"𝐭𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐧𝐠𝐞𝐫𝐨𝐮𝐬 𝐛𝐨𝐲"

● VII ●

Sokağı döndükten sonra Taehyung ile göz göze gelmiştik. Ve yerdeki kanlı beden...

Olamaz...

* * *

Mark Taehyung u duvara sertçe çarpıp kollarından sıkıca tutuyordu.

Yerde ki ceset ise bir kıza aitti.

-Nayeon GİT BURDAN!

Mark ın bağrışları kulağımda yankılanıyordu. Gözlerim yeniden kararmaya başlıyordu.

Hayır şimdi olmaz...

-Tae ama bu çooook korkunç !

Taehyung eline aldığı uğurböceği ile beni kovalıyordu.

-Ama Nayoo uğur getirirmiş ! Gel burayaaa sende eline al!

Ben önde Taehyung arkada koşuyorduk. Ben arada çığlık atıyordum , bu Taehyung un daha da hızlanmasını sağlıyordu.

Ayağım bir yere takıldığında yüz üstü yere düşmüştüm.

Taehyung direk yanıma gelip beni kaldırmıştı. Canım acıyordu , bir yandan da burnumdan kan fışkırıyordu.

Doğal olarak ağlıyordum da.

-N-Nay-yyo iyi misin?

Taehyung un gözleri kırmızılaşıyordu...

Gözlerimi açtığımda baygılığımın sadece bir kaç dakika sürdüğünü anlamıştım.

Hala aynı yerdeydim , ve hala Taehyung ile Mark kavga ediyordu.

Biri bu vampirlere birşey demeliydi.

Hey adamım burda insanlarda var , lütfen biraz gözlerinin rengini , ve dişlerini eski haline getirir misin? Dicek halimiz yoktu ya.

Mark yumruğunu Taehyung un karnına geçirdikten sonra Taehyung geriye giderek bir küfür savurdu.

-Sen serefsiz pezevenk , hala öğrenemedin mi masum insanları öldürmeyeceğini?!

Mark küfür edermiydi be?

Taehyung yere kan tükürdükten sonra Mark ı duvara kadar itip kafasını beton duvara vurup duvarı çatlatmıştı.

Tanrı aşkına bu vampirler hiç birşeyden etkilenmiyor muydu?

Resmen benim canım yanmıştı.

-Seni küçük kurtçuk , kitaplarını özlemedin mi sen?

Taehyung Mark ı bileğinden tutup sabitlediğinde konuşmasına devam etti .

- Ve ayrıca istediğimi öldürürüm , istediğimi yaşatırım , buna karışamazsın.

Taehyung un bu dediğinden sonra iyice sinirlenmiştim. İki saatir altıma sıça sıça onları izliyordum ve hiç biri beni takmıyordu.

-YETER ARTIK , KESİN ŞU KAVGAYI!

Taehyung un havada kalan yumruğu , ve Mark ın şaşkın bakışları ile resmen önümde haraket edemiyormuş , donmuş gibi bön bön bakıyorlardı.

Nihayet onların kavgalarını izlediğimi anladıklarından üstünde ki tozları temizleyip , ikiside yanıma geldi.

-Bak Nayeon bu gördüklerin biraz hayel gibi olabilir ama kesinlikle görmemen gereken birşeydi ve bizim ne olduğumuzu da çözememiş olabilirsin biz va-

Mark ın sözünü kesen Taehyung bakışlarını Mark a götürüp konuştu.

-Seni geri zekalı orospu çocuğu zaten biliyor...

Mark bana gözlerini kocaman açıp baktı.

Ne cidden biliyormusun bakışı atıyordu. Bu naısl bir bakış bilmiyorum ama o bakışı atıyordu işte.

Gözlerinin kırmızılığı yavaş yavaş eski haline gelirken sinirinin de azaldığını anlamıştım.

-Şimdi asıl soruyu sormak istiyorum. Siz birbirinizi tanıyormusunuz?

*

Taehyung ve Mark eskiden en yakın arkadaşlar'mış'.

Ama baya eskiden. Böyle bir iki yıl değil , bir iki asır.

Şimdi ise düşman...

Hala neden kavgalı olduklarını anlatmamışlardı ama öğrenirdim bir ara , o kesin.

Taehyung un Mark a kurt diyip dalga geçmesinin sebebi ise Mark ın eskiden okulun inek öğrencisi olup , okulda okumadığı kitap bırakmamasıymış.

Ve bunu 1 asırdır unutmamış.
Hayat vampirlere zor tabi. Onca yıl yaşıyorsun falan. Hiç uğraşamam vallaha.

-Evet Nayeon ozaman biz buluşmamıza devam edelim?

Mark a tam cevap verecekken Taehyung araya girmişti.

-Ne buluşması ? Bidaha benden başkasının olmayacağını düşünmüştüm , hani dünkü yaşadıklarımızdan sonra...

Bel altı vuruyordu ama!

Bikere sadece öpüştük , öpüşmüş olmamız sevgili olduğumuzu mu gösterir ya?

-Na yaşadık ki Taehyung cum , ben birşey hatırlamıyorum-

-Burda ağzımı açtırma istersen.

Diyip sırıttığında Mark bir açıklama bekliyormuş gibi bana bakmaya başlamıştı.

Al şimdi nasıl yalan uydurucam çocuğa?

Ah Taehyung ah.

Hem evininde bir kızla kalıyorsun , hem bana karışıyorsun .
Şerefsiz!

Sahi o kıza ne oldu acaba?

-Ya asıl senin evde ki fıstığa ne oldu? Hani yanlız bırakma korkar falan...

Taehyung dediğime kahkahalarıyla karşılık vermişti.

-Korkmak mı?

Bir kahkaha daha...

-Vampirler korkmaz .