"Özür mü dilersin?"Şu an saf gibi gözüktüğüme eminim.Rüzgar'ın hafifçe sırıttığını görür gibi oldum ya da ben öyle zannettim.
"Neyse ben gideyim."deyip gitti.
Cevabımı bile dinlemedi.Hoş bu şaşkınlıkla kendimi rezil etmekten başka bir şey yapacağımı zannetmiyorum.Annem kapıyı kapatıp arkamdan tutu ve odama götürdü.Annem odadan çıkınca tekerlekli sandalyemle cama doğru ilerledim ve onu görmeye çalıştım.Oradaydı.Markasını bilmediğim lüks bir arabaya bindi.Yalnız değildi yanında arkadaşları olduğunu düşündüğüm iki erkek daha vardı.Arabayı süren Rüzgara bir şeyler diyor gibiydi ama Rüzgar hiçbirine cevap vermiyordu.Sonrası zaten basit gittiler.
Akşama kadar odamdan çıkmadım arada annem geliyor iyi olup olmadığımı bir ihtiyacım olmadığını sorup gidiyor.İyi değildim,bir ihtiyacım vardı. (Yürümeye)Saat 6.30'tu 7.00'de psikoloğum gelecekti.Evet benim bir psikoloğum var.Hiç bir işe yaramadığını düşünüyordum ama bu gün görüşmemiz olmadığı halde buraya gelmesini rica ettim.Aslında psikoloğum gerçekten iyiydi.İsmi Kaan'dı hatırladığım kadarıyla,hatırladığım kadarıyla diyorum çünkü adamla yakından uzaktan bir alakam yok ismini bile daha iyi bilmiyorum.Bu size saçma gelebilir çünkü bu gerçekten saçma.2 ay dır görüşüyoruz ama doğru düzgün konuşmuyorduk daha doğrusu o konuşuyordu ben kısa cevaplar veriyordum.Kulaklığmı taktım ve Son Feci Bisikletin "Elektrot"şarkısını açtım ve gözlerimi kapattım...
Zilin çalış sesiyle irkildim.Ardından kapı açıldı.İçeri Kaan girdi (Psikoloğum).Tam karşımdaki sandalyeye oturdu ve konuşmaya başladı.
"Doğrusu beni çağırmana şaşırdım.Kötü bir şey mi oldu?"
"Hayır kötü bir şey olmadı ama artık bir şeyleri düzene sokmam gerekiyordu bende seni çağırmakla başalayayım dedim."
Şaşkınlıkla gülümsedi.
"İyi yapmışsın.O zaman bir şeyleri yola koymaya seni tanımakla başlayalım aslında tanışmıştık ama sanki ilk defa görüşüyormuşuz gibi davranalım."
Hafifçe gülümsedi bende gülümsedim doğruyu söylemek gerekirse gerçekten daha iyi hissediyorum.
"İsmini alabilir miyim?"
Bundan gerçekten hoşlanmıştım.
"Yağmur ya sizin?"
"Kaan seni tanıdığıma çoook memnun oldum."
Çok kelimesini uzatması dudaklarımın kıvrılmasına neden oldu.
"Bende çoook memnun oldum Kaan bey."
Küçük bir kahkaha attı.
"Seninle iyi anlaşacağımız bir kesin."
"Ee devam edelim yaşın kaç?"
"17 ama 18 diyelim."
Göz kırptı ve ardından ekledi:
"Peki."
Sizin yaşınız kaç Kaan bey?"
"Şu sız siz,bey felan vazgeçsek Kaan demen yeterli."
Kafamı salladım.Ben bu adama ısınmıştım.Kafama takılmıştı bu adamla daha önce niye konuşmamıştım.1.85 boylarındaydı ne kilolu ne zayıftı hatta hafiften kası vardı.Mavi gözlü kumral saçlıydı.
"28."
Dediği şeyle düşüncemin arasından sıyrıldım.
"Ne 28?"
Ufak bir kahkaha attı.
"Ohooo sen nerelere gittin?Yaşımı sordun ya."
"Ha evet bi an dalmışım."
"Alıştım zaten senin dalıp gitmelerine."dedi buruk bir gülümsemeyle.Bende aynı buruk gülümsemeyle karşılık verdim.
"Bu kadar yeter şimdi asıl konumuza gelelim.Beni çağırdın bir şeyleri düzeltmek için şimdi anlat bakalım."
🖤1:30 Saat Sonra🖤
Psikoloğum gideli yaklaşık yarım saat oldu ve benim canım acayip sıkılıyor.Kitap okumayı denedim ama bir türlü okuduğum kitaba konsantre olamıyorum.Telefonumu elime aldım ve aylardır girmediğim WhatsApp girdim.Bi ton mesaj vardı en üstekine girdim.
(Aliye Teyze Yan Komşu )
Aliye Teyze Yan Komşu:Kaza yapmışsın duyunca çok üzüldüm en yakın zamanda size geleceğim canım."(4 ay önce)
Mesaja baktıktan sonra başka bir mesaja girdim.
(Mısrammmm)
Mısrammmm:Balım telefonlarımı niye açmıyorsun.
Bana hep balım derdi sağ gözümden iki damla yaş aktı.
Mısrammmm:Balım cevap ver yemin ederim cevap vermessen senle konuşmam.
(2dk sonra attığı mesaj)
Mısrammmm:Lan cevap versene.
Mısrammmm:Konuşmuyorum senle.
Mısrammmm:Yağmur annen aradı nerede olduğunu sordu.Bilmiyorum dedim arıyorum ama açmıyor dedim.Deli gibi seni arıyoruz.
Mısrammmm:Ağlayarak evden çıkmışsın annele baban kavga ediyormuş ne oldu balım neredesin cevap ver hadi.
Artık ağlıyordum.
Mısrammmm:Balım bak biz çok kötüyüz cevap ver artık.
Mısrammmm:Yağmur korkmaya başladım.
Mısrammmm:Bari iyi olup olmadığını söyle be güzelim.(4 ay önce)
Artık hıçkırarak ağlamaya başladım.
(4 ay sonra)
Mısrammmm:Balım artık geri döner misin?
Mısrammmm:Üzüleceksen gel beraber üzülelim be yeterki sen ol yanımda.
Mısrammmm:Özledim.
Titreyen ellerle yazmaya başladım
Yağmur:Bende ÖZLEDİM.
Mesajımı yazıp telefonu yatağın üstüne bıraktım.
Mesaj sesi geldi.Ama bakamayacak kadar yorgun ve üzgündüm.Yine de içimdeki o merak dürtüsüne engel olamadım.Telefonu elime aldım ve mesajı okumaya başladım.
Mısrammmm:Güzelim ne yaptın sen?! Bekle geliyorum.
Mısrammmm:Lan şaka değil demi.
Mısrammmm:Şakaysa ben böyle şakanın...
Mısrammmm:Mutluluktan ağlıyorum ya.
Mısrammmm:Az kaldı geliyorum.
Lan ben bu insanları ne kadar kırmışım üzmüşüm yıpratmışım benim buna ne hakkım var?
Zilin sesi kulağımı doldurunca içimde garip bir heyecan ve mutluluk vardı.
Mısra İçeriye badozlama daldı.
"Balım"Ağlamaya başladı ve bana nefes almamı bile engelleyen bir şekilde sarıldı.
"Mısram ben seni çok özledim."
"Lan ben daha çok özledim."
Saçını kokladım gül gibi kokuyor benim esmerim.
"Özür dilerim."
"Çok özür dilerim seni üzdüğüm için."
"Özür dileme be gülüm.Bitti gitti her şey.Şimdi mutlu olmaya bak sen."
"Aaaaa ama ben duygusallığa gelemem be."
"Biliyor musun?"
"Neyi?"
"Hiç değişmemişsin."
"Ah be gülüm tabiki değişmeyecektim."
Elimle göz yaşlarımı sildim.Burnumu çektim.
Tam dudaklarımı araladım bir şey diyecekken annem odaya girdi.
"Ah canlarım ya."
Elindeki meyve tepsisini yanımıza koyup:
"Güzelce yiyin."
Mısra kafasını salladı ve annem gülerek çıktı.
"Mısra sana anlatmam gereken şeyler var."
"He gülüm anlat."
"Rüzgarla karşılaştım."
Şok içinde:
"Şu sana çarpan."
Kafamı salladım.
"Nerede lan benim niye haberim yok?"
"Bi dur be kızım daha dün oldu zaten."
"Bunu sonra konuşacağız şimdi devam et."
"Okulda.Aynı sınıftayız."
"Oha lan şansa bak.Konuştunuz mu bari?"
"Konuştuk kavga ettik.Sonra eve getirdi beni.Hatta benden özür bile diledi."
Mısranın hafifçe dudakları kıvrıldı.
"Aferin ona.Gözüm tutu şu Rüzgarı."
"Mısra iyi misin sen?Ne gözün tutması?"
"Basbayağı tuttu hatta bence olmalısınız."
"Ne olmalıyız?"
"Anladın sen."Göz kırptı.
Bide göz kırpıyor ya.
"Nede olsa en büyük aşklar nefretle başlar."
"Mısra bu 4 ay sana iyi gelmemiş valla git sen yat."
Koluma vurdu ve telefonunu çıkarttı.
"Şu Rüzgarın soyadı neydi?"
"Ne yapıyorsun sen?"
"Hiç merak ettim de."
Oflanarak:
"Özmen.Rüzgar Özmen."
"Tamamdır."
"Ne tamamdır?"
"Oha kızım bu zengin."
"Mısra ne saçmalıyorsun sen ben ne diyorum sen ne diyorsun?"
"İzmir'de doğmuş.Özmen şirketi onlara aitmiş."
"Madem o kadar zengin niye bizim okulda?"
"Ailesiyle kalmıyormuş.Ailesiyle arası pek iyi olmayabilir."
"Kızım bundan bizene?"
"Nasıl bizene ya?Balım sen bu 4 ay da çok sıkıcı biri olmuşsun."
"Mısra onun hakkında hiçbir şey bilmek istemiyorum."
"İyi be ama aklında bulunsun ben bu işin peşini bırakmam."
Oflayarak gözlerimi devirdim.
"Neyse ben gideyim balım.Sen de güzelce dinlen."
"Biraz daha kalsaydın ya."
"Merak etme bundan sonra beni yanından ayıramayacaksın balım."
Gülümsedim ve sımsıkı sarıldım oda bana sımsıkı sarıldı.Öpücük gönderip gitti.Aslında ben de çok yorulmuştum biraz yatsam fena olmazdı.Tam yatacakken içeri annem girdi.Yanıma oturdu.
"Yağmur aslında sana söylemeyecektim ama gönlüm el vermedi."
"Neyi?"
"Rüzgar ve ailesi yarın bize geleceklermiş.Aramızdaki buzları eritmek istiyorlarmış."
"Ne buzu?Buz felan yok gelmesinler."
"Ne var kızım bunda."
"Hiçbir şey yok ama istemiyorum."
"Bir kez inkar etme Yağmur gelsinler."
Annem bana yalvarırcasına bakıyordu.E ne yapayım ben de onu böyle görmeye kıyamam.
"İyi gelsinler.Ama misafirliğin kısası makbuldür fazla kalamasınlar."
Annem küçük bir kahkaha attı.
"O söz öyle değildi sanki."
"Öyle değildi ama ben öyle yaptım."dedim gülerek.
"Neyse ben çıkayım."
Tam çıkarken:
"Ha bu arada yarın okula gitmeyeceksin."
"Niye?"
"Bir şeyi de sorma kızım."
"İyi tamam"
Ardından annem odadan çıktı.
Aklıma takılan Rüzgar neden geliyordu?Sıkıntılı bir nefes verdikten sonra yastığa kafamı koydum ve uyudum.Yarın için heyecanlı mıydım?Tabikide hayır.