"Dillerimiz Değil Gözlerimiz Konuşuyor"

189 45 11
                                    


İki dakikadır birbirimize bakıyoruz.Dillerimiz değil gözlerimiz konuşuyor sanki.O bana bakıyor ben ona.Sanki bir birimize hesap soruyorduk.Bakışmaktan sıkıldığım ve konuya bir yerden başlamam gerektiğini bildiğim için:
"İsmim tanıdık mı geldi?"Konuşmama şok olmuş gibiydi.
"Aslında sizin isminizde bir yerlerden tanıdık geliyor ama çıkaramıyorum.Nereden di ki acaba?"Dedim yüzümde bilmiş ifadesiyle.O da yüzüne bilmiş ifadesi takınarak:
"Kazadan"dedi tek düze bir sesle.
Bu sefer şaşıran bendim.Kısa bir şaşkınlıktan sonra
"Sen...Hayatımı mahvettin!"Ağlıyordum böyle bir şeyi yaşayacağımı hiç düşünmemiştim.Rüzgar kazadan sonra hastaneye gelmişti ama onu görmek istememiştim.Şimdi nereden bilebilirdim böyle karşılaşacağımızı?
"Ben..."dedi hırıltı gibi bir sesle.
"Hiç bir şeyi mahvetmedim.Arabayı hızlı süren sendin."
Benimi suçluyordu?Gerçekten mi?
Belki sizede suçlu olan benmişim gibi gelebilir belkide suçlu olan benimdir.Eğer öyle olsa bile bunu kendime asla itiraf etmezdim,edemezdim.Bu size saçma gelebilir ama olaya benim açımdan bir bakın 4 ay önce kaza geçiriyorsunuz ayaklarınızı kullanamıyorsunuz ve tam bir şeyleri yoluna koymaya çalışırken karşınıza o çıkıyor ne yapardınız suçlar mıydınız kendinizi?
"Bunu kendine itiraf etmek zorundasın Yağmur"
"Ne saçmalıyorsun sen neyi kendime itiraf edeyim?"Artık bağırmaya başlamıştım.Sınıfata ki bütün yüzler bize dönmüştü.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen."
Gülmeye başladım.Şu an kimse beni anlayamazdı.
"Yağmur sen iyi değilsin."
"Çok mu umrunda iyi olup olmamam."Sinirden ne yapacağımı bilmiyordum.
"Bağırma herkes bize bakıyor."Dedi sinirli sayılabilecek bir sesle.Kendi dediği şeye inanamıyormuş gibi kafasını yavaşça bir sağa bir sola hareket ettirdi ve bir hışımla sınıftan  çıkıp gitti.Ben ise sadece arkasından bakmakla yetinebildim.Başka ne yapabilirdim ki?Okul bitene kadar ne konuştum ne de hareket ettim.Saatlerdir gözlerimi duvara dikmiş duruyordum.Bunu arkadan tekerlekli sandalyemi birinin tutuğunu fark edince anladım.Korkuyla arkama baktığımda onu gördüm Rüzgar Özmen.Şaşkınlıkla yüzüne bakarken:
"Sus."dedi.
Kısa ve netti.Susmamı istiyordu bende susacaktım,susacaktım çünkü onunla konuşmak istemiyordum görmek dahi istemiyordum.
Okuldan çıktık beni evime bıraktı.(Evimin yerini nereden bildiğini bilmiyordum merakta etmiyordum)Kucağına aldı ve arabadan indirdi.Bagajdan tekerlekli sandalyemi çıkarttı ve beni koydu.Zili çaldı ve gitti. "GİTTİ"!
Kapıyı annem açınca yüzünde dehşete düşmüş bir ifade vardı.Sanırım berbat görünüyordum.Dudaklarını araladı.
"Anne şu an konuşmak istemiyorum.Hatta mümkünse bu konu hakkında hiç konuşmayalım"
Başını sallamakla yetindi.Beni içeri aldı.Aynada kendimi gördüğümde gerçekten berbat görünüyordum.Gözlerim kızarmış,yüzümün rengi kaçmıştı.Gözlerimi aynadan aldım ve doğrudan odama gittik.Yatağı işaret ettim.Annem dikkatli bir şekilde beni yatağa yatırdı ve odadan çıktı.Artık yalnızdım.Üzerimde garip bir yorgunluk vardı.Dışarıda yağmur yağıyordu.Vestiyerin üzerinde duran telefonumu ve kulaklığımı aldım,kulağıma taktım ve gözlerimi usul usul kapattım.

Gözlerimi yavaşça araladım saate baktığımda 12.12'i gösteriyordu.Nasıl bu kadar uyuduğuma şaşırmıştım genelde erken uyanırdım.Telefonumu alıp Son Feci Bisikletin "Elektrot"şarkısını açtım.Sözleri çok hoşuma gidiyordu. "Ay Benim Gece Senin"diyordu.Her dinlediğimde farklı anlamalar çıkarır ve uzun süre düşünürdüm bu söz üzerine.Saate tekrar baktığımda 12.34 dü.Kapnın açılma sesi geldi ve içeri annem girdi.Girer girmez konuşmaya başladı.
"Yorgun olduğun için okula gitmemene izin verdim ama yarın yine okuluna gideceksin."Bunu birden söylemesine biraz şaşırmıştım ardından gözlerimi devirdim.
"Gideceğim."
Bu sefer şaşıran tek ben değildim annemin de gözleri bütünüyle açıldı.Bunu ben mi söylemiştim.
"Bu cevabı beklemiyordum."dedi şaşkınlıkla.Bende aynı şaşkınlıkla:
"Bende bunu kendimden beklemiyordum."Kısa sayılabilecek bir süreden sonra
anlamıştım,ben kaçmayacaktım.Kaçtığım her şeyle bir bir yüzleşecektim ve 4 ay içinde bir kez bile söylemediğim ve asla inanmadığım o cümleyi söyledim ve inandım. "Yürüyeceğim."Tüm kalbimle söylemiştim ve biliyordum olacaktı yürüyecektim.Birden böyle bir şey dememin sebebini ben de bilmiyordum.Tek bildiğim şey yürüyecek olmamdı.Beni düşüncelerimin arasından alan şey zilin çalışıydı.Annem koşar adım kapıyı açamaya gitti ve o an hiç beklemediğim bir şey oldu .Kulaklarım onun sesiyle doldu.Bu ses kesinlikle onun sesiydi "Rüzgar Özmen'in"Zaten iri olan gözlerim korkuyla ve şaşkınlıkla kocaman açıldı.Tekerlekli sandalyemi kapıya yönelttim ve oraya gittim.Onu görünce daha da arttı şaşkınlığım.Ne yüzle geliyor du buraya?Bir dakika ben artık kendine güvenmeyen,korkularından kaçan eski Yağmur değildim.Aklıma gelen bu düşünceyle,deli bir cesaretle Rüzgara dönerek:
"Niye geldin?dedim duygusuz bir sesle.İkisininde yüzü şaşkınlıkla bana döndü.Rüzgar dudaklarını araladı ve bir daha asla söylemeyeceğini bildiğim o kelimeyi söyledi.
"Özür dilemeye geldim."Yutkundu bende yutkundum.
"Özür dilerim"Bir özürle kalbim yerinden çıkarcasına atmaya başladı.Ne oluyor du bana?Neyin nesiydi bu his?Bir özürle basit miydi her şeyi unutturmak?

Desteklerinizi bekliyorum oy ve yorum yaparsanız çok mutlu olurum!!!💫💫❤️

BAŞLANGIÇ NOKTAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin