17. doğum günümün şerefine arkadaşlarımla Boranın abisinin barına gideceğiz. Ben, sevgilim Bora, Serkan, Ayça, Nida ve Erdem grubu var sadece doğum günümde.
Tozpembe kabarık etekli elbisemi, yine tozpembe dize kadar bağcıklı topuklu ayakkabılarımı giydim. Saçımı balerin topuzu yapıp tozpembe kurdele taktım. Eyeliner ve tozpembe bir ruj sürüp aşağı indim. Bora hala gelmemişti.
Bora; benim çocukluk aşkım ve onunla 12 yaşımdan beri çıkıyoruz. Aynı lisede aynı sınıftayız ama o 18 yaşında.
Dışarıdan gelen korna sesiyle dışarı çıktım. Boranın katlanamadığı tek şey beklemektir. Aheste aheste yanına gittim.
"Muhteşem görünüyorsunuz Duru Hanım. "
" Sizde çok şıksınız Bora Bey. "
"Biliyorum. Ama bunu sizin gibi bir hanımefendiden duymak gurur okşayıcı. "
"Öyle mi ?"
" Öyle bebeğim. "
"Bebeğim mi? Ay kro. "
"Kroysak sana kroyuz kızım. "
"Daha fazla iğrençleşmeden gidelim. " Arabaya binince Bora;
" Nasıl hissediyorsun?"
"Sanki kötü birşeyler olacakmış gibi."
"Kızım senin burada daş gibi sevgilin var. Hiçbirşey olmaz. "
"Hislerim öyle söylemiyor." diye mırıldanıp cama döndüm.
Bar zeminle beraber 3 katıydı. Elit biryere benziyordu. Zeminde bar, ilk katta personel odaları, üçüncü katta suitler vardı.
Serkan ve bizimkiler içmeye başlamışlardı. Hatta o kadar içmişler ki Serkan sarhoş gibiydi. Beni görünce Serkan;
"Yine mi pembe?! Başka renk giyde içimiz açılsın bir. "
"Ben onun masumiyetine vuruldum. " dedi Bora.
" Iykkk! Bu ne vıcık vıcık.Ben kız tavlamaya gidiyorum. "
"Serkan ne kadar içtin?"
"Bilmem. Bu şişe ne zaman bitti lan?! " Telefonundan Harlem Shake - modası geçse de- açıp şişeyle dans etmeye başladı. İğrenç bulduğum için kafamı başka yöne çevirdim. Geldiğimizden beri bizi izleyen çocuk bana göz kırptı. Bora bunu görmüş olmalı ki koşarak çocuğun yanına gitti. Boranın dayak yiyeceği aşikardı. Dayak ve kavgalarla ilgili kötü anılarım olduğu için bir köşeye geçip ağlamaya başladım.
Dadım Matmazel beni cezalandırmak için önce döver sonra karanlık kilere tıkardı. Beni Bora kurtarırdı oradan bazen. Ama genelde sabaha kadar orada kilitli kaldırdım.
Kolumdan tutulup nazik bir şekilde ayağa kaldırıldım. Muhtemelen Bora, Serkan veya Erdemdir. Kolunu omzuma atıp beni yönlendirdi. Asansöre bindik. Bir odaya girip yüzümü yıkadık.
" Teşekkürler Bora. "
"Ben Aras ,Duru." İlk defa başımı kaldırıp bana tanıdık gelen yüze baktım.
"Tanışıyor muyuz?"
"Hatırlamıyorsan bile yeniden tanıştık. "
"Hatırlamıyorum. Ben artık gideyim. Yardımların için teşekkürler. " deyip çıkışa yöneldim.
"Şu küçük çocukların yanına mı gidiyorsun?"
"Onlar benim arkadaşlarım ve sevgilim. "
"Şu bana saldırmaya çalışan çocuk mu sevgilin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey
Romance" Neden başkalarının KUZEY demesine izin vermiyorsun?" "Bana yalnızca sen KUZEY diyebilirsin..."