3.BÖLÜM: Güçsüzlüğün Nedeni

79 10 3
                                    

Dışarıda hava güzeldi. Sevdiğim havaydı bu; hafif esen bir rüzgar, bulutu az ama rengi kapalı bir gökyüzü ve yağmur. Şimşek ve gökgürültüsü de eklense benim için kusursuz bir hava olacaktı.

İlk önce biraz etrafta dolaştım. Çevremdeki insanları gözlemledim. Canım sıkıldığında yapardım bunu genelde. Kimisi acele içinde koşup yağmurdan kaçar haldeydi mesela, kimisi ise yağmurun yağmasına aldırış etmeden mağazalara girmeyi bırakmıyor ya da yoluna devam ediyordu. Bütün bunlar dışında her zamanki gibi gözüme çarpan şeylerde olmuştu.

Bir çocuk görmüştüm mesela, neşe içinde seke seke koşuyor, hoplaya zıplaya yürüyordu yağmurun altında. İçimdeki çocuk da o çocuğu görünce uyanmıştı aslında. Ama sonrasında gördüğüm kişi içimdeki çocuğu, geri yatırdı yerine.

Suratındaki yüz ifadesine normal biri baksa hiçbir şey anlamazdı muhtemelen. Boş gözlerle yağmurun altında gökyüzüne bakıp, yavaş adımlarla yürüyen biriydi o. Yürürken 2-3 defa tur attı meydanda, sonra da durdu, oturdu bir banka ıslak vb. önemsemeden.

Ben de o sırada gözlerine baktım bakabildiğim kadar. Gözlerini okumak benim için pek zor değildi. Acı çektiğini anlayabiliyordum. Çünkü onun da benimki gibiydi gökyüzüne karşı gözleri, yürüyüşü, davranışları. O ne yaşadı da böyle oldu bilemem tabii ki ama benim gibiydi işte bir yandan, belliydi.

Düşünmeye başladım o sırada. Düşündüm de aklıma bir sürü şey geldi düşününce.

En kafama takılanı da şuydu. İnsan büyüdükçe mi sorunları zorlaşır her seferinde? Ya da şöyle mi sormalıyım; İnsan küçükken yaşadığı sorunlara karşı güçsüz olduğu için mi büyüdüğünde karşılaştığı sorunlar zor gelir ona yoksa büyüdükçe önüne çıkan sorunlara karşı güçlü olmaya çalışıp da yıprandığı, hasar aldığı için mi? Hasar alıp da devam edecek gücü kendinde bulamadığı için mi?

Aslında insan her ikisini de yaşar. Sadece  ikisinden birini sorunları aşamama sebebi olarak kullanır o kadar.

Neden bu sorununa karşı ayakta kalamıyorsun? dendiğinde,

Ya "Ben hep güçsüzdüm, yine güçsüzüm." der,

Ya da "Artık güçlü kalamıyorum, yeterince yıprandım." der.

Biz, küçükken hoplayip zıplayıp duran çocuklar, ne oldu da böyle büyüyüp yetişkin biri olduğumuz zaman bu kadar üzüntü ve engel ile doldurduk içimizi?

Ya peki hep üzülüp de, her zaman engellerle dolu bir hayat yaşayan kişiler? Çocukluğunu bile doğru dürüst yaşamamış, çocukluğunda bile engellerle karşılaşmış kişiler?

Ufacık çocukların bile bizimkilerden daha zor engellerle karşılaşabileceği bu sınavda, biz neden o çocuklar kadar güçlü olamıyoruz?

Asıl bunu sormalıyız kendimize, sormalı ve cevabını bulmalı, sonrasındaysa uygulamalıyız.

İşte ancak o zaman güçlü olabiliriz. Güçsüzlüğümüzün nedenini bulup üstüne giderek...

Karanlığın ArdındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin