3-Huysuz ve Tatlı Kadın

515 54 13
                                    

 Merhabalar yeni bölüm geldi :) .Umarım beğenirsiniz.Muhteşem yorumlarınız için teşekkürler.İtfaf isteyen çok kişi var onu tekrardan yazma gereği duydum her bölümde bir önceki bölümü hem olumlu hem olumsuz,uzun ve kırıcı olmayan,samimi,objektif birine ithaf ediyorum.Aldığım güzel mesajlar içinde çok sağolun.Ayrıca bu bölüm koyduğum şarkıyı çok severim genelde kullanılan müziklerden biraz farklı bir müzik ama umarım seversiniz.Keyifli okumalar :* :) .

   Sevda.Sevda.Türkü arkadaşının adını içinden tekrarladıkça içinde  duyduğu kıpırtı artıyor,Sevda'nın kendisinden ince ama insanın içinde gülme isteği yaratan o muhteşem sesini duymak için sabırsızlanıyordu.Birce'nin elinden kaptığı telefonun kızağını kaydırarak sanki telefonu kulağına yapıştırıyormuşcasına,heyecanla dayadı.

''Alo!''

''Türkü!Nasılsın?Ben meraktan öldüm Birce haber verince?Nerdesin şimdi?Hastaneye gittin değil mi?Çorba,nane limon filan yapmıştır zaten sana Birce.Yaptı deil mi?Bak benden bir şey gizliyorsan?''

   Sevda'nın birbiri ardına sıraladığı soruları sakince ama yüzünde buruk bir tebessümle dinledi Türkü.Telaşlı sesinden ve birini yıllardır tanımanın o içinde birazda yıllanmışlığın olduğu bir aşinalıkla Sevda'nın evin içinde tur attığını,küt siyah ve düz saçlarının hafifçe devinimleriyle aynı yönde sallandığını,gelip geçerken odadaki en küçük mükemmelliği bozan kusuru düzeltmeye çalıştığını ve mavi ve yeşil arasında kalıp,Sevda'ya ailesinin genlerinden en güzel hediye olan o iri,hafif çekik gözlerini saran endişeyi kafasında kare kare canlandırabiliyordu.

''İyiyim.Daha iyi olacağım.Aylardır beklediğim tatile kavuşmuşum bir hastalık beni koparamaz ya.Merak etme sen.''

dedi ve cümlesinin sonundaki burnunu çekişini duymamış olmasını umarak,sırtına sarılan Birce'nin saçlarını farketmeden kıstırdığını hissetti.

''Türkü aslında ben başka bir şey için aradım.Ben oraya geliyorum!''

   Türkü arkasında onu ahtopot gibi saran kardeşini silkeleyerek,konsantre olmaya çalışıyordu.

''Buraya mı?Nasıl?Baban izin verdi mi?''

   Kısa bir sessizlik oldu.Türkü anlamıştı.Sesinde alışılmış bir durumla karşılaşan insanların konuştukalrında seslerinde olan o iç geçirme,üzülme ve olgunlukla karşılama karışımı ton vardı.

''Gel bakalım Sevda Hanım gel.Ne zaman çıkıyorsun?''

''Ya ben geliyorum dedim ama...''

''Geldin mi?!''

   Çığlığına koşan anne ve babasının ayak seslerini duyabiliyordu.

''Bak sorun olacaksa?''

''Saçmalama Sevda!Ben sana gelirken topla valizini çık çık gel demedim mi?Kardeşim değil misin sen benim?Nerdesin şimdi?''

   ''Garda.''

   Odaya giren annesi ve babası günlerdir kafasını kaldıramayan kızlarının doğrulmuş ve ayaklanmak için hazırlandığını görünce Birce'ye ''Ne oluyor?'' dercesine bir bakış attılar.Birce onları alıp dışarı çıkardı.Duyduğu kadar anlattığı olaydan sonra ailesinin vereceği tepkiyi beklemeye başladı.O sırada Türkü ise üzerine geçirdiği koyu kotu ve kırmızı askılı düz üstüyle çıkmaya hazırlanıyordu.

                                                                                  ***

    Sevda,Türkü'yle yaşıt 19 yaşında,orta halli bir ailenin tek kızıydı.Ortaokula kadar üzerine titrenen Sevda'nın lisede güzel sanatlar lisesi tiyatro bölümünü seçmesiyle hayali kızının doktorluk veya mühendislik gibi bir meslek seçmesini isteyen babasıyla arası açılmış,eğitimine ara verdirilmesede evdeki soğukluk termometreyle ölçülebilir duruma gelmişti.Annesi ara buluculuk yapsa da üç dört ayda bir Sevda babasıyla kavga eder ve didik didik kalacak yer arardı.Kendinden üç yaş büyük erkek arkadaşı Suat'ta kalıyordu başta.Sonraki yıl ayrıldıkalrında adresi Türkülerin evi ve yaşlı ve takıntılı teyzesine çevirmişti.Ama teyzesinin takıntıları nedeniyle genellikle ilk tercihi Türkü'nün malikanesine yapıyordu.Türkü'nün annesi sesini çıkaramazdı zaten Türkü'ye.Babasıysa okuldan arta kalan zamanlarını okumak,yazmak ve diğer işlerle doldurduğu için izin çıkardı hep ilk göz ağrısına.Babası edebiyat öğretmeniydi.Babasına aşık bir kızın heleki edebiyat öğretmeni babasına  aşık bir kızın da hayatını kitap ve şiirlerle sarmalamasına şaşırmamak gerekir.

KÖRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin