-3-

47 2 1
                                    

Vücudunun sıcaklığını hissedebiliyorum. Gözlerim havada bulunan eliyle kendi elim arasında mekik dokuyordu. Ne zaman sıktığımı bilmediğim yumruğuma kaydı en az benim ki kadar sonsuz bir boşluğa sahip olan gözleri.

Sıkmış olduğum yumruğum ne biraz gevşiyor ne de sıkılaşıyor. Sanki görünmez bir güç kilit vurmuş gibi. Yeni iki elini harekete geçirdi. Ellerinin izlediği yol yumruk şeklini almış ellerimi buldu. Tenimde olan parmak uçları küçük alev kıvılcımları gibi bir sıcaklığa sahipti. Parmak uçlarının bulunduğu herbir nokta küçük sızılar bırakıyordu.

Kafasını hiç kaldırmadan sadece gözlerini bana bakmak için hareket ettirdi.

Bir eliyle yumruğumu kavradı diğer eliyle avcumun içine kenetlediğim parmaklarımı birbir ayırdı. Elimdeki o gizli kilit kalkmıştı.

Hala bana bakıyordu. Ben de ona hiçbir ifade, anlam taşımayan gözlerle bakıyordum.

Büyülenmiş gibi bakıyordu. Birkez dahi gözünü kırpmadan öylece bana bakıyordu.

Hocanın sözleriyle benimle bakışması bölündü.

Sessiz bir nefes alıp tek solukta dışarı verdim.

Anlaşılan o ki hoca derse başlamış.

Kimisi dinliyor kimisi başka şeylerle meşgul. Hatta bağzıları mesajlaşıyor bile. O ise dirseğiyle kafasını destekleyerek benim her hareketimi gözetliyordu.

Dersin bitmesine onüç dakika daha var. Pencereden aşağı doğru bakmaya başladım.

Bulunduğumuz kat birkaç binanın ara sokaklarını görebilecek konumda.

Bu sokaklarda daha çok siyah giyimli kişiler bulunuyor. Ama şuan seyrek akşamları toplanmaya başladıklarında bu sokaklarda her haltı yiyorlar. Daha fazla bakmak istemeyerek çardakların olduğu yöne bakmaya başladım. Okulun kötü çocuğu olduklarını düşündükleri üç beş kişi vardı. Benim gördüklerim yanında siz hiçbir şeysiniz. Birileri onlara bunu söylemesi gerek.

Ve zilin sesi duyuldu. Uzun geçen bir onüç dakikadan sonra..

Hızla ayaklandım yeni daha kalkmadan elimle onu biraz kenara geçmesi için hafif itekleyip hocanın çıkmasını beklemeden çıktım.

Yavaş yavaş sınıflar boşalmaya başlıyor. Kolidor dolmaya başladıkça kimse bana takılmasın diye adımlarımı hızlandırıyorum.

Bahçeye çıkıyorum. Bahçeye varmamla birlikte cebim titreşiyor.

Lütfen o olmasın içimden dua ediyorum. Kapının tam önünde yavaş bir şekilde cebimden telefonumu çıkarıyorum.

Gelen kutusunu açıyorum. Ne yazıkki o olduğunu görünce içimi bir huzursuzluk kaplıyor anında.

Mesajı açıyorum. Ve okumaya başlıyorum.

"Bugün iş var. Çıkışta hemen mekana gel. Unutma aldığın her nefesin sahibi benim. -S xx"

Korku en baskın duygum du bulunduğum zaman içinde. Etrafıma bakındım onu arıyordu gözlerim. Siyah bir arabanın içinde olduğunu görünce bir adım geriledim. Bir şeye çarparak durdum. Arkamı döndüm korkarak. Bu yeni gelendi.

Her halimle içimdeki korku yüzüme yansıyordu. Onun da bunun farkına varması için uzunca bir süre gerekmiyordu. Anlamıştı.

Belli etmemeye çalışsa da bunu başaramıyordu.

"Korkuttum sanırım."

Hızlıca:

"Sorun değil." diyip yürümeye başladım. O ise hala yerinde duruyordu. Geldiğinden beri onunla konuştuğum ilk sözdü sorun değil.

BENİ SEVMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin