BÖLÜM 6
ŞİZOFREN MİYİZ?
''Gençliğimizin bitiş noktasına varmıştık''
Bir o odaya girdi, bir şu odaya... Döndü dolaştı evin içinde, sürekli düşünüp durdu bir şey söylemeden. En sonunda oturdu, bana baktı ve konuşmaya başladı:
''Ama nasıl olur?''
''Bilmiyorum.''
''Sana inanmıyorum.''
''Doktora gidebiliriz.''
''Hiçbir yere gitmiyorum, seni bilmem ama ben deli değilim.''
İkimizde bir anda ellerimizi yüzümüze kapattık ve ''dur'' diye bağırdık. Birkaç saniye sonra birbirimize baktık, Furkan atıldı
''O neydi öyle?''
''Daha ne kadar inatlaşacaksın Furkan? Gel, gidelim doktora.''
''Tamam, lanet olsun tamam! Gidelim şu kör olası yere.''
Evine indi hazırlanmak için, doktora gidecektik. Az önce de üstümüze doğru bir araba geliyordu, yani biz öyle görmüştük...
Furkan yanıma geldi tekrardan, ikimizde hazırdık. Giderken Pelin'e uğrayıp doktora gideceğimizi söyledim, ''çok iyi olur'' dedi hemen. Arkadan müzik sesleri geliyordu
''Ah, Pelin gene mi şarkı dinliyorsun?''
''Şarkı dinlenmez, söylenir. Dinlenecek olan müziktir.''
''Aman, seni çokbilmiş şey...''
Gülüştük...
''Kanka çok yakında parça çıkaracağım. Bizim okuldan Ece var ya, gerçi sen tanımazsın sosyal biri olmadığın için...İşte Ece, senden sonra en iyi kankam, onun eski okulundan bir arkadaşı varmış Pırıl diye o da besteleme, seslendirme, montaj, efekt işlerinden çok iyi anlıyormuş. Hatta geçenlerde bir parça çıkardı sen dinlememişsindir de ''Hayalimsin'' diye bir parça çıkardı ''Pırıl ÖZ''kendisi. Çok geniş bir hayran kitlesi oluştu, çok şükür sonunda hayallerim gerçek olacak.
''Sevindim senin adına''
Hiç de sevinmemiştim, şimdi en sevdiğim kankam bir şarkıcı olacaktı ve bir sürü hayranı olacaktı. Artık ünlü olacak, magazin dünyasına giriş yapacaktı. Zamanla ego kasacak ve kendini herkesten üstün görecekti.
Furkan ile apartmandan çıkıp doğru hastaneye yöneldik ve Uzman Psikiyatrist Osman KİLİMCİ için sıra aldık.
Sırayı beklerken Furkan'a döndüm
''Farkında mısın? Eskiden böyle bir hastalığımız yoktu. Yani, şey... Peki, senin var mıydı bilmiyorum ama...''
''Yoktu.''
''Hah işte, ikimizin de yoktu. Bu durumun neden 17 – 18 yaşlarımızda ortaya çıktığı beni gerçekten şüphelendiriyor. Birde son zamanlarda iyice sıklaştı, umarım tedavisi vardır.''
Sıra gelmek bilmiyordu, Furkan lavaboya gitti. Körün değneği gibi gider gitmez de sıra geldi, ben içeri girdim artık ve olayı anlattım.
''Hemen içeri al şu arkadaşını, çabuk! Kaybedecek vaktimiz yok!''
Kaybedecek vaktimiz mi yok?
''Furkaaaaaaağğğnnn''
''Kızım geldim işte ne diye geberiyormuş gibi bağırıyorsun?''
Ah Furkan, doktorun yanında falan böyle şeyler demesene...
''Çocuklar, geçin karşıma!''
İkimizde süt dökmüş kediymişcesine oturup doktora diktik bakışlarımızı...
''Sizin, toplum içinde yaşamamanız gerek''
Toplum içinde yaşamamamız mı gerek?
''14 yıldır doktorum, bu hastalıkla 2.kez karşılaşmam. Şöyle ki, siz şizofrensiniz. Ama bu şizofren biraz farklı, hatta bilinmiyor bile. Bu duruma ''ikili şizofreni'' diyoruz. Belki de şu an düz şizofren olan bazıları ikili şizofreni ve dünyanın öbür ucundaki biriyle aynı şeyleri hiç fark olmadan aynı anda yaşıyor. Ama siz şanslısınız diyebilirim, çünkü resmen kader sizi buluşturmuş. Gerçekten çok tuhaf, böyle bir durumda buluşmuş olmanız tuhaf ve şanslı, gerçi şans da denmez ya...
Demem o ki çocuklar, şizofreni hastaları hiçbir zaman toplumda olmamalılar, genelde eve kapanırlar. Ama çoğu hasta evde kriz geçirir ve açık alan ister, açık alana çıkınca insanlara zarar verirler. Sizin daha başlangıç noktasında, zarar verecek durumda değilsiniz, ama çok geç olmadan tenha yerlere taşınmalısınız...''
Bu neydi şimdi? Şaka mıydı? Kameralar nerede? Felek neden üstümüze geliyor? Kader neden bizimle oyun oynuyor? Neden tüm duvarlar bize doğru yıkılıyor?
İşte bir gençliğin çöktüğü yerdi burası, gençliğimizin bitiş noktasına varmıştık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞİZOFRENİZ
Teen FictionNormal değildik ikimizde, en başında anlamıştım bir terslik olduğunu, ama nerden bilebilirdim böylesini? Şizofreniz biz, deliyiz... Neden mi? Çünkü biz aşığız...