Kahvaltı on birdeydi. Ben de yine geç kalkıp uzun uzun hazırlandım. Johnny ne giyeceğimi söylememişti. Ben de siyah pantolon ve gri kaşmir kazak giymeye karar verdim. Giymemem gerektiğine dair bir şey söylemediğinden iç çamaşırı da giymiştim.
Fark ettiğinde ne yapacağını görmek istiyordum.
Her zamanki gibi beni sakin, soğukkanlı ve kontrollü bir Johnny karşıladı. Beni duvara dayayıp boşalırken boynumu ısıran o vahşi adamdan eser yoktu...
Maalesef karşımdaki o adam değildi.
Ama sabahı onun teyzesi, arkadaşları ve birkaç yabancıyla geçirmek zorundaydım. Sırf bir gece önce muhteşem bir seks yaptım diye heyecanlanacak vaktim yoktu. Bu, muhteşem bir “Beni kapıya dayayıp becer” seksi olsa da.
Kes şunu, dedi Melek Yuta.
Johnny'e iç çamaşırı giydiğini göster, diye karşılık verdi Şeytan Yuta.
Şeytan Yuta'nın haklı olduğuna karar verdim. Kahve demliğine gidip de fincanımı doldururken Johnny beni izliyordu. Popom göz önünde olsun diye dönüp biraz hareket ettim.
“Yuta” diye çıkıştı. “O gördüğüm külot izi mi?” Elimde kahve fincanıyla kıpırdamadan durdum. Evet, lanet olası, o gördüğün külot izi. Şimdi ne yapacaksın bakalım?
“Buraya gel,” dedi kendi fincanını bırakarak. Kalbim çarpa çarpa yanına gittim. Ayağa kalktı ve arkama geçti. “İç çamaşırı giyiyorsun. Hemen çıkar onu.”
Pantolonumu açtım, kalçalarıma indirip çıkardım. “Koltuk koluna git, Yuta”
Koltuk kolunun üzerine eğilip popomu ona döndüm. Popoma bir şaplak vurdu. “Hafta sonunun geri kalanında iç çamaşırı giymek yok.” Bir şaplak daha.
“İşim bittiğinde odana gidip hepsini bana getireceksin.” Şaplak. “Ben istediğim zaman onları geri alacaksın.” Şaplak. “Gelecek hafta sonu da giymeyeceksin.” Şaplak. “Sana dün gece, gelecek hafta ne olacağını söyledim.”
Bana bir şaplak daha attı. Sıcaklık gitgide yayılıyor, bacaklarımın arasına ulaşıyordu. Yaptığı her şey çok iyi hissettiriyordu. Kahretsin. Kesinlikle her şey. Daha fazlasını arzulayarak kendimi ona doğru ittim.
“Bu sabah değil.” Popoma bir şaplak daha indi. “Pantolonunu giy ve istediklerimi getir.”
Kahretsin. Boşalamamıştım.
🍀
Asansörle aşağıya, kahvaltının yapılacağı özel balo salonuna indik. Yalnızca Linda ve Baekhyun'ubtanıyabildim ancak zaten Johnny'nin birkaç iş arkadaşının da katılacağını biliyordum.
Linda ve Baekhyun uzak bir köşede durmuş konuşuyorlardı. Elaina ve Todd bizden hemen sonra geldiler.
“Biraz erkenciyiz,” dedi Johnny elini sırtıma koyarken. “Gidip birkaç kişiyle konuşmalıyım. Seni Baekhyun ve Linda’nın yanına götüreyim mi, yoksa burada iyi misin?"
Eğer olduğum yerde kalsaydım belki Elaina gelip benimle konuşurdu.
“Burada iyiyim.”
Kolumu okşadı. “Uzun sürmez.”
Bir grup insanın arasına ilerlerken onu izledim. Elaina dakikalar sonra yanıma geldi.
“Buraya gel,” dedi beni büyük bir vazonun arkasına çekerek.
Johnny'e doğru baktım. Daha yaşlı hoş bir çiftle çoktan koyu bir sohbete girmişti.
“Dün gece Johnny odamıza geldi,” dedi.
![](https://img.wattpad.com/cover/184002137-288-k604823.jpg)