Ertesi sabah kahvaltıyı hazırlamam normalden daha uzun sürdü. Yemek odasında beni neyin beklediğinden korkarak her işimi uzattım. Johnny bir gece önceki ateşli âşık halinden ne kadar uzaklaşmış olacaktı?
Onun tabağını hazırladıktan sonra kendime de bir tabak hazırlayıp tezgâha koydum. Bu sabah nerede yiyeceğimden emin değildim. Nerede yemek istediğimden emin değildim. Hayır. Bu doğru değildi. Nerede yemek istediğimden emindim. Johnny ile mutfak masasında yemek istiyordum.
🍀
Yumurtalı ekmeğini önüne koydum. Bu benim hayal gücüm müydü yoksa dudaklarının kenarı hafifçe kalkmış mıydı?
Dün gece dış kabuğunda küçük bir çatlak yaratmıştım. Bu çatlağı büyütmek için sadece biraz zamana ihtiyacım vardı.
"Kendine bir tabak hazırla ve bana katıl," dedi çatalıyla ekmekten bir parça alırken. Dakikalar sonra ona katıldım. "Dün gece hiçbir şeyi değiştirmez," dedi ben otururken. "Ben senin hâkiminim, sen de benim itaatkârımsın."
Bunu kendine söylemeye devam et, Johnny. Belki birdenbire kendini ikna edersin. Dün gece her şeyi değiştirdi."Seni umursuyorum," diye devam etti. "Bu duyulmamış bir şey değil. Beklendik bir şey, aslında."
Yemeye başladım.
"Ama seks aşkla aynı şey değil." Ağzına bir muz dilimi attı, çiğnedi ve yuttu. "Pek çok insan bu ikisini karıştırsa da aynı şey değil."
Yerken, sanki daha rahat konuşmasını sağlıyormuş gibi bana bakmıyordu. Bir gece önce gerçek hislerini belli belirsiz gördüğümden emindim. Ama masadaki hareketleri sanki çok büyük bir savaşa hazırlanıyormuş gibi görünüyordu. Bu savaşın kendisiyle mi yoksa benimle mi olduğunu merak ediyordum. Kendisiyle olduğuna karar verdim. Kesinlikle kendi benliğiyle bir savaş içerisine girecekti.
Kahvaltıdan sonra bana odasında bekleme talimatı verdi. Perdelerin tamamına yakını kapalıydı, aralarından sadece çok az bir ışık sızıyordu. Etrafa bakındım yatağın üstünde hiç yastık yoktu. Ne bir ip. Ne kamçılama sandalyesi. Sadece yatak.
Sonra yastığı yerde gördüm. Bu tek bir anlama gelebilirdi. Tamamen giyinik olarak dizlerimin üstüne çöktüm. Johnny üzerinde dün geceki eşofman altıyla içeri girdi.
"Çok güzel, Yuta," dedi bana yaklaşırken. "Benim isteklerimi önceden tahmin etmen beni memnun ediyor."
Pantolonunu çıkardığında sadece kısmen erekte olduğunu gördüm. Öne eğildim ve kollarımı kalçasına dolayıp penisini ağzıma aldım.
Parmaklarını saçlarımın arasına daldırdı. O hafifçe ağzımın içine girip çıkarken, dilimi penisinin etrafında bir köküne bir ucuna doğru oynatıyordum. Bunun seksten başka bir şey olmadığını düşünüyormuş gibi yapsa da gerçeği biliyordum ve izin verdiği tek yolla ona kalbimi açtım.
Yapabileceğim tek şekilde. Ona ne hissettiğimi söyleyemezdim ama ona gösterebilirdim. Onun istediği her şey olarak ve karşılığında kendi ihtiyacım olanları ondan alarak bunu yapabilirdim.
Soluk alışı düzensizleşti ve ağzıma daha sert girmeye başladı. Tümünü içime alabilmek ve ona ihtiyacı olan zevki sağlayabilmek için boğazımı rahatlattım. Saçlarımı daha sert çekmeye başladı. Hafifçe hayalarını kavradım. Onları okşadım.
Johnny'ye kaçamak bir bakış attığımda şaşırdım. Dişleri kenetlenmişti ve yüz ifadesi.. ..Yüzünde acı dolu bir ifade vardı. Sanki kamçılama sandalyesindeki oymuş gibi.
O saniye ne yaptığım anladım. Kendisine bizim sadece seks için beraber olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyordu. Bu beni sinirlendirdi. Çünkü dün gece gerçekten güzeldi. Birlikte iyi olabilirdik. Sadece o bunu kabul etmeyecekti. O benim hâkimim, ben de onun itaatkârı olacaktım. Ağzımda hareketlenince çok yaklaştığım anladım. Ağzıma boşalıncaya kadar daha sert emmeye başladım. Çılgınca hepsini yuttum.
Rahatladığını hissediyordum. Saçlarımdaki eli gevşedi. Kendisini daha iyi hissetmiş olmalıydı ki yerden kalkmam için elini uzattığında daha huzur dolu göründü.
Çevik parmakları hızlıca tişörtümü ve pantolonumu çıkardı. Doğruyu söylemek gerekirse neden giyinmek için zahmet ettiğimden emin değildim. Tamamen zaman kaybıydı. Giysiler neredeyse hiç üstümde kalmıyordu.
Gözlerim yatağa kaydı. Yan tarafta bir şişe kayganlaştırıcı gördüm daha önce gözümden kaçmıştı. Bedenim gerildi.
"Yüzüme bak, Yuta" Johnny iki elimi de tuttu. "Sorularıma cevap vermeni istiyorum," dedi beni yatağa götürürken. "Neredeyiz?"
"Senin odanda." Yatağa çıkıp dikkatimi ona vererek yatağın ortasında oturdum.
Gözlerini ayırmadan bana doğru geldi.
"Odamda neredeyiz?"
"Yatağında."
Elini bir aşağı bir yukarı kolumda gezdiriyordu.
"Benim yatağımda ne olur?"
Midem kıpır kıpırdı. "Zevk."
"Evet," dedi eğilip boynumdan öperek beni yatağa yatırırken. Heyecan bedenimi kaplarken gözlerimi kapattım. Dudakları, dili, dişleri. Isırıyor, yalıyor, emiyordu.
"Sadece hisset, Yuta." diye fısıldadı. Elleri bedenimin kıvrımlarında dolaşıyor ve onun için tutuşan yerlerime doğru iniyordu. Üstüme çıkmak yerine tekrar hareket etti. Dudakları karnımın tümseğinden aşağı doğru kayıyordu, dilini göbek deliğime soktu.
Parmağını yavaşça deliğimin etrafında gezdirdikten sonra içime soktu. Bir içeri bir dışarı sokup çıkarıyordu. Kalçalarımı ileri geri oynattım.
"Evet," diye beni rahatlattı. "Sadece hisset."
Bacaklarımın arasına indi, dizlerimi kırıp birbirinden ayırdı. Sürtünme arzusuyla kalçamı kaldırdım.
"Bekle," dedi ve sesinin tınısının hissettirdiği zevke karşı inledim.
"Bekle."
Dilini, parmaklarının girmesini istediğim yere yerleştirdi. Sonra tekbir seri hareketle, bacaklarımı omuzlarının üstüne aldı ve dilini içime sokup çıkarmaya başladı. Yavaşça. Çok yavaşça. Daha fazlasını isteyerek, onu arzulayarak kendimi ona ittim. Bir parmağı penisimin çevresinde yavaş yavaş daireler çiziyordu.
Çok yaklaşmıştım. Tam sınırdaydım.
Ellerini çektiğinde ne yapmak istediğini kısmen biliyordum. Ama bedenimin daha büyük kısmı bunu umursamamıştı çünkü parmaklarının yerini dili almıştı. Dili penisimin çevresinde dönüp duruyor ama yine de bana tam istediğim zevki vermiyordu. Usta parmakları geri geldi ve dilinin yakaladığı ritme uyarak deliğimin etrafinı okşadı. Tam penisimi yaladığı anda birden parmağının ucunu da içeri soktu.
Soluğum kesildi.
"Zevk al, Yuta" dedi, parmak ucunu hafifçe içeri dışarı oynatırken. Sesiyle o mucizevi titreşimi yaratmaya devam ediyordu. "Sadece zevk al."
Diliyle gittikçe daha çok sızlayan noktalarımı yalayıp ısırırken, parmakları yavaşça daha derinlere girdi. şarı...
Tekrar boşalmak üzereydim, yaptığı şeyin bu kadar zevk vermesini hiç beklemiyordum ama kahretsin ki zevk vermişti.
"Rahatla," diye fısıldadı. Ama zaten bu durumda bundan rahat olamazdım. İkinci parmağı da içime soktuğunda acıyla gerildim. Parmaklarını içeri dışarı oynamaya başladı. Daha fazlasını içimde hissedebilmek için kalçamı kaldırdım. Herhangi bir şekilde onu daha derinlerimde hissetmek istiyordum.
"İşte böyle, Yuta" dedi. "Bırak kendini. Bırak seni iyi hissettireyim."
Ona inanıyordum. Bana daha fazla zevk verebilirdi. Yapacaktı da. Artık hiç şüphem kalmamıştı.
Dişleri penisimi daha sert uyarmaya başlarken parmakları da daha derinlerime ilerliyordu. Orgazm bana kendimi kaybettirerek bedenimi titretti. Kendime geldiğimde Johnny yüzünde kendini beğenmiş bir gülümsemeyle bana bakıyordu.
"İyi misin?" diye sordu.
"Hımmmmm," diye mırıldandım.
Yanıma uzandı ve beni kollarına aldı. "Bunu evet olarak kabul edebilir miyim?"
Başımı salladım ve göğsüne yattım. O anda, bir saniyeliğine bile olsa, onu geri almıştım.