« 9 »

91 3 0
                                    

"Beni tehdit edemezsin. Artık ne 15 yaşındayım ne de Amerikadayım." Saklandığım yerden sessiz bir şekilde Alpin yanına gittim. Kuzeyin kardeşi olan Alpin. Birşeyler bildiğimi sezdirmemeye karar verip yanına oturdum. Ben oturur oturmaz da yeni bir şarkı başladı. Alp elimi tutup sahneye çıkardı. Bu şarkı bana tanıdık. Bora ve benim şarkım. Alpin çift kişilik dans performansı takdire şayandı. Dans sonunda Alp beni kucağına aldı. Etrafımıza ilk defa bakıyorum. Manken ve Kuzeyde yanımızdaydı. Ama başka kimse dans etmiyordu. Kocaman bir çemberin ortasında dördümüz vardık. Alpin kulağına;

"İndir beni." dedim.

"Hayır. Ben böyle iyiyim."

"Öyle mi Alp? Madem öyle." deyip ayağımı sırtından omzuna koydum. Şu anda bacaklarım Alpin omuzlarından aşağı sarkıyor. Göğsünde duran bacaklarımı tuttu.

"Hadi ama. İndir beni."

"Olmaz. Ben halimden gayet memnunum." Bacaklarımı umursamayıp kendimi arkaya attım. Tam o anda da Alp bacaklarımı bıraktı. Yere yapışacakken 4 güçlü kol beni yakaladı. Bora ve Kuzey.

"Teşekkür ederim Beyler." deyip kollarından kurtuldum. Mine ve Müge bana nefretle bakıyordu. Yere düşen telefonumu Kuzey alıp birşeyler yaptıktan sonra bana verdi. Numarasını kaydetmiş. Adı Coşkun. Tecavüzcü olan. Alp yanıma gelip;

"İyi misin? Biraz daha dikkatli olmalıyım."

"İyiyim ben sorun yok. Hadi artık gitsek mi?"

"Olur. Bende sıkılmaya başlamıştım."

Arabaya bindik.Arkamızda siyah bir araba vardı. Beni takip eden adam da o olmalı.

"Kuzey beni Mügeden korumak için peşime adam takmış." Aniden arabayı durdurdu. Bana dönüp;

"Müge psikopatın önde gidenidir. Aras peşine adam takmakta haklı. Ben olsam bende aynı şeyi yapardım. Hatta sana bodyguard tutardım."

"Kuzeyi nereden tanıyorsun?" Kravatını gevşetip klimayı açtı. Mart ayında çeşme gibi terledi.

"Bunu pazartesi davette mi öğreneceğim? Babama sorarsam söyler." diye toparlamaya çalıştım.

"Bunu öğrenmeyi istemezsin."

"Peki. O zaman bara gidiyoruz."

Bara girer girmez tüm başlar bize çevrildi. Kendimden emin adımlarla köşedeki bir masaya oturdum. Alp de yanıma oturup elini omzuma koydu. Gelen garsondan bir şişe viski istedim Alp de viski istedi. Garson da fena değildi aslında. Hoş bir duruşu vardı. Şişemi önüme koydu. Yanına da bir demet gül.

"Kimden?" dedim.

"Bunu sizin öğrenmeniz gerek." dedi ve gitti. Güller kıpkırmızıydı. Koyu kırmızı. Aralarında bir not.

Senin için geri döndüm.

Kim olabilir ki? SENİN İÇİN GERİ DÖNDÜM ne demek? Gece! Manevi abim ve kuzenim. Bugün Amerikaya uçacaktı. Burası onun mekanı. Oturduğum masa da onun masası. Aramaya başladım gözlerimle. Yok! Alpe;

"Alp gece gibi simsiyah saçları ve gökyüzünü andıran mavi gözleri olan uzun boylu bir çocuk gördün mü?"

"Gece mi?"

"Geceyi nereden tanıyorsun?"

"Arkadaşım. Yakın arkadaşım. Asıl sen nereden tanıyorsun?"

"Kuzenim ve manevi abim. Gördün mü onu?"

"En son yukarıdaki odasına çıkıyordu.O bugün Amerikaya gitmeyecek miydi?"

"Gitmemiş. Benim için geri dönmüş.Yanına gitsem mi?"

KuzeyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin