İki ay sonra çapulcular ve Jessica güzel bir tatile çıkıp yine saçma sapan davranmışlardı (her zaman ki gibi)
Ve yarın büyük gündü. Ulu James Potter'ın düğünü vardı ve evet Jessica hala düzgün bir kıyafet bulamamıştı ve ona göre bu oldukça sinir bozucuydu.
"Tanrım Lily, ben hiçbir şey bulamıyorum."
"Jess, yüzlerce elbisen var. Gel tekrar bakalım hepsine."
Jessica ve Lily yaklaşık 2 saat sonra onlarca kıyafetin arasından siyah düz bir elbise bulmuşlardı ve bu Jessica'ya göre kutsal bir elbise falandı çünkü siyahtı.
Düğün için Yenilmezler'e de haber vermişti ama kaçının geleceğini bilmiyorfu çünkü daha geçen gün haber vermişti ve ne kadar aptal olduğunu düşünüyordu.
Biraz daha Lily ile konuştuktan sonra esnediğini fark edip odasına geçti yatağına girdiği anda uykuya daldı.
Sabah kalktığında daha doğrusu öğlen kalktığında saati görünce yataktan yere düştü çünkü saat 1'di ve 10 dakika sonra Lily ile ikisi kuaföre gideceklerdi. Koşarak banyoya gitti ve 5 fakika içinde duş aldı ve büyü yaparak kurulanıp üstünü giydi.
Aşağı indiğinde galiba hiç görmek istemeyeceği bir manzarayla karşılaştı.Sap kaldıpı içinde olabilirdi tabikide. Lily ve James öpüşüyordu.
"Azıcık sabredin 7 saat sonra evleneceksinin bu arada öğk"
James, kızın yanına gidip saçını karıştırdı ve sonucunda karnına dirsek yedi ve bir nevi ağlayarak kızların yanından ayrıldı.
Makyajını oldukça sade tutan Jessica'ya karşı Lily'nin makyajı baya bir abartıydı. Yani Jessica'ya göre.
"Lils, evleniyorsun hemde James ile"
"Farkına varabilmene sevindim. Hem senin şu kıytırık süper kahraman arkadaşların gelecek mi? "
" Davet ettim ama bilmiyorum Lily neyse gel rujunu düzelteyim."
Yarım saat sonra davetliler gelmeye başlamıştı ve onları karşılaması için Jessica ve Sirius görevlendirilmişti. Çünkü James'im yanında kalması için en akıllıca seçimin Remus olduğuna karar vermişlerdi.
Sirius'un ne yapacağı belli olmazdı sonuçta.
"Ah, Jessica merhaba tatlım. "
Jessica kafasını çevirdiğinde Marlene'i gördü. Hogwarts'ta ki Lily'den sonra en yakın kız arkadaşıydı. Birbirlerine sarıldıktan sonra Jessica onu içeri geçirdi.
" Pabucumuz dama atıldı sanırım. Hem ben senle daha yakın kankayım uzayda boşlukta kaç gün geçirdik biz? "
İçeri gelen ve bağırarak konuşan Tony'e göz devirdi. Yanında Steve vardı. Yanlarına gidip ikisine de sarıldı. Eh ne de olsa gerçekten uzayda kaç gün geçirdiklerini hatırlamıyordu.
" Bağırmayı kes Anthony! Hoşgeldin Steve. "
Tony, kafasını öbür yana çevirip söylenmeye başlayınca Jessica güldü.
" Sana da hoşgeldin Tony"
Jessica ikisine oturacak bir yer bulduktan sonra Lily'nin yanına yukarıya çıktı. Melek gibi olmuştu ve James kızı görünce kalp krizi fakan geçirecekti.
"Lily, o kadar güzel olmuşsun ki bebeğim."
Lily hafifçe gülüp kızın oturduğu koltuğq oturdu.
"Çok heyecanlıyım Jess ve mutluyum ve yanımda en yakın arkadaşım var nasıl mutlu olmayabilirim ki? "
İkisi birbirine bir süre sarıldıktan sonra kapının tıklatılmasıyla geri çekildiler. Gelen Lily'nin kız kardeşi Petuna'ydı.
" Nasıl olduğuna bakmak için gelmiştim ama bakıyorum da yanında o mükemmel arkadaşın var bana ihtiyacın yok demek ki."
Kapıyı hızla çekip çıktı.Jessica gözleri dolmuş arkadaşına baktı.
"Ağladıktan sonra başın ağrımasa ağla derdim ama başın ağrıyor hem üzme kendini. Hayaytının aşkıyla evleniyorsun bugün. "
Jessica, erkeklerin yanına gittiğinde James'in ağladığını ve Sirius'un onu teselli etmeye çalıştığını gördü. Çalıştığını gördü diyor yazar çünkü Sirius James'in omzuna yavaşça vuruyordu hem de kafasını çevirmiş gülüyordu.
Tuhaf bir manzaraydı karşı koltukta oturan Peter ise kravatını bağlamaya çalışıyırdu. Jessica Sirius'a tekme attıktan sonra Peter'ın kravatını yaptı. Sonra da James'i teselli etti. İline en çok yarayan cümle; Lily'nin deniz kızı gibi olduğuydu.
James bunu duyunca ağlamayı kesip hayallere daldı. Ne tür hayaller olduğunu sormayın lütfen.
Tony ve Steve en kuytu köşede oturmuşlardı çünkü Tony ikidebir insanları eleştiriyordu daha doğrusu kadınları ve bir süre sonra Steve'de ona katılmıştı ve insanları en iyi izletebilecekleri yer en dipteki masaydı.
"Aman tanrım o elbiseye o ayakkabı hiç olmamış ojelerine değinmek bile istemiyorum neon yeşili mi onun ayakkabıları? Iyk iğrenç niye çoğunluğu aynı tip siyah elbise giymiş anlamıyorum. Steve bak sana eş buldum. "
Steve Tony'nin gösterdiği yere baktığında hemen kafasını salladı.
" Hayır, hem ben niye senle yarım saattir bunun sohbetini yapıyorum. En son beni öldürmek üzereydin. "
" Özür dilediğini duymak hoşuma gittiği için seni dün affeddim. Evli olmasaydım varya ama hayır ben eşine oldukça sadık bir insanım."
İkisi konuşurken gelin ve damat içeri giriyordu. Jessica hızlıca aşağı indi ve onları izlemeye başladı. Sirius, Remus ve Peter'ın yanına geçti.
"Eveeeeet!"
"Eveeeeet!"
Jessica ağlayarak kendisi bi ağlayan Sirius'a sarıldı.
"Sence de çok tuhaf değil mi çocukluğundan beri tanıdığın arkadaşların evleniyor. "
Sirius göz yaşlarını silerek cevap verdi.
" Baya tuhaf hemde. "
Potter çiftinin yanlarına giderek James ve Lily'e sarıldılar.
" Lily Potter ah yeni soyadınıza bayıldım bayan Potter ay çok tuhaf oldu. "
Onlar kendi aralarında gülerken o, bu mutlulukları nasıl yok edeceğini düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Power-Jessica Riddle
Fiksi Penggemar"Baba....." Bu sözler adamı daha çok etkilemişti.Kızı da aynı şekilde.Kız ilk defa bu kelimeyi kullanmıştı.Bu kelimenin nasıl söylendiğini bile bilmiyordu çıkmıştı işte ağzından bir kere.Tutamadığı göz yaşlarını kapatıp açtığında birer birer yere dü...