Kuzeyin burada ne işi var?! Çevresindeki kız sürüsü de cabası. Hemen yanıma yakışıklı bir görevli geldi.
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Aile daveti ve yakın arkadaşımın nikahı için elbise arıyorum. Renk seçenekleri kırmızı siyah ve mavi."
"Pekâlâ Duru Hanım. Şu köşedeki elbiselerin size ve yaşınıza uyacağını düşünüyorum." Cidden köşedeki elbiseler çok güzeldi. O siyah elbise bana tanıdık geliyor. O gece giydiğim tozpembe elbisenin siyahı.
"Şu siyah elbisenin 36 sını alabilir miyim?"
"Güzel tercih. Aras Doğanın kendi tasarımıdır." deyip siyah elbiseyi aldı. Alp elinde kırmızı mini etek ve üstünü üç bandın tuttuğu elbiseyi görevliye verdi. Anlaşılan yemekte onu giyeceğim. Davet için elbise aramaya koyulmuşken bayan bir görevli mavi bir elbise getirdi. Mavi sırtı açık balık bir elbiseydi. Onu da aldım. Bir tanede doğum günüm için elbise gerekliydi. Göğsü deriden geriye kalanı dar mini bir elbise buldum. Hepsini denemek için kabine girdim.
Önce derili elbiseyi giydim. Saçlarımı dağıtıp dışarı çıktım. Kuzey de beni izleyenlerin bulunduğu yere geçmişti. Alp elimden tutup etrafımda çevirdi.
"Çok etkileyici görünüyorsun." dedi.
"Mini defile yapmaya ne dersin?" deyip göz kırptım.
"Olur. Milletin gözü bayram etsin." dedi. Ben yeniden kabine girip dümdüz yürüdüm. Catwalk yapmasını ne zaman öğrendiğimi bile bilmiyorum.Karşımda Kuzey ve Alp duruyor. Tam diplerine girip geri kabine yürüdüm.
Mavi elbiseyi giydim ve dışarı çıktım. Saçlarımı yandan atıp sırtımı açık bıraktım. Karşımda duran dudağımı ısırıp Alpe göz kırptım. O da gülümseyip göz kırptı. Kuzey kuduruyordu. Arkamı dönüp kabine geri girdim. Kırmızı elbiseyi de giydim. Saçlarımı yandan retro ayırıp yerdeki siyah ayakkabıyı giydim. Catwalk adımlarla yürüdüm. Şu anda nasıl göründüğümü çok merak ediyorum. Yavaş yavaş yürüdüm. Önlerine gelip yavaşça geri döndüm. Kabine girdim. Şimdi sıra asıl bombada. Siyah elbiseyi giyip saçlarımı topuz yaptım. Tıpkı o günkü gibi. Dışarı çıktım sadece Kuzeye baktım yürürken. Gözlerimle öfkemi aktardım. O da acısını. Alayla gülüp kabine geri döndüm. Kendi giysilerimi giyip dışarı çıktım.
"Hepsini alıyorum." dedim. Kasaya geçip elbiselerin gelmesini bekledim. Kasadan geçince kartımı çıkardım.Tam ödeyecekken kartıma biri vurdu. Yere düşünce hızla yerden aldım. Kalktığımda Alp kartını cüzdanına koyuyordu. Sinirli bir şekilde suratına baktım.
"Benimle geldin buraya Duru. O yüzden ben ödeyeceğim tabi."
"Bak Alp. Bunları benim ödemem normal olanı. Onları ben giyeceğim."
"Ama benim yanımda giyeceksin. Benimle yemek yediğinde, davette, nikahta, doğum gününde."
"Oğlum bana bak. Seni burada herkesin içinde döverim. Yaparım bilirsin."
"Gözün karardığında neler yapabildiğini biliyorum."
"Merhaba." dedi hoş bir erkek sesi. Kafamı çevirdiğimde manken görünümlü bir taşla karşılaştım.
"Merhaba. " dedim.
"Az önceki defileyi izledim. Manken misiniz?"
"Hayır. Doktorluk okuyan sıradan bir insanım."
"Yalancı. Kendisi bu Avmlerin sahibinin de kızı. Duru Nisa Ateş." dedi Alp.
"Hiçbir eğitim almamanıza rağmen böylesine güzel adımlar atabilmeniz harika."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuzey
Romance" Neden başkalarının KUZEY demesine izin vermiyorsun?" "Bana yalnızca sen KUZEY diyebilirsin..."