● IX ●

369 48 19
                                    

Ama aynı anda arkamdan bir nefes alış sesi duydum.

Aha şimdi sıçmıştım.

*   *   *

Tanıdık parfüm kokusu burnuma geldiğinde kim olduğunu anlamak uzun sürmemişti.

Bu Mark tı.

Arkama yavaşça dönüp korkmuyormuşum gibi davranacaktım.

Ne kadar zor olabilirdi ki?

Arkama dönmeme gerek kalmadan Mark yanıma gelmişti bile.

-Rahatsız etmiyorum umarım?

Ne rahatsızlığı ya? Başımın üstünde yeriniz var Mark Bey.

-Yoo

Ellerini omuzlarımda gezdirip huylanmama sebep olmuştu.
Lan bu bana tecavüz mü edecekti?!!!

-Sanırım artık hiçbirşey eski gibi olmayacak.

Diyip sırıtmıştı. Neyden  bahsediyordu bu?!

Ellerini hızlıca kollarıma indirip sertçe sıktığında doğal olarak bağarmıştım.

-İmdat İMDA-

Tek eli ile ağızımı kapatıp bağırmamı engellemişti.

-Güzelim ama beni zorluyorsun , uslu uslu oturmazsan seni öldürmek zorunda kalırım . Ama bu Taehyung'unun canını yakmaz.

Taehyung un canını mı yakmaya çalışıyordu bu?

Gözlerim yine kararmaya başladığında bu düşüncelerden arınıp nihayet mutlu anılarıma gitmiştim..şerefsi

Benim küçük Tae'm kollarımda ağlıyordu. Güçlü olarak bildiğim , yıkılmaz gördüğüm Tae'm ağlıyordu.

Annesinin ölümünden aylar geçmesine rağmen hala etkisinden kurtulamamıştı...

Ama ben yanında olmasam çok daha kötü olabilirdi. Ya ben de ölseydim ne yapardı?

Darmaduman olurdu sanırım...

Gözlerimi araladığımda ellerim ve ayaklarım sıkıca bağlı bir şekilde yatıyordum.

Hassiktir nelere bulaşmıştım ben?

Daha iki gün önce okulda Taehyung a olan aşkımı sorguluyorken şimdi resmen kaçırılmıştım.

-Demek uyandın.

Terbiyesiz saygısız bide utanmadan konuşma cüreti gösteriyor. Vay şerefsiz.

Cevap vermediğim için çenemden tutarak zorla başımı kaldırmıştı.
Gel bide tecavüz et tam olsun.
Vay şerefsiz.

-Ama sen cidden fazla olmaya başladın. Bu dünyada yaşamaya bile hakkın yokken senin hala kanını içip bitirmemem ne kadar da garip.

-Bir dakika bir dakika yaşamaya hakkı yok derken neyi kastediyorsun sen?

Alaycı bir sırıtıştan sonra konuşmasına devam etti.

-O çok sevdiğin Tae'n yıllar önce orospu çocukluğu yapıp en çok değer verdiğim kişileri aldı ...

Neden Taehyung un canını acıtmak istediğini anlamıştım...
Gözünden bir yaş süzüldüğünde yumuşayıp imana gelecek diye düşünerek onu teselli edecektim ki kendisi konuştu.

-Bende ondan seni alıcam, eşitleniriz değilmi?

Hay avradını vampirlere kurban ettiğiminin çocuğu. Sen ne diyon ya? NE DİYON SEN!?

Ha sanki sevdiklerini ben öldürdüm , hattaha öldürdükten sonrada yahni yapıp bir güzel yedim.
Tövbe tövbe ya.

-Ya ne dediğin hakkında en ufak fikrim yok , hadi beri bırakta gideyim. Masumum ben!

Hızlıca yanıma gelip boğazımı sıktığında nefes alamayacak haldeydim. Bu manyak herif beni öldürecekti!

-EĞER BİR DAHA KENDİNİ SAVUNACAK TEK BİR KELİME DAHA EDERSEN SENİ ÖLDÜRÜRÜM!

Boynumu sıkan elleri gevşediğinde derin derin nefes alıp vermeye başladım. Nefes alamamaktan betim benzim akmıştı kesin. Hala kendimde değildim.
Boynumu nasıl sıktıysa artık.

Son gücümü kullanarak konuştum.

-Öldürecek olan kişi sende beni şu zamana kadar yaşatırmıydı Mark ?

Cebinden çıkardığı bıçağı sertçe koluma batırdığında ne olduğunu anlayamadan bir yanma hissi geldi.
Sonra bir sürü kan...

Canım çok yanıyordu , hem de fazlasıyla.

Bıçağı soktuğu yerden çıkarıp yine adi pislik bakışını atmıştı.

-Senin için bu kadar yeter mi güzelim? Öldürmek çok kolay olurdu ,ve acısız. Özelliklede Taehyung un önünde olursa...

Aklına gelen şeytani fikirle deli gibi gülmeye başlamıştı , ve korkuyordum. Bu delinin kesinlikle psikolojik yardıma ihtiyacı vardı.

"𝐭𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐧𝐠𝐞𝐫𝐨𝐮𝐬 𝐛𝐨𝐲"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin