Ertesi sabah fazla uyumuştum. Saati görünce sıçrayarak ve içimden söylenerek yataktan kalktım.
Masa tam yedide hazır olacaksa duş almak için yeterli vaktim olmayacaktı. Hızlıca banyoya koşup dişlerimi fırçaladım. Üstün körü aynaya bakıp saçımı taradım.
Dolaptan bir kot pantolon ve uzun kollu bir tişört aldım. Giysilerin üzerime bu kadar iyi oturmasma önce şaşırdım ama sonra doldurduğum formlarda kıyafet bedenimi de sorduklarını hatırladım. Tam kapıdan çıkarken gözüm dağınık yatağa takıldı. Bir an için öylece bırakmayı düşündüysem de Johnny'nin düzen hastası olabileceğini düşünerek topladım. Daha ilk hafta sonundan onu kızdırmak istemiyordum.
ilk hafta sonu mu? dedi mantıklı yanım. Demek başka hafta sonları da burada olabileceğini düşünüyorsun, ha? Mantıklı yanıma kulak asmamaya karar verdim.
Bu tek kişilik yatak iki kişinin sığamayacağı kadar küçüktü. Toplarken biraz hayal kırıklığı hissettim. Görünüşe göre, Johnny bana yatak odamda eşlik etmeyecekti ve yine öyle görünüyordu ki onun odasında geçireceğim gecelerin sayısı da pek az olacaktı.
Mutfağa giderken spor odasından gelen sesten Johnny'nin koşu bandında koşmakta olduğunu duydum. Saatime bakınca biraz tedirgin oldum. Altıyı otuz beş geçiyordu. Meşhur muzlu yumurtalı ekmeğimden yapacak zamanım yoktu. Belki başka bir gün yapardım.
Ben yağda yumurtayı, kızarmış ekmeğini ve meyve tabağını hazırladıktan saniyeler sonra yemek salonuna girdi. Saçları ıslaktı ve mis gibi kokuyordu. Tam ağızlara layık. Onun tadına bakacağımı düşündükçe kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. O yerken sağ yanında bekledim. Benden tarafa bir kez bile bakmadıysa da ilk ısırıktan sonra duyduğu tatmini ifade eden bir ses çıkardı.
Yemeği bittiğinde bana döndü.
"Kendine bir tabak hazırla ve mutfakta ye. Bir saat içinde de odamda ol. Beşinci sayfa, ikinci paragraf." Sonra odadan çıktı.
Kahvaltısı yapıp odasına çıkmıştım.
Beşinci sayfanın ikinci paragrafı "Jinekolog koltuğu" pozisyonu dediğim pozisyondu.Johnny'nin büyük yatağının ortasında çırılçıplak yatarken tam anlamıyla doktor muayenehanesindeymiş gibi hissettim.
Gözlerimi kapatıp nefes almaya ve kendime Johnny'nin istediği her şeyi yapacağımı telkin etmeye odaklandım. Belki bu sefer bana dokunurdu.
"Gözlerini kapat." İrkildim. Odaya girdiğini bile duymamıştım.
"Böyle sere serpe yatışını sevdim" dedi.
"Ellerini sanki benim ellerimmiş gibi kullanarak kendine dokun."Beni delirtiyordu. Hafta sonunun nasıl devam edeceğini hayal etmeye çalışıyordum ve şimdiye kadar olanlar hiç de düşündüğüm gibi değildi. Henüz bana bir kez bile dokunmamıştı. Bu hiç adil değildi.
"Hadi, Yuta." Ellerimi göğüslerime götürdüm ve onun elleri olduklarını farz ettim. Bu benim için kolaydı. Bunu yüzlerce kez yapmıştım.
Johnny'nin ılık nefesi sanki elleriyle beni okşamış gibi kulağımı gıdıkladı. Yumuşak ve nazik başlayan dokunuşu nefes alışlarımız hızlandıkça sertleşti.
O azmıştı ve ben de ihtiyacı olan şeydim.
O açtı ve ben de yiyebileceği tek şeydim.Acı çektirici bir yavaşlıkla, önce birini sonra diğer göğüs ucunu parmaklarının arasında sıktı.
Bu sefer çaresizce isteyen bendim. Ona ihtiyacım vardı. Onu istiyordum. Bir elimi kasıklarımın aşağılarına doğru götürdüm içimin doldurulmasını ümitsizce
istiyordum. Onun benim içimi doldurmasına ihtiyacım vardı.
![](https://img.wattpad.com/cover/184002137-288-k604823.jpg)