Sevda kendisinden bir parça olan bu sevimli varlığa hayranlıkla bakıyor, düşülüp kırılacakmış gibi dikkatlice tutuyordu. Bu yavru onu sevdiğini sanan bir adamdan dünyaya gelmişti, ancak belli ki zavallı kızın duygularıyla oynamıştı, ve sırf ona sahip olabilmek içindi her şey. Sevda, bebeğine yakışacak en güzel ismin Ela olacağını düşünmüştü.
Hem, kendi ismine de uyuyordu. Öyle bir dalmıştı ki, yanına gelen hemşireyi bile göremedi.
"Sevda hanım, çıkış işlemlerinizi yaptık, istediğiniz zaman çıkabilirsiniz. "Teşekkürler." "Allah analı babalı büyütsün, maşallah ne kadarda güzel bir bebek böyle. Sevda gülümsedi ama aslında içten içe kendini yiyordu, babası, Ela doğmadan önce "Bir piçi torunum olarak görmem ben, o benim torunum değil, sende kızım değilsin bundan sonra!" demişti. Aslında Sevda ne yapacağını bilmiyordu şimdi, babası sadece doğum anı gelene kadar kalabileceğini söylemişti. Hamile bir kadını dışarlarda bırakmak, vicdansızlık olurdu.
Sevda kendini toplamaya çalışarak ağlaya ağlaya ayakkabılarını ve kıyafetlerini giydi. Ela gözlerini kapatmış, karnı doymuştu. Çantasını eline aldı. Ne yapacağına dair en ufak bir fikri yoktu, son bir kere şansını deneyebilirdi belki de. Kıyamazdı belki , bağrına basabilirdi. Sevda Ela'yı sımsıkı sarmaladı ve kucağına aldı.Küçük yanakları al al olmuştu minik bebeğinin. Ve kokusunu içine çekti. Bu Sevda'nın son sarılışıydı Ela'ya.
O kaza, herşeyi değiştirdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ela
Ficção GeralDaha bebekken geçirdiği bir kazada annesini kaybeden ve yaşama tutunmaya çalışan bir kızın hikayesi.