"Baba....."
Bu sözler adamı daha çok etkilemişti.Kızı da aynı şekilde.Kız ilk defa bu kelimeyi kullanmıştı.Bu kelimenin nasıl söylendiğini bile bilmiyordu çıkmıştı işte ağzından bir kere.Tutamadığı göz yaşlarını kapatıp açtığında birer birer yere dü...
Genç kız anılarını hatırladıkça burukça gülümsedi.Ailesini çok seviyordu.Onlar da Jessica'yı.Dumbledore'un sesiyle odada bulunan herkes kafasını doğru çevirdi."Jessica güçlerinin ne kadar önemli olduğunu biliyorum.Ve ilerde neler yapabileceğini de.Ama bu gücü sadece kendimiz için kullanamayız.Diğerlerinin de elbette yardıma ihtiyacı olacaktır.Senin onlara yardım etmen gerek.Bir süreliğine onlarla beraber olacaksın."
Jessica,Dumbledore için değerli bir öğrenciydi.Çalışkandı çalışkan olduğu gibi de haylazdı.Tıpkı annesi Alice Black gibi.Ama Alice'de arkasında kendisine ihtiyaç duyan bir bebek bırakmıştı.Dumbledore,bebeği gördüğünde onun da babası gibi olacağını düşünerek endişelenmişti ama Dumbledore'un düşüncesi yanlış çıkmıştı.
Kız,ilk önce kendi kendisini sevebilmeyi öğrenmişti.Sonrasında ise evi olarak benimsediği Hogwarts'ta kendi ailesini bulmuştu.Dumbledore genç kızın bu kadar dayanıklı ve güçlü olabilmesine şaşırsa da kızın içten içe yıkıldığını biliyordu.Ama arkadaşları sayesinde Jessica sevgi denen kavramın ne olduğunu öğrenebilmişti.
Jessica Dumbledore'un sözleri üzerine içini bir hüzün kapladı.Arkadaşlarına veda edemeyecek miydi?"Profesör,gitmeden önce onlarla konuşsam olmaz mı?"Dumbledor,genç kıza hafifçe gülümsedi."Üzgünüm Jessica ama hayır.Onları görmen seni daha çok üzmekten başka bir şey yapmaz."Dumbledore haklıydı.
Jessica üzüntüyle başını salladı.Sonra odadakilere göz gezdirdi.Bruce Banner haricindeki kimseyi tanımıyordu.Ah,Banner'ı nereden mi tanıyordu?Kaldığı o lanet yetimhanede sürekli olarak saçma sapan konular konuşulurdu.O saçma konular içerisinde en mantıklı olan kesinlikle Hulk'tı.Jessica,Banner ve Hulk'a saygı duyuyordu çünkü Hulk güçlüydü,Banner zekiydi.
"Buraya benim için geldiyseniz kim olduğumu biliyorsunuzdur ama bir sorun var ki ben sizi tanımıyorum.Mr.Banner siz dışında."Jessica,böyle söylediği zaman Banner gülümsedi.Oku ve yayı olan adam ise bir başka adama bakıp kahkaha attı ve ekledi."Her yerde ünlü değilmişsin,Stark."Stark adamın tepkisine sinirlenip yan tarafındaki küçük aynayı adama doğru fırlattı.
Adam son anda aynayı tuttu ve alaylı bir biçimde Stark'a baktı.Sonra Jessica'nın yanına geldi."Clint Barton"Jessica adama başıyla karşılık verdi.Sonra yanına sarı uzun saçlı adam geldi."Ben Asgard Prensi Odin'in Oğlu Thor Leydim."Thor nazik bir şekilde Jessica'nın elini öptü.Jessica bu kibarlık karşısında birazcık şaşırmıştı.Ne de olsa o 4 hıyar ona böyle davranmıyordu.
Kızıl saçlı kadın yanına geldi."Natasha Ramonoff"Jessica,Natasha'nın uzattıı eli hafifçe sıktı.Amerika bayrağı gibi giyinmiş olan adam bu sefer konuşmaya başladı."Steve Rogers"Jessica başıyla selam verdi.Kendisine gelirken yolculuk etmiş olan kız bu sefer konuştu."Wanda Maximoff"Jessica bu kızı sevmişti.Bari gideceği yerde kendi yaşlarında birisi olacaktı bu moruklarla konuşmak zorunda değildi.
Daha demin ayna fırlatan adam konuşmaya başladı."Beni değilde Banner'ı nasıl tanıdığını anlayamadım ama neyse.Tony Stark."Jessica,adamın egosunun boyunu aştığını görebiliyordu.Sirius'tan bile egosu vardı bu adamın.Jessica Banner ile tanışma gereği bile duymadı çünkü onu gayet iyi tanıyordu.
Dumbledore şöminenin önüne ilerlediğinde Jessica aklına takılan soruyu sordu."Profesör,onlara ne anlatacaksınız?"Dumbledore kızın sorusuna karşı cevap verdi."SEn nasıl istersen öyle söyleyeceğiz." "Profesör,onları çok sevdiğimi ama gitmek zorunda olduğumu söyleyin olur mu?"Dumbledore başını sallamakla yetindi sadece.
Jessica'nın arkasından diğerleri de gelirken Jessica uçuç tozunu eline aldı ve Dumbledore'a sorarcasına baktı."Avengers Kulesi" Jessica'da aynı sözleri söyledikten sonra birkaç saniye içinde tuhaf bir yerdeydi.Birkaç dakika içinde diğerleri de gelmişti ama hepsinin üstü başı toz ve isti.Jessica sessiz bir büyü yaparak hepsini temizledi.Sonra yine bir büyü sayesinde spor ayakkabılarını giyip saçını at kuyruğu yaptı.Üzerinde zaten taytı ve sweatshirt'ü vardı.Yani gayet rahattı.
Diğerleri yürümeye başlayınca onlarla beraber ilerledi.Salon tarzı bir yerde durdular.Herkes kendini kanepeye attı.Jessia hariç o ayakta durdu ve merak ettiği o soruyu sordu.
"Anlatın bakalım.Düşmanımız kim? Ve neden ben?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evetttt yeni bölümle karşınızdayım.Ben bu hikayeyi çok sevdim ve galiba uzun bir süre buna devam edeceğim.
