Bölüm 2

1.4K 126 34
                                    



Tam kapıyı açtığım sırada yan dairenin kapısı açıldı.

En iyi arkadaşım Baekhyun koridora çıktı. Baekhyun ve ben kendimizi bildik bileli arkadaştık, küçük bir kasabada birlikte büyümüştük. İlk ve ortaokul yılları boyunca yan yana oturduk. Liseden mezun olduktan sonra New York'ta aynı üniversiteye gittik. Birbirimizin en iyi arkadaşı olarak kalmaya devam etmek istiyorsak oda arkadaşı değil de komşu olmamız gerektiğini de o yıllarda öğrenmiştik.


Onu asla sahip olmadığım erkek kardeşim gibi seviyordum ama bazen aksi ve tahammül edilmez olabiliyordu. Aynı şekilde benim sakinlik ihtiyacım da onu deli ederdi. Öyle görünüyor ki Johnny ile görüşmem de öyle.

"Yuta?" Elini beline koymuştu. "Telefonunu mu kapattın? Şu Johnny denen adamı görmeye gittin, öyle değil mi?"


Sadece gülümsedim.

"Gerçekten mi, Yuta" dedi.
"Bana da ne oluyorsa artık."


"Evet. Gerçekten sana ne?" diye sordum Baekhyun peşimden içeri girerken. Koltuğa yerleştim ve Johnnynin bana verdiği belgeleri okumaya başladım.
"Bu arada bu hafta sonu burada olmayacağım."



Baekhyun derin bir iç çekti. "Gittin işte. Bunu yapacağını biliyordum. Kafana bir şey koydun mu bildiğini okuyorsun. Sonuçlarının ne olacağını bile düşünmüyorsun."
Okumaya devam ettim.


"Kendini akıllı sanıyorsun. Kütüphanenin bu konuda ne diyeceğini sanıyorsun? Baban ne düşünecek?"


Yakın olmamamıza rağmen Johnny'nin ofisine yaptığım ziyaret hakkında bir fıkri olacağından emindim. Son derece olumsuz bir fikir. Ne olursa olsun, seks hayatımı babamla tartışmak kimseye düşmezdi.

Kağıtları bıraktım. "Babama tek kelime söylemeyeceksin ve benim özel hayatım kütüphaneyi hiç ilgilendirmez. Anlaşıldı mı?"


Baekhyun oturup tırnaklarını incelemeye başladı. "Hiçbir şey anlaşılmadı." Kağıtları aldı.
"Bunlar ne?"

"Bırak onları." Kağıtları ondan geri aldım.

"Cidden" dedi. "Eğer kontrol edilmeyi bu kadar çok istiyorsan bunu gönüllü olarak yapacak birkaç adam tanıyorum."

"Eski erkek arkadaşlarınla ilgilenmiyorum."

"Yani, yabancı bir adamın evine gideceksin ve kim bilir sana neler yapmasına izin vereceksin, ha?"


"Hayır, hiç de öyle değil." Gidip bilgisayarımı açtı.

"Peki, nasıl o zaman tam olarak?" Ekran açılana kadar arkasına yaslanıp bekledi. "Zengin bir adamın metresi olmak mı?"

"Ben onun metresi değilim. Onun itaatkarıyım. Kendini evindeymiş gibi hisset bu arada tabii. Bilgisayarımı kullanmaktan çekinme."
Sinirli sinirli klavyede bir şeyler yazdı.

"Doğru. itaatkar. Bu kulağa çok daha iyi geliyor, gerçekten"

"Evet, öyle. Herkes ilişkide tüm gücü elinde tutanın itaatkar olduğunu bilir." baekhyun benim yaptığım araştırmayı yapmamıştı.

"Johnny bunu biliyor mu, peki?" Google'ı açıp onun adını arattı. Tamam. Araştırsın bakalım.
Bir anda Johnny'nin yakışıklı yüzü ekranı kapladı. İnsanın içine işleyen o kahve gözleriyle bize bakıyordu. Bir koluyla yanındaki güzel sarışına sarılmıştı. Benimki, dedi beynimin aptal yanı.

Mr. Suh↝JohnYuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin