5

14 3 2
                                    

Elimdeki bardağı masanın üstünde bir sağa bir sola çevirmeye başladım. Eskici Suat abiden alıp tamir ettiğim müzik çaların kısık sesini yükseltip Spring Waltz dinlemeye başladım. Bugüne kadar hiç sorgulamamıştım yaptıklarımı ilk hırsızlığımı yağtığım gün yetiştirme yurdundan kaçtığım gündü. Çok acıkmıştım bir tane zeytinli poğaça demiştim sadece bir tane zeytinli poğaça ama öyle olmamıştı. İhtiyacımdan fazlasını çalmadığım sürece yaptığımın yanlış olmadığına inandırmıştı beynim bütün hücrelerimi. 8 yıl sonra aklıma gelmişti bu soru ?" Elektronik cihazları tamir etmede başarılıyım hatta geçenlerde mahllelinin bozuk aletlerini tamir etmiştim ve uzattıkları parayı almamıştım düşününce gerçekten çok komik değil miydi? Hırsızım ama bana uzatılan parayı almıyorum neden çünkü dilenci değilim. Şimdi anlamıştım Oğuz'un tepkisini haklıydı. Koşarak aynanın karşısına geçtim kabul ediyorum çelimsiz ama yakışıklıydım çok heyecanlanmıştım sanki yeniden doğacakmışım gibi saçma salak gülüp aynada kendimi izlemeye başladım yaşayamadığım ergenliğimi şimdi yaşıyordum galiba hızla saçımı bir iki karıştırıp koşarak evden çıktım. On dakika kadar koştuktan sonra sıvası yapılmamış duvarları mahallelinin aşk defteri gibi sprey boyayla yazılmış yazılarla dolu eskici dükkanının önündeydim. "Yağız abi hoşgeldin buyur geç abi içerde" tombul iri yeşil gözlü Murat'ın siyah saçlarını karıştırdım "Eyvallah abim Eyvallah" başına öpücüğümü kondurduktan sonra Suat Abi'ye yöneldim "Yağız efendi hayırdır yine ne işin düştü?" "Ayıp oluyo abi" "Tamam hemen alınma kız gibi söyle bakalım nedir derdin?" "Abi ben yeni bir başlangıç yapmak istiyorum herşeye sıfırdan başlamak yeniden doğmak bunun için de bana bir telefon lazım" "İşin gücün haytalık direk bende telefonum olsun diğer gençler gibi olayım desen sanki vermeyecem" "Abi sen benim ne yalanımı gördün yav ben ciddiyim" "Geçenlerde bir telefon aldım iskeleti sağlam" " İskelet" gülmeye başlamıştım. "Yağız sordun anlatıyorum ne olmuş anlamadım ki sana." " Tamam hemen alınma" " Her neyse işlerim var. Murat,  Yağız abine dün gelen telefonu getir." Telefonu alır almaz teşekkür edip koşmaya başladım sırada bayiye gidip hat alamak vardı. Anlaşılan bugün yorucu olacaktı...

"Oğuz" "Evet benim" "Ben Yağız. Yağız Kara konuşalım mı?" "Ben sana konum atacağım" Telefonu kapatmıştı beklediğim tepki kesinlikle bu değildi bu olmamalıydı. Tanımamış mıydı beni? "Sakin ol Yağız gittiğinde anlarsın" Oğuz'un numarasını kaydedip telefonu masaya bırakmıştım  ki mesaj sesiyle zıpladım korkmuştum alışık değildim sonuçta mesaj gelemsine ya da aranılmasına. "OGZ: Bro kusura bakma babam yanımdaydı ben konumu atıyorum hemen görüşmek üzere" Ben: "Eyvallah" Köşedeki dolabı açıp siyah kot pantolonum haki yeşili kazağımı giydim. Montum yoktu geçen yıl Meriyem teyze torununun montunu getirmişti ama olmamıştı. Aynanın karşısına geçtim morluklarım azalmıştı "Filmlerdeki gibi" diye fısıldadım. İki saat sonra Oğuz'un gönderdiği konumdaydım. Hava rüzgarlıydı ve yağmur taneliyordu. Ulu Cami'den güzelliğiyle evreni kıskandıracak seda yükseliyordu. Akşam namazı vaktiydi,  Oğuz daha gelmemişti buraya kadar gelmişken namaz kılmadan gitmek olmaz diye düşünüp camiye girdim. Eşsiz,  muazzam ve mucizeviydi adeta. Abdest alıp namaza durdum huzurluydum belki de bu yaşıma kadar hiç tatmadığım bir huzurdu. Camiden titreyen telefonumla çıktım "Efendim Oğuz" "Bro sen nerdesin? bekliyorum ben" " Kafanı kaldıdıp etrafına baksan göreceksin" Gülümseyerek kafasını kaldırdı. Uzun kumral saçını kulaklarının arkasına götürünce sağ yanağındaki kara delik ortaya çıkmıştı. Bu düşünce benimde gülmeme sebep olmuştu ama hayatımda hiç o kadar derin bir gamze görmemiştim. Siyah pantolon ve siyah kazağıyla esmer teni uyuma geçmiş adeta mafyayı andırıyordu. Belime hafifçe vurmuştu. Onu sevmiştim galiba iyi birine benziyordu. "Bro geç kalacağız de haydi" "Konuşacağımızı sanıyordum" Konuşuyoruz işte Yağız""Aklımda tonla soru var bilmem anlatabiliyor muyum?""Ne gibi sorular?""Bana neden yardım ediyorsun kimsin beni tanıyor musun?" Yavaşça yüzünü bana döndü gözlerini küçülte bildiği kadar küçülterek"Sadece oradan geçiyordum seni sevdim ve öyle bir hayat yaşamanı istemedim. Şimdi de seni arkadaşlarımla tanıştırmaya götürüyorum soruların bitti mi?" "Adamsın" son sözümle ikimizde kahkaha atmıştık. Artık gülebiliyordum ve değişiyordum bu harika bir duyguydu.

Çok yoğun olduğum için ve elimde hazır yazılmış bir bölüm olmadığından dolayı bölümleri geç atıyorum kusuruma bakmayın :)

Yorum sayısı yok denecek kadar az hatta sevdiğim okurum @boylayzim dışında yorum yapan yok lütfen bu konuda biraz hassasiyet gösterebilir miyiz? Önerilerinizi ve eleştirilerinizi her zaman beklerim :))))

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Sessizlik döngüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin