● X ●

361 44 12
                                    

Aklına gelen şeytani fikirle deli gibi gülmeye başlamıştı , ve korkuyordum. Bu delinin kesinlikle psikolojik yardıma ihtiyacı vardı.

* * *

^Taehyung^

Bu gün yaşananlardan sonra Nayeon asla bana eskisi bakmayacaktı.

Onun gözünde artık bir canavardım.

Kahretsin!

Yatakta debeleniyordum ki Rose yanıma gelmişti.

-Tae ne oldu? Uyuyamadın mı?

-Kes sesini!

Bana nasıl Tae derdi?
Bana nasıl onun hitabıyla hitap ederdi?

Artık eskisi kadar göz yummayacaktım ona.

-Bak Rose , artık burda kalamazsın.

Şaşırmış bir ifadeyle bana bakıyordu. Ne bekliyordu ha?
1 Nisan dememi falan mı?

-Farkındaysan anlaşmamız daha bitmed-

-Lanet anlaşma umrumda değil. Babanı öldürdükten sonra bile yüzsüz yüzsüz yanımda kalmaya devam etmek-

-Kalıcak yerim mi var sanki!

Evet doğru ona bu yüzden acıyıp evimde kalmasına izin vermiştim. Ama bundan sonra , helede Nayeon a beni küçük düşürdükten sonra.

-Sana dedim ki EVİMDEN DEFOLUP GİT!

-Sana bunu ödeticem Kim Taehyung!

Evimden çıkıp , kapısını kırarcasına kapattığında öfkesini hissetmiştim. Ama umrumda değildi. Şuan kafamı buna yoramazdım.

Yatağa yeniden uzanıp Naeyon u düşündüm. Eğer o orospu çocuğu Mark ona birşey yaparsa...

Zarar verebileceği en değerli kişinin Naeyon olduğunu anlamıştı.

İntikam duygusu asla geçmeyecekti bu çocuğun. Alt tarafı ailesini öldürmüştüm . Bir vampir olarak buna alışkın olması gerekirdi.

Ama en değer verdiği arkadaşının bunu yapması canını ne kadar yakar bilemem.

Telefonuma gelen mesajla bu düşüncelerden arındım ve tuş düğmesine basıp kimden geldiğini gördüm.

Naeyon...

NayooN: Tae acil evime gel , birşeyler oluyor.

Hassiktir . Bu Mark benden hızlı davranmıştı.

Lanet olsun tahmin etmeliydim.

Nefes bile almadan evden çıktım , ve Naeyon un evine doğru koşmaya başladım.

Şimdiye çoktan ölmüş bile olabilirdi.

Sinirden gözlerimin kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordum. Buda benim en güçlü şeyimdi.
Sinirim.

Bunun sayesinde iki katı güce sahip olabiliyordum. Ve bunu Mark bilmiyordu.

Bu gün öğrenmesine yazık olacak. Sonuçta kabristana gittikten sonra ne işine yarardı ki benim gücüm?

Artık gideceği yerde benim öfke gücümü deneyerek kendini zorlayıp altına kaçırır herhalde.

Bu görüntüyü hayel etmemle yüzümde küçük bir intikam tebessümü oluşmuştu. Ama Naeyon un evinin önüne gelinci yüzümden silinmişti.

Çünkü evinin bütün ışıkları kapalıydı , ve kapısı açıktı.

Kapıdan sessizce girip evi kokladım. Ne bir vampir , nede bir insan kokusu vardı. Tanrı aşkına nereye götürmüştü benim Nayomu?

Evde bulabileceğim ip uçları aradım. Sadece girişteki ayakkabılar yere düşmüştü.

Bu evde daha fazla durmak istemediğim için çıkıp kapıyı sertçe kapattım.

Şimdi siktim belanı Mark.

"𝐭𝐡𝐞 𝐝𝐚𝐧𝐠𝐞𝐫𝐨𝐮𝐬 𝐛𝐨𝐲"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin