artıyordu.
"Pisikolojisi o olaydan sonra çok kötü konuşmuyor,kızmıyor,ağlamıyor...Hepsi bizim yüzümüzden."Annem ağlıyor muydu?
İçimden bir şeylerin kopup gittiğini hissettim.Uzun zamandır hissetmediğim bir şey hissettim üzüntü ve korku.Düşündüm ve ne yapacağıma karar verdim sanırım artık hayatımda bir şeyleri değiştirmem gerekiyor.Yapıcaltım,kendim için değil ailem için yapacaktım her nekadar ben iyileştikten sonra ayrılacaklarını bilsemde yapıcaktım.Doğruyu söylemek gerekirse bende çok sıkılmıştım sürekli aynı şeyleri yapmaktan...Kapının açılma sesi geldi içeriye annem girdi ardından babam ikiside şaşırmıştı.
"Kabul ediyorum.Okula gideceğim."
İkisi de şok olmuş gibi yüzüme bakıyorlardı.İlk ayılan babam oldu.
"Tamam yarın başlıyorsun ozaman ."
Başımı salladım .Sesini sakin tutmaya çalışsada her halinden heyecanlı olduğu gözüküyordu.
"Biz çıkalım ozaman malum yarın okula başlıyorsun dinlen bakalım."Tam çıkarken bana dönüp "İyi geceler kızım"dedi hemen ardından annem de "İyi geceler birtanem"dedi ve yanıma gelip masum bir öpücük bıraktı yanağıma ardından ikisi de kapıyı kapatıp çıktı.Benimde uykum geldiği için başımı yastığıma koydum ve içimden "Yarın büyük bir gün olucak"dedim.İçimde anlayamadığım bir his vardı korku desen değil heyecan desen değil ikisinin karışımı gibi bir şey.Hafif bir şekilde esnedim ve gözlerimi kapadım ardından derin bir uyku...

       Alarmın sesiyle gözlerimi araladım kaşlarım çatılı bir şekilde alarma bakıyordum içimden "Niye çaldı bu"diyordum sonra hatırladım bu gün o gün.Kapı açıldı içeriye annem girdi "Günaydın bakıyorm da uyanmışsın yoksa heyecandan hiç uyumadınmı?"Annemin sesi o kadar heyecanlı ve mutlu geliyordu ki ben bile heyecanlanacaktım okula gittiğim için .Annem sanki birden 5 yıl gençleşmiş gibiydi. "Heyecanlı değilim"dedim.Annem dolabımın kapağını açtı ve içinden okul formalarım olduğunu düşündüğüm kıyafetleri çıkardı aslında forma giyinmeyi sevmem ama bunlar gerçekten de hoş gözüküyorlardı.Üstümü giyindikten sonra kahvaltı yapmaya indik.Sonra zaten klasik şeyler okula gittim sınıfıma girdim yani girdirildim.Şaka gibi bir olay oldu ayaklarımı kullanamadığım için (kısa bir süreliğine)benim oturacağım yeri en öne ve öyle bir süslemişler ki gören Cumhurbaşkanı geliyor zanneder sinirimden gülmemek için kendimi zor tutuğumu ve babamı aradığımı hatırlıyorum sonra sıramı en son sıraya koydular (sıradan bir sırayı)kitabımı açtım okumaya başladım.Bazen yanıma tanımadığım kişiler geliyor(hepsi çok yapmacık)benimle konuşmaya çalışıyorlardı size yemin ederim her söyledikleri şeyden sonra "ehe"diye bir ses çıkarıyorlar.Kısa bir süre sonra edebiyat hocası geldi o kadar sıkılmıştım ki sırayı karalamaya başlamıştım.Sınıfın kapısı açılınca herkes kapıya bakıyordu arka sıralardan bir kız yanındakine bir şeyler fısıldıyordu içeriye gelen oldukça yakışıklı ,hemen düzeltiyorum ultra yakışıklı bir çocuk girdi.Saçları kızıla çalıyordu gözleri ela ,öyle öfkeli bakıyor ki sanki "hepinizden iğreniyorum"der gibiydi.Ama çokta derin bakıyordu 1.86 boylarındaydı.
"Otur Rüzgar"
Çocuk yani Rüzgar cevap vermeden hemen önümde olan sıraya oturudu ağır parfüm kokusu buradan bile duyulabiliyordu .Deniz gibi kokuyordu, deniz kadar mavi bi o kadar da karanlık ,gece kadar da simsiyah...
Arkadaki kızın "Rüzgar Özmen" dediğini duydum.Rüzgar Özmen bu isim bana oldukça tanıdık geliyordu...Tabi ya 4ay önce geçirdiğim o kaza bana vuran aracın sürücüsünün ismi RÜZGAR ÖZMEN!.Ona öyle bir bakıyordum ki bakışlar öldürseydi Rüzgar şuan ölmüştü.Sonra kendimi sakinleştirmek ister gibi "Saçmalama Dünyada sadece onun ismimi Rüzgar Özmen"diyordum ama kalbim başka diyordu "o" "sana çarpan aracın sürücüsü o"gözümden bir damla yaşın aktığını görünce sinirle akan yaşı sildim.Ne kadar hissiz bir şekilde kaldığımı hatırlamıyorum.Zil çalınca kendime geldim.Aklımda ki bu sorunun beni rahatsız etmesine izin vermeyecektim.
"Merhaba Rüzgar" ciddimisin resmen çocukluk arkadaşım gibi çocuğa "Morhobo Rozgor"dedim.
Rüzgarın bana bakışı resmen "ne diyor bu gerizekalı"der gibiydi.
"Ben Yağmur"dedim.Rüzgar kaşları çatılı bir şekilde bana bakıyordu.Sonra dediğim şeyi yineledim.
"Yağmur Yıldız".İsmimi söylediğim an gözleri kocaman açıldı.Bir şey diyecekmiş gibi dudaklarını araladı ama tekrar vazgeçti.İşte o an anladım oydu bana çarpan ayaklarımı alan o kazanın sürücüsü oydu...

BAŞLANGIÇ NOKTAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin